Son zamanlarda bloğuma çok fazla zaman ayıramıyorum. İşler nedense çoştu, halbuki nasıl da alışmıştım gevşek gevşek çalışmaya onca tempolu geçen yıllardan sonra…
Şu sıralar toplantılar, ihaleler, teklif talepleri… aman işte sürüsüyle sıkıcı tantana.. Benim yerim sahneler, burada ne işim var benim diyip tası tarağı toplayıp alıp başımı gitmek istiyorum ama sanırım bu bir tek filmlerde oluyor…
Bu arada annemle babamı da Balıkesir’e yolcu ettik… Yıllardır gurbetliğe alışmamız gerek belki ama yok olmuyor, yine bir Türk filmi çevirdik ayrılırken... Yazın sık sık görüşüyoruz ama kışın nedense uzun oluyor görüşme aralıkları, işe güce öyle bir kaptırıyoruz ki kendimizi, annemler de bizi düşünüp, özledik sizi gelin demiyorlar hiç.. Dese atlayıp gideceğiz belki düşünmeden.
Bak şimdi aklıma geçenlerde babamla kardeşim arasında geçen bir muhabbet geldi.
Annemle babamın evlendikten 7 yıl sonra çocukları olmuş (eminim daha önce de bahsetmişimdir bu şanlı olaydan) . Yani ben dünyaya gelmişim. Sülalede epey bir tantana kopmuş, yemekler verilmiş, kutlamalar yapılmış, isim için kuralar çekilmiş falan… 2.5 yıl sonra kardeşim dünyaya gelmiş, eee tüm beklenti erkek olması yönünde, babam büyük bir heyecanla oğluna kavuşmayı bekliyor ama sonuç hüsran… (Gerçi bunu bizimkiler şöyle anlatır kardeşime; efendim tamam babam erkek istiyormuş ama hastahanede kardeşimi odaya getirmişler babam yüzündeki tülbeti şöyle bir kaldırıp bakmış ki, kardeşimin güzelliğinden gözleri kamaşmış “ben ne yaparım erkek çocuğu dünyalar güzeli bir kızım olmuş” demiş mişşşş)
Neyse doğumdan sonra daha annem hastahaneden çıkmadan babam gitmiş kardeşimin nüfus cüzdanını çıkartmaya, aralarında konuşmamışlar bile isim olayını (düşünün adamcağızın yaşadığı travmayı: ) . Alt komşumuz bana Funda diye sesleniyormuş yanlışlıkla, annem de bundan bahsetmiş babama, babam da sanmış annem Funda ismini seviyorJ (Evet bu arada bunu anneme sorduğumuzda “evet ben çok seviyordum Funda ismini, ben istedim konmasını” der…)
Yani kısacası kardeşimin adı olmuş Funda. Evimizin oğlu. Akşam işden geliyoruz mesela , kardeşim geldiğinde babam ; “oooo evin oğlu geldi” der. Telefonda aradığında ; “nerede bizim oğlan kahvede mi “ diye sorar. Küçükken her ay bir spor ayakkabısı alınırdı ona, futbol oynardı, patlatırdı hepsini, ben o sırada anca bebeklere elbise dikerdim, hayali kahramanlarla konuşurdum.
Sonra mesela ben yüksekten korkarım, ağaca falan tırmanamazdım, kardeşim ağaç tepesinden inmezdi. Annemler evde olmadığında hemen koşar balkon demirlerinin dışında gezerdi, ben çığlık çığlığa saçımı başımı yolarken… Bir yaz acayip küfüre alıştı bu, ilkokula gidiyordu henüz ama ağzı o kadar bozuldu ki neredeyse yoldan her geçene küfür etmeye başlamışlardı iki arkadaş.. Ağzına acı biber sürüldü. Evet sürüldü…
Epey uzun bir giriş bölümü olmuş şimdi şöyle bir baktım da yukarıya doğru, ben bunun hayatta ingilizcesini yazaman…Neyse, gelelim babamla kardeşimin muhabbetine;
Kardeşim yine bir akşam ; aaahhh ahhh küçükken, büyüyünce avukat olacağım sonra da ismimi değiştireceğim derdim, avukat oldum ama ismimin kaldı böyle diye iç geçirdi…
Babam da (yeniliklere hep açıktır kendisi: ) ; eee değiştir istiyorsan, Fahri yap, Fehmi yap, Fatih de olur bak…
Kardeşimle ikimiz birbirimize baktık boş boş, sonra kardeşim isyan etti; yaa niye onları koyayım ki..
