Bir Koltuk Hikayesi...


 
 
Eski evleri ve eşyaları seviyorum, onların hikayelerini dinlemeyi, anlatmayı seviyorum, eski bir evde kimlerin nasıl yaşadığını hayal etmek hoşuma gidiyor… O yüzdendir şu anda oturduğumuz evi de çok seviyorum. Hemen hemen 35 yıllık bir ev, kapılarının boyatılması gerek belki ama o sarımtrak rengi, sıyrılmış boyası ile bana daha sıcak geliyor. Keskin hatları sevmiyorum, aynı model mutfakları, soğuk banyoları sevmiyorum. Üstüste boyanmaktan yuvarlanmış duvar köşelerini seviyorum ben…
 
 


Bizim evdeki her eşya hakkında hikayeler anlatabilirim size ama bugün bir koltuk hikayesi anlatacağım;

Yıllar yıllar önceydi, evde üç kişiydik, ben, kardeşim ve ev arkadaşımız (hep söylerim hayatımın en güzel 5 yılı) Biz çalışmaya başladık, kardeşim hala öğrenci. Birgün büyük temizlik yaparken ara verdik hayal kuruyoruz, şöyle bir koltuk takımımız olsa falan diye.  Bir anda kendimizi otobüste bulduk, evi öylece bıraktık, her yer her yerde… Doğru Kadıköy’e gittik (Bu sırada otobüste neden yaptıysam, kardeşimin saçına sakız yapıştırmıştım küçük çaplı bir kavga çıkmıştı ve otobüsten iner inmez bir bakkala girip bıçakla saçını kesmiştik) ve haşin pazarlıklar sonunda  45 TL’ye bir koltuk takımı aldık geldik . O zaman benim maaşım 25 TL falan (iyi para vermişiz yani).
 
 
Bizim büyük temizliklerimiz meşhurdu, evi boyar, her yeri birbirine katar, dip köşe temizlerdik. Canımız çıkardı ama bir o kadar da eğlenirdik o temizliklerde, mesela eve ne aldıysak bu büyük temizliklerin arasında saç baş toz içindeyken gidip almışızdır.
 
 
 
Yıl 1996 falan sanırım. Koltuklar ilk geldiğinde o kadar mutlu olmuştuk ki anlatamam, oturmaya kıyamıyorduk. İlk kendi paramızla aldığımız sıfır eşya ne de olsa: ) Ondan önce örtülerini mum gibi düzeltiğimiz 3 divanımız ve bir arkadaşımızın bize bulduğu bir ikili, iki tekli iskandinav tarzı koltuklarımız vardı.
 


6 yıl ilk hali ile kullandık. Sonra ev arkadaşımız evlendi gitti, ben iş değiştirdim, kardeşim de çalışmaya başladı. Evde değişiklik istiyoruz… Koltukları kaplatalım dedik, ama renklerini de değiştirelim. Bir iki kişi olmaz öyle eskitme falan, bozarsınız dedi. Ama bizim şöyle bir huyumuz var;  İki kardeş kafaya bir şey koyduk mu, dışarılardan gelen her türlü olumsuz tepkiye kulaklarımızı kapatırız, hedefimize kitlenir, öyle ya da böyle yaparız aklımızdakini. Netekim Rami taraflarında bir koltukçu bulduk, hem yüzlerini değiştirdi, hem istediğimiz renge boyadı koltuklarımızı. Geldiklerinde gözlerimize inanamadık. Tam istediğimiz gibi olmuştu, o zamanlar kırmızı bizim favori rengimizdi evde. Çok severek kullandık bu haliyle de koltuklarımızı.
 
 
 
4 yıl önce 17 yıl boyunca oturduğumuz evden taşındık. Taşınırken bu takımın ikilisini eski evde bıraktık. Teklinin biri benim odama, üçlü kardeşimin odasına, diğer tekliyi de kısa süreliğine salona koyduk. Salondakini bir süre sonra üstüne “isteyen alabilir” diye bir not yazıp apartımanın girişine bıraktık.




