Altınoluk'ta faaliyet faaliyet kırılmışız yani.. Utandım bir de minder yaptık demeye:) Ama yaptık...
Birkaç ay önce iş çıkışı markete uğradım. Aç karnına markete uğradığım zaman o kadar saçma sapan şeyler alıyorum ki... Karnım açken neden iki tane paspas aldığımı bilmiyorum. İkisi 5 TL falandı sanırım.
Dur ben bunları alayım, kardeşim “yine evi çöp eve çevireceksin” desin.. “valla koy bunları odanda bir yerlere” desin... Ben de; “karışma sen benim hobilerime” diyeyim... Karşılıklı restleşelim ve ilişkimize biraz renk gelsin diye de düşünmüş olabilirim.
Dur ben bunları alayım, kardeşim “yine evi çöp eve çevireceksin” desin.. “valla koy bunları odanda bir yerlere” desin... Ben de; “karışma sen benim hobilerime” diyeyim... Karşılıklı restleşelim ve ilişkimize biraz renk gelsin diye de düşünmüş olabilirim.
Aylardır, odamdaki parça pinçik kumaşların durduğu kutunun içindeydiler (neticede görülüyor ki yine o kazanmış). Annemlerin yanına giderken hamarat kardeşim yanına kalın bir kitap ve hala örmeye devam ettiği motiflerini aldı. Eee ben bakındım bakındım, fotoğraf makinası zaten başucumda uyuyorum, yola çıkmadan da astım koluma... Son anda aklıma geldi bu zavallılar, aldım tıktım çantaya, bir de bu mavi pomponları almıştım taaa önceden... Beşiktaş'ta Gürün pasajındaki ıvır zıvır herşeyin satıldığı yerden. Benim gibisi de yoktur herhalde; oraya gidiyorum öyle etrafıma bakıyorum. Bir şey görürümde birden ilham gelir diye gözlerimi kısıp etrafımı kesiyorum. Bu pomponları da peçetelik yapmak için almıştım... Sonra saçma geldi, öyle kaldı elimde...
Neyse işte cumartesi öğleden sonra çıkarttım alet edevatı koydum annemin önüne. Annem çok iyi dikiş diker, yani dikerdi, şimdi hem sıkılıyor hem de gözleri görmüyor zavallımın.
Neyse işte cumartesi öğleden sonra çıkarttım alet edevatı koydum annemin önüne. Annem çok iyi dikiş diker, yani dikerdi, şimdi hem sıkılıyor hem de gözleri görmüyor zavallımın.
Neyse istediğim şeyi anlattım; şöyle yuvarlak bir minderim olsun istiyorum, kenarlarına da bu mavi ponponları dikelim anneciğim, sen başla ben devam edeceğim... Haydi bakalııımmm gülümse çekiyorum... diyerekten...
Kumaş biraz saçmaymış etrafta acayip tüycükler uçuştu, ama ben koştum annem sinirlenmeden şarjlı süpürgeyle havada yakaladım hepsini.. Bu arada kardeşim kitabını okuyor arada da yan gözle bakıyor; ne bu tantana gibilerinden, ne de olsa onun bir titri var..
Neyse sonunda bitirdik biz minderi, ama benim bir parmağım yaralandı (içine kırpık kumak koyalım dedik onları öyle hırsla kıprmışım ki makası bir bıraktım deri kalkmış), annemin de parmak uçları acıdı, orada dikiş makinası olmadığı için o sert kumaşı elinde dikti zavallıcık...
Amannn ne yapalım acı çekmeden mutluluk yok.. Üzüleceksin ki sevinesin, ağlayacaksın ki gülesin.. yok öyle hampacılık...
Gelirken yanımda getirdim minderimi. Şimdi hangisini kullanacağımı şaşırdım. Bir gün mutlu minderimi, bir günde şirineyi kullanıyorum...
Gelirken yanımda getirdim minderimi. Şimdi hangisini kullanacağımı şaşırdım. Bir gün mutlu minderimi, bir günde şirineyi kullanıyorum...
A few month ago after the work I went to supermarket and I found this simple
floor mats, very cheap price, but I'm not sure, what I thought when I bought them Because they are very thin for mat. I put them a box and forgot until last weekend. I put them in my bag and went to Altinoluk.
My mom is very good tailor, so in the past, now, when she is sewing; she gets bored and does not see her eyes better.
But When I want, she always do it like every mom..
Finally, we finished it and loved a lot.