Babamsa gayet sakin ; Ne yani Ahmet mi koyacaksın, F ile başlasın ki insanlar intibak sorunu yaşamasın…
Kardeşim çıldırdı artık ;Yaaa baba niye erkek ismi koyuyorum, kabullen artık ben senin oğlun değilimmmmm…
Şimdi düşünüyorum da babam bunun üstüne ne dedi hatırlamıyorum, kesin önemsemedi hiç, televizyonda futbol karşılaşması falan görmüştür muhtemelen…
Bu arada şu gördüğünüz beyaz sklemen çiçeğinden aldık geçenlerde 2 tane, aslında almak istediğim başka bir çiçek var hep yabancı bloglarda görüyorum, adını da tam bilmiyorum böyle diken diken, pembesi oluyor, beyazı oluyor…. Bulamadık burada, gördüğüm her çiçekçide soruyorum ama yok rastlamadım. Ne yapalım bu sklemenler de çok güzel, hem de soğuğa dayanıklı, pencerenin içinde çok sevimli duruyor ikisi. Çiçek gibisi var mı yaa….
Actually it is difficult to translate which writen above. I have written about a small talk between my little sister and my dad.
My little sister is a Lawyer and she do not like her name. When she was a child, She would like to change her name a day.
This post is about her name and my dad suggestions...
And also we bought a white flowers ( I don't know the English name of this flower, we call "sklemen"). They are so cute and we put them inside the window. Actually I wanted to buy a different flower, I am seeing it on Europen blogs. I guess. it grows in cold climates. The name may be "Heather" . If I find it, I will be happy.
Allah babanın da kardeşinin de iyiliğini versin emi! sayelerinde güldüm bol bol :)))) benim kardeşimde erkek gibiydi. küçükler böyle mi oluyor acep? futbol oynamalar, başka erkek çocuklarla kavgalar, onları dövmeler... bir keresinde saklambaç olayını abartmış, kadırgadan küçük ayasofyaya gitmişti saklanacak diye :))))) mahalle sessizleşti mi annem "bilgen kesin bir yerlere kayboldu" diye aramaya çıkardı, sultanahmetten bulup getirdiği olmuştur. ay ilahi! ölücem gülmekten şimdi :))))
YanıtlaSilçok alem bir baban var :)
YanıtlaSilyazıyı tebessümle okurken babacığının isim önerilerinde film koptu bende :))) Allah iyiliğinizi versin ailece..
YanıtlaSilahh bütün çiçekler güzeldir :)
yüzümde kocaman tebessümle okudum yazınızı:)
YanıtlaSil:))
sıklemenlerin yeri bambakadır benimiçinde...
daha doğrusu canlı çiçek sevgisi...
çok hoşş bir resim olmuş,arka fonda gurur duyulacak kadar dopdolo bir kitplık:)
muhteşem...
hayalimdeki gibi tıpkı...
sevgilerimle..
:)
In spanish we call them "ciclamen", similar to their latin name "Cyclamen". I've search its name in english and I've found "sowbread" and they are also called "persian violet" or "primrose".
YanıtlaSilI prefer cyclamen!
Ahaha Fehmi yap,Fahri yap ha alem senin bu baban.:)Yalnız Fundalarda hakikaten bi maskülen tarz,bi erkeksi edalar haller durumlar oluyor mu bak şimdi işkillenmeye başladım.Benim iş yerinde Funda diye bir arkadaş var aynen dediğin tariflere uyuyor.Çocukkende hiç evcilik oynayıp bebeğine elbise diken biri olmadığını düşünüyorum.Takiptekim gelişmelerden haberdar ederim.hımmm...
YanıtlaSilBabalar kız çocuklarına daha düşkündürler, annelerde oğullarına :)
YanıtlaSilO çiçeğin pembesini istemekteyim...
Sevgili Ayda yine yüzüme tatlı bir gülümseme yayıldı :) Bayılıyorum senin aile serüvenlerini okumaya. Keşke senin edebiyat öğretmenin ben olsaydım kesin seni yoldan çıkarırdım ben,yazar mazar olurdun.Ya değerin bilinir Nobel alırdın ya da ay sonunu zar zor getirdiğin için beni sevgiyle(!) yad ederdin !