İşte bu fotoğraflarda gördüğünüz koltuk şimdi benim odamda, IMÇ’den 20 TL’ye bulduğum bir parça kumaş ile kapladık. Geçtiğimiz yaz da elimize geçen herşeyi boyadığımız bir dönemde bu koltuğu da beyaza boyadık. Şimdi her gece yattığımda bir süre bu koltuğa bakıyorum, iyi geceler dileyip öyle uyuyorum: ) Eşyalarında bir kişilikleri var bence, bizi yansıtan kişilikleri.

Üstünde gördüğünüz iki yastıktan büyük olanını ZARA Home’dan almıştım, çocuk odaları için olan bölümden. Pembe olanını da ben diktim.  
 
 

Bu gördüğünüz pembe …. ( bunlara ne deniyor bir türlü bilemiyorum, sarkıt desem anlamsız, avize desem, avizeler sanki taşlı oluyor, babam şapka diyor, annem karpuz… oofff büyük bir muamma) şey de taaa 1974 yılından… Annemlere ev hediyesi olarak gelmiş. Yıllarca yatak odalarındaydı, yeni evlerine taşınırken aldım geldim kendi odama taktım. Büyük ampülle birlikte pek bi şirin oldu.

Şimdilerde salonda bir iki değişiklik yapmak istiyoruz, zamanı belli değil. Hiç ummadığımız bir anda oluverecek ama bunu biliyorum: )

Evde bizi mutsuz eden birşeyler varsa ne olursa olsun ondan kurtulmalı insan. Üçün beşin hesabını yapmamalı bence…  Sevdikleriyle yola devam etmeli…

İşte böyle…
 

 
 
I love all old things... Old home, old furniture... I love their stories...

This white chair is in my room now. It was changed 3 times since we bought it as you see images...

While we were living together with my little sister and our housemate, we bought it in 1996 (I guess)

I loved it always but now little bit more love... Everything looks so sweet if it is white.

This patchwork pillow is from ZARA Home and this pink little pillow was sewn by me. Very cute, right? And this "Pendant lamp" is from my parent's home and.  it had given as a new home  present by one of our relatives in 1974.  I prefered to use it with a big light bulb. I love it .

I think that we should get rid of stuff which it makes us unhappy. We should stay with lovely stuff around us…
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

104 yorum :

  1. açıp açıp yeni birşeyler yazdın mı diye bakıyordum. Bağımlılık oldu bende :) bu koltuğun beyaz haline bayıldım. çok güzel olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sıralar işler yoğun o yüzden çok sık uğrayamıyorum buralara, böyle olunca da çok ara veriyorum postlara maalesef...

      Senin gibiler hep uğrasın ama ne mutlu bana...
      Bir de çoook teşekkürler..

      Sil
  2. kendimden geçirdin beni nohutcum..koltuğu da hikayesini de pek bir beğendim..seni okudukça ve tanıdıkça farkediyorum ki bir çok benzer yönümüz varmış:)değişikliklerinizi büyük bir merakla bekleyeceğim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Kesinlikle benzer yönlerimiz çok özellikle habire birşeyler yapma konusunda:))

      Sil
  3. Her gün kaç defa yokluyorum blogunu acaba yeni postlar girdimi diye, sanki hiç işin gücün yok sürekli post girmen gerekiyormuş gibi :) çok tatlısınız ya siz abla kardeş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yokkk kavgalarımızı bir görsen ürker sinersin:))
      Bu arada keşke tek işim burası olsa dediğin gibi habire post girsem, birşeyler paylaşsam... Ne güzel olurdu.

      Sil
  4. Harikasınız iki kardeş..Benim de acilen eve el atmam ve bir takım değişiklikler yapmam gerek..Bu bir işaret olmalı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) kış temizliğinin bir amacı olsun hem değil mi.

      Sil
  5. Nohut abartma diyeceksin belki ama sen benim bakis acimi degistirdin. eskiden ya eskimis bundan bir sey olmaz diyen ben Nohut bundan ne yapardi ne hale getirirdi bunu diye dusunmeye basladim. Sagol tesekkur ederim bu yenii dusunceleri cok sevdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Aman efendim ne güzel bir şey bu... Gerçekten çok sevindim, hem esas ben teşekkür ederim verdiğin güzel destek ve yorumların için...

      Sil
  6. o son cümle var ya...
    "Evde bizi mutsuz eden birşeyler varsa ne olursa olsun ondan kurtulmalı insan. Üçün beