Mudo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mudo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Haftasonu Kartı ve Aloe vera'mız - Weekend Card and Our Aloe vera




Bu hafta pek sevimsiz geçti. Artık devamlı gözlük takmak zorundayım. Gözlükler , Progresif cam, yani uzak, orta ve yakın görüşlerin hepsi tek bir camda toplanmış durumda. Hafta başında yeni gözlükleri aldım taktım ama hala alışabilmiş değilim. Yer kayıyor, midem bulanıyor. Benim gibi hareketli biri için tam bir kabus. Sanki bir kapana kısılmış, hayatım kısıtlanmış gibi hissediyorum, gözlerim habire çerçevede! Onlara bakmasam alışacağım belki ama yazarken bile görüyorum onları, nasıl bakmayayım. Şahdım şahbaz oldum yani anlayacağınız. En az 15 gün hiç çıkartmadan takmam gerekiyormuş alışmam için, sonra istersem çıkartabilirmişim ama zaten ben istemeyecekmişim çıkartmayı!!! Bakalım göreceğiz.


Bir de dikkatimi çekti benden başka gözlük takan yok gibi!! Kızlar sizin gözleriniz bozulmuyor mu ya???  Ben hem yakını hem uzağı bir güzel benzetmişim… Neyse alışacağız artık, hem o kadar para verdik.  Canım pahasına korumam gerek bu gözlükleri, üzerine oturmam inşallah. Bundan önceki yakın gözlüklerini o şekil kırdım da!!!


Neyse bu fotoğraflar geçtiğimiz Pazar akşamüstüden, yeni aleo vera çiçeğimizi masada oturmuş dergiler arasında kaybolurken tam gözümün önüne koydum sonra da ayy harika diyip kaltım fotoğrafını çekmeye başladım. Umarım uzun bir hayat sürer evimizde. Biz çok sevdik…

Bu haftasonu için de planlarım var. İnşallah enerjim olur, içimden gelir ve çoşarım da ortaya içime sinen birşeyler çıkar…

Herkesin haftasonu bol enerjik ve neşe dolu geçsin…




This week was very strange for me! I have a new glasses which called progressive glasses and I still am not able to use it.. I know, I need more time and I should use it continuously for at least 15 days.
I feel restricted myself and it is very difficult for someone like me hyper active!!!
Anyway, I'll eventually get used to it...


These images were taken last Sunday. While I was reading my lovely magazine,
My eyes were fixed to our new Aloe vera and I started taking photos of it. I hope it lives very long with me...

I have many plans for this weekend and hopefully I can find myself enough energy.


I wish all of you have an amazing and enegetic weekend...







Haftasonu Kartı - Tabak Olsun!





Neredeyse çorapları bile tek tek giyeceğim. Evde her şeyden azar azar var. Kendimi bildim bileli çok nadir almışımdır takım eşyalar. Önceleri mecburen öyle alıyorduk.

Malum öğrencisin, paran sadece ihtiyacını karşılayacak kadar… O zamanlar bizimkilerin evindeki bozulmuş takımların tabaklarını, eşantiyon bardakları, hediye borcamları falan kullanırdık. Sonra çalışmaya başladım, evlendim-evleneceğim gibi bir durum da var ortada, çeyiz batağına battım. (Aman kızlar size bir abla tavsiyesi, çeyiz alacak paranız varsa, onu biriktirin düğünden bir ay önce gidin ne isterseniz alın sonra o parayla… )

İşte sadece o zaman almışımdır bir iki takım bir şey, onları da kullanmadım, zaten evlilik konusuna da bir daha o zamanki kadar yaklaşmadım…



Yıllar içinde tek tek almaya başladım ben de sevdiğim şeyleri…  Özellikle pasta tabaklarına devamlı özeniyorum, her özendiğim takımı almaya kalksam, mutfağımın en az 100 m2 falan olması gerek herhalde.

Hem böyle tek tek olunca daha çok hoşuma gidiyor, misafir geldiğinde de yığıyorum bir kenara tabakları, isteyen istediğini seçiyor.