YanıtlaSilSeviyorum sizin aileyi;:) Neyse Aydam sen yırtmışsın, ismin de güzel, hikayen de, sonacıma kıymetlisin yerli yerinde:) Funda kardeş de üzmesin kendini, biz seviyoruz kendisini.. :)
YanıtlaSilNe güzel anlatıyorsun Nohutcum, sıcacık aileni, keyifle okuyorum :)
YanıtlaSilBende de mor sklemen çiçeği var. Birkaç haftadır balkonumu şenlendiriyorlar :)
yine çok komikler ya:)devammmm
YanıtlaSilYazını şirketteyken okumuştum, içimi ısıttın yine :) Aile diyaloglarınız çok eğlenceli - daha çok anlat, iyi geliyor :))
YanıtlaSilSüper ya baboş derim hep az çok bilirsin.
YanıtlaSilBaşımızdan eksik olmasınlar
gece gece güzel gitti sağol canım hep gülümse sen de!
ve sana ne zaman gelsem canım nohut pilav çekiyor bilesin .) sevgiler
evin ikinci kızı olarak bilirim Funda olmak ne demek:))İnsanın üzerinde beklentileri karşılamak üzere bir baskı oluşuyor.Ben de yıllarca ben erkeğim diye dolaşmışım ortalıkta,etek giymeyi reddetmişim.Hala da çok kadınsı giyinemem,utanırım:( Ardımdan erkek doğacağına yormuşlar bizimkiler,doğmuş da kurtulmuşum evimizin oğlu modundan..Sizinkiler de çabuk pes etmeseymiş keşke:))
YanıtlaSilSiz ailecek çoook şekersiniz.Bizimle aile hikayelerini paylaşman çok güzel ,neşeleniyor,hüzünleniyorum.Allah huzurunuzu bozmasın:))
YanıtlaSilYa kesinlikle her eve sizin babadan lazım. Sizin evde gırgır şamata eksik olmuyor. insan hiç yaşlanmaz.
YanıtlaSilSibel; Senin kardeş de tam sopalıkmış yani:) Kadırga'dan Ayasofya'ya haaaa... Sanırım ilgi çekmek için yapıyorlar garipler:)
YanıtlaSilBahar; Zaman zaman gerçekten pek alem:)
Papatya Prenses; ne mutlu eğlendirdiysem:)
Birtutamkekik; İlk kez sklemen aldık biz, bakalım ne kadar yaşayacak:)
Alicia; Thank you so much Alicia; you gave what a nice information to us. And I also prefer cyclamen:)
YanıtlaSilAnne Kraliçe; haberlerini bekliyorum:)
Sedo; Aynen öyle.. Pepbe çiçek olayı dahil..
Nilgün Abla; Şu ünsüz benzeşmesi olayı var ya hani "f,s,t,k,ç,ş,h,p" "Fıstıkçı şahap" diye bilinir , işte ondan beni kesin sınıfta bırakırdın, yok edebiyata da kafam basmıyor benim.. Yanlış kullandığım kelimeleri biri kardeşime soracak diye tırsıyorum..
Mümine; eee hadi söyliyeyim de üzülmesin garibim:)
Didem; Mor haaa, beyazdı, pembe de olabilir dedim, şimdi sen mor diyorsun.. almışken bir de morunu bulayım ben bunun..
Zeynep; Eee olur maden..
Demet; Patronumdan bir izin alıverir misin Demetciğim, De ki; Ayda'ya öğleden sonraları izin verin de adam gibi blog yazsın..
Eda; Amin olmasınlar...Şimdi de benim canım istedi tam yemek saati.
my little word; aaahhh ahhh bizde bir erkek kardeş olsaydı pek yaman olurdu evdeki muhabbetler:)
YanıtlaSilNatali; Amin, çok teşekkürler...
Nilhan; yok yaa oluyor kavgalar, birden alevleniyoruz, çok sinmirleniyoruz, sonra hoppp süt liman.. Ama kagva her daim var...
my little word; aaahhh ahhh bizde bir erkek kardeş olsaydı pek yaman olurdu evdeki muhabbetler:)
YanıtlaSilNatali; Amin, çok teşekkürler...
Nilhan; yok yaa oluyor kavgalar, birden alevleniyoruz, çok sinmirleniyoruz, sonra hoppp süt liman.. Ama kagva her daim var...
bu çiçeğin pembesini kuzucuklarım örtmenler gününde hediye etti, sklemenmiymiş adı, öğrenmiş oldum...
YanıtlaSil