Eski mutfağımız da, şu anda oturduğumuz evin mutfağı da minicik. Gerçi biz seviyoruz ama işte şöyle ferah ferah olsa her yere raflar yapsam diye de iç geçirmiyor değilim…

Geçenlerde küçücük iki raf astık bir duvarına. Ayyy ne eziyet oldu bize anlatamam. Tam bir macera. Rafları asacağımız yerde aynalar vardı, ilk önce onları söktük, sökerken duvarında bir kısmını kopartıvermişiz. Hemen alçı kardık, kopardığımız yerleri yamadık. Tabii öyle kötü yamalı bohça gibi oldu ki mecbur o duvarı boyadık, baktık bir duvar boyalı diğeri boyasız olmayacak, hayda tüm mutfağı boyadık… Tabii bu boyama işleri aralıklarla oluyor, kurumasını bekliyoruz falan. İşte o sırada mutfaktaki eşyaların bir kısmını salona çıkartmıştım da o zaman fotoğraflamıştım bu tabakları da.. Neyse, sonunda duvarı cillop gibi yaptık. Rafları boyadık, duvarda yerini işaretledik, başladık çiviyi çakmaya… Kardeşim bu nasıl bir duvar, yok çivi kırılıyor duvarda bir numara yok anca alçıları dökülüyor…  Öyle bıraktık, ertesi gün gittik kalın beton çivisi aldık, tekrar başladık denemeye… Yok imkanı yok içeriye gitmiyor, çakılmıyor çivi… Nasıl sinirlendik, nasıl hırslandık anlatamam. O iş illaki yapılacak… O sırada bir matkap sesi duydum. Sesin geldiği yere doğru gittim evin içinde camdan bir baktım karşıdaki inşaattan geliyor ses.

Hemen gittim ustaya, kardeş bize matkabını birazcık verir misin dedim. Adam şaşırdı tabii, kullanabilecekmisin dedi, hallederiz biz dedim, ama adama pek güven veremedim herhalde ki dur ben gelip yapayım dedi. Allah bin kere razı olsun, matkapla geldi deldi gitti duvarları ama o özenle boyadığımız duvar oldu sana harita… Bu sefer oraya kağıt yapıştırdık. Ayy böyle anlatınca da çok saçma oldu… Fotoğrafı olsa anlayacaksınız nasıl bir şey, ama gün ışığı almadığından fotoğraflar hoşuma gitmiyor o yüzden de elimde hiç fotoğrafı yok…



Tabaktan raf mevzuna nasıl geldim ben… Aman işte böyle böyle…

Bu sıralar yine işler dolu dizgin, zaten buralarda pek sesim çıkmıyorsa bilinki ben başka sıkıcı işlerde harıl harıl çalışıyorum.

Haftasonunuz pür neşe içinde geçsin efendim…



I don't like to use full set. I think, a lot more fun to use various plates...

My kitchen is quite small because of that I can not buy all plates I love. I hope one day I'll have a large and bright kitchen.

wish all of you have a wonderful weekend...







Cevizli ballı mis gibi kek...





Dünkü yazıma ne güzel yorumlar yapmışsınız, nasıl mutlu oldum, nasıl şevklendim anlatamam. Ancak bu sabah okuyabildim hepsini. Tekrar tekrar teşekkür ederim.

Dün akşam yemekten sonra sadece bizim apartımanın elektrikleri gitti, apartımanın içinde merdivenlerde yanıyor ama evlerde yok. Tüm akşamı mum ışığında kitap okuyarak geçirdik, sabah kalktığımızda hala yoktu. Umarım akşama kadar gelir. Tamam mum ışığı, kitap, keyif güzel de bir kahve bile yapamamak çok kötü.
 

Neyseki bu post için fotoğrafları önceden flash’a kopyalamıştım , yoksa ne yapardık maazallah: ) Sanki ölümsüzlüğün sırrını vereceğim alt tarafı bir kek… Ama gerçekten lezzetli bir kek.
Bu keki iki kez yaptım, ikisinde de severek yedik. Gerçi teyzemin kızı; sizin önünüze ne koysam öyle iştahla, severek yiyorsunuz ki kendimi süper bir ahçı gibi hissediyorum diyor, yani bizim yiyecek bir şey için güzel dememiz pek de kıstas olmasın size: )


Bu tarifi taaa geçen sene eylül ayında katıldığım Stephanie Levy’inCreative Courage” e-kursunda (Buradan kurs hakkında yazdıklarımı okuyabilirsiniz) Shephanie vermişti. O zamandan beri yapmak aklımdaydı ama bir türlü malzemeleri toplayamamıştım.

İşte Malzemeler;

Pekan (Cevizli) Karışım:
1 1/2 su bardağı kıyılmış cevizler
1/2 su bardağı esmer şeker
1 çay kaşığı tarçın
6 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı

Kek Hamuru:
1 su bardağı kepekli un
1 su bardağı çok amaçlı un
1 paket kabartma tozu
1/4 çay kaşığı tuz
1/2 su bardağı akçaağaç şurubu ( ballı su)
1/2 su bardağı kanola yağı (ben çiçek yağ kullandım)
Hafif çırpılmış 2 yumurta,
1 su bardağı sade yoğurt
1 çay kaşığı vanilya

Gelelim yapılışına; Mutfağa girin hemen fırını 180 dereceye ayarlayın, sonra 23 cm çapında kek kalıbınızı çıkartın ve yağlayın. Sonra cevizleri iri iri doğrayın, (Tarifin orjinalinde pecan kullanılıyor. Ceviz benzeri, ben bu denemem de Pecan kullandım ama ikincisinde ceviz ile yaptım o da çok güzel oluyor. Pecanı burada bulmak zor.) esmer şeker ve tarçın ile güzelce harmanlayın sonra eritilmiş zeytin yağını da karıştırıp kenara koyun.

Kek hamurunu yapmaya başlamak için geniş bir kap alın, içinde un, kapartma tozu, tuzu karıştırın. Ayrı bir kapta ise akçaağaç şurucu (yine bu denememde akçaağaç şurubunu kullandım ama ikinci denememde evde olmadığı için ballı su yaptım onu kullandım), yağ ve yumurtayı güzelce karıştırın sonra içine yoğurt ve sıvı vanilyayı ekleyin (eğer sıvı vanilya kullanmıyorsanız toz halindekini unlu karışıma eklersiniz tama mı). Daha sonra kuru karışım ile sıvı karışımı güzellllce birbirine yedirin. Kek hamurumuz hazır.

Kalıbımıza bu kek hamurunun yarısını koyun (şöyle yanlardan kalıba vurup eşit yayılmasını sağlayın) üstüne cevizli (pecan) karışımın da yarısını serpiştirin. Sonra kek hamurunun geri kalan kısmı ve en üste cevizli karışımı serptikten sonra doğru fırına.

40-45 dakika kadar sonra kekiniz hazır.

Ben hala süt ile kek yemeği çok sevdiğimden bu ikiliye bayıldım. Umarım sizin de hoşunuza gider..

Afiyet bal şeker olsun efendim…


Bardak                          : Mudo
Pasta Tabağı                 : Bursa’daki bir dükkandan
Yeşil Servis Tabağı         : Ikea
Çatal                            : Tantitoni
 

 
I love to try different cake recipes. I'm not an expert in the kitchen but I love to be there.
This recipe is from Stephanie Levy. She is an American artist who live in Berlin with her husband and two adorable her daughter. She has also an e-course called "CreativeCourage" . I participated this e-course in 2011 ( you can read my post about it in here ) and it was an unique experience for me. 
Stephanie gave us this delicious recipe and I baked it two times.

I hope, you love it also;

Maple Pecan Cake 

Pecan Topping:
1 1/2 cups chopped pecans
1/2 cup brown sugar
1 tsp. cinnamon
6 Tbsp. melted butter

Cake:
1 cup whole wheat flour
1 cup all-purpose flour
1 tsp. baking powder
1 tsp. baking soda
1/4 tsp. salt
1/2 cup maple syrup
1/2 cup canola oil
2 eggs, lightly beaten
1 cup plain yogurt
1 tsp. vanilla



Preheat the oven to 350º F. Butter and flour a 9" round springform pan.

For the pecan topping: Mix together pecans, brown sugar, cinnamon and melted butter.Set aside.

For the cake: In a large bowl, combine flours, baking powder and soda, salt. In a separate bowl, beat maple syrup, oil and eggs until well blended. Stir in yogurt and vanilla. Add wet ingredients to dry ingredients all at once, and mix by hand until evenly combined.

Spread half of the batter in the prepared pan, then sprinkle on half of the pecan topping. Cover with remaning batter, and sprinkle over the rest of the pecan mixture.

Bake for 40-45 minutes…
Bon appetit…













Armutlu ballı kek gibisi yok...






Hep diyorum ya sevmediğim bir meyva yoktur benim diye. Bir sıralamaya koy deseler paniklerim sanki. Sadece armuta karşı bir ikirciklenme vardır içimde. Öyle her armut beni heyecanlandırmaz, yooo yerim yine de ama, dolabı açtığımda en son armut dikkatimi çeker mesela.

 

Akçaağaç armutudur benim favori armutum, hani yeşil, küçücük, naif olanlar, içi bembeyazdır, suludur, tatlıdır… hop hop yersin. Bir de Altınoluk’taki yan komşumuzun armutu bambaşka, mis kokulu, kocaman, sulu ve lezzetli.

 

İşte bu armutlar o armutlar. İstanbul’a gelirken yolda yiyelim diye vermişlerdi, yedik yedik ama arttı da. Kalanlar ile kek yapmak istedim.  Aradım taradım işte bu tarifi buldum.


 

Technicolor Kitchen - English Version benim uzun zamandır takip ettiğim harika bir yemek bloğu, yemek derken çoğunlukla kek tarifleri veriyor. Denediğim ama fotoğraflayamadığım birkaç tarifi daha var. Bence takibe almaya değer bir blog.  Baksanıza onun yaptığının görüntüsü ne harika olmuş, ben birazcık fazla kızartmışım ve benimki yamuk yumuk kabarıvermiş. Ama tadı gerçekten çok güzel. Keki pamuk gibi oluyor iç rahatlığı ile deneyebilirsiniz.

 

Gelelim tarife;
 

Malzemeler
3-4 adet Armut
½ cup bal
2 yemek kaşığı limon suyu
¾ cup + bir yemek kaşığı kadar (184 gr) yumuşak tereyağ
2/3 cup (116 gr.)  esmer şeker
3 yumurta
1 ½ cup + 1 ½ yemek kaşığı (225g) un
1 paket kabartma tozu (Bence bende bu biraz fazla geldi siz yarısını koyun)
¼ çay kaşığı tarçın (Ben daha fazla koydum)
¼ çay kaşığı hindiztan cevizi
1/3 cup (80ml) süt

“Cup” ölçüsü olarak su bardağını da kullanabilirsiniz (ustalar böyle diyor yani) .
 

Malzemeleri tezgaha dizelim sonra da fırını 180 dereceye ayarlıyalım, başlayalım armutları soymaya. İlk önce yarıya sonra her bir yarımı 4 parçaya bölüp çekirdeklerini çıkartalım. Küçük bir tencerede, kısık ateşte armutlar, bal ve limon suyunu bir güzel armutlar yumuşayıncaya kadar pişirelim (lapa olmayacak sadece renkleri şeffaf gibi olsun, balı içine çeksin, diriliğinden bir şey kaybetmesin güzelim armutlar). Pişti bunlar dediğimizde armutları ayrı bir tabağa  alıp soğumaya bırakıyoruz ama ballı suyu da atmıyoruz.

Gelelim kek kısmına; tereyağ ile esmer şekeri mikser ile krema kıvamına gelene kadar çırpıyoruz, sonra yavaş yavaş yumurtaları ekliyoruz ve yine güzelce çırpıyoruz. Bu karışımın üstüne, un, tarçın, hindistancevizi, kabartma tozunu da ekledikten sonra ne yapıyoruz tekrar çırpıyoruz ve sütü ekliyoruz,  bu esnada yavaş hızda karıştırıyoruz mikser ile. Karışımı önceden hazırladığımız kalıba döküyoruz, üstüne Armutları diziyoruz ve 50 dakika kadar pişiriyoruz.

 

Tamam bu kek pişti, harika oldu dediğinizde fırından çıkartıp bir süre sonra kaşıkla yavaş yavaş ayırdığınız ballı suyu kekin üstüne döküyorsunuz.

Ben servis ederken dilimlerin üstüne döktüm bu şerbeti. Bazıları istemedi çünkü ama bence tümünün üstüne dökülse, iyice emse çok daha güzel olur. Servisi de ılıkken dondurma ve artan armutlarla beraber yaparsanız zevkten eriyebilirsiniz.

Haydin afiyet olsun.
 
Tabak - Çanaklar;
 
Kek Servis tabağı ; IKEA
Pasta tabağı ; Cemile
Kaşık - Çatal ; Hisar
Çiçekli Kupalar ; Cath Kidston
Düz Renk Kupalar ; Porland
Porselen Demlik ; Touch Me (Hani Makro ve Migros'larda satılıyor ya. Web sitesini bulamadım.)
Armutların içine olduğu kase; Annem onu babamın eski pantolonlarını verip kapıya gelen kadından almış.
 

 
I love all kind of fruit. These pears were from our neighbor's garden in Altinoluk. It looks still delicious.

I wanted to try a cake with pears and I found a recipe on Technicolor Kitchen - English Version's blog. I have been following this great blog for a long time and I love it so much. You can find a lot of delicious cake and another recipes in there. As you see her images are really good.

My cake looks little bit different from the original image (mine looks little bit crooked: ) ) but the taste was wonderful. I think you should try it.

You can see all recipe and details here.
 
Bon appetit...
 
 
 
 


NOT: Şu fotoğrafların içinde beni bulun hadi: )

P.S. : Let’s find me inside these images: )



 
 
 

Evimiz Renklendi...





Bizim evde sadece 2 tane halımsı şey var, geri kalan her yer minik minik paspaslarla, kilimlerle dolu. Bizim kadar paspasa, kilime para veren azdır sanırım. Zevkimize uygun birini gördük mü kardeşimle birbirimize bakar doğru kasaya gideriz.

Temizliğe ilk tüm paspaslar toplanarak başlanır bizim evde, onları balkondan silkeleriz ve silinmiş balkon demirine üst üste koyarız, sonra tüm ev tertemiz silindikten sonra hepsi yerlerine serilir, ki en zevkli iş budur: ) 

Mutfağa, antreye, arka odaya, banyoya, koridora, balkon kapısının önüne, benim odama, kardeşimin odasına.... bir nevi tavaf ederiz evi :) Çamaşır ve ütü sorumlusu olan kardeşimse onları aklına estikçe yıkar, aklına da pek sık eser, ee böyle olunca da çabuk solar, yıpranır ya da bizim hevesimiz kaçar bu miniklerden.
Bu haftasonu planımızda boya işleri vardı, cumartesi günü erkenden uyandık saatin 10 olmasını zor bekledik resmen. Cevahir'in kapısında bittik erkenden. Koçtaş'a gidip fırça, boya, tiner, beton çivisi, zımpara, silikon ve daha yığınla ıvır zıvır malzeme alınacaktı ama biz ilk önce birkaç mağaza gezelim dedik ve elimiz kolumuz paspas-kilim dolu döndük eve. 

Mudo'nun banyo paspaslarını her zaman çok seviyorum, geçen sezon pek zevkimize göre yoktu, bu sezon 3-4 tanesi çok hoşuma gitti, ama biz 2 tane aldık. Zara Home'da ne varsa zaten çok hoşuma gidiyor, oradan da ne zamandır almak istediğimiz uzun kilimin sonuncusunu kaptık bir de küçük ponponlu bir paspas.. 

İşte şu fotoğraflarda gördüğünüz rengarenk minikler bizi çok mutlu etti bu haftasonu.
Evde yapılan küçücük bir değişiklik nasılda havasını değiştiriyor insanın, nasıl da gülümsetiyor her banyoya girdiğinde, her koridordan geçişinde rengarenk püsküllere bastığında...
Haftasınız çoook renkli geçsin.

Bir de herkese tek tek teşekkür ettim ama tekrarlamak istedim bir önceki posta yazdığınız güzel dilekleriniz için ne desem az. İyi ki birlikteyiz...
 



We bought a few new rugs and mats this weekend as you see here. They made me so happy when I saw them in the bathroom or in the entry or in the hallway...






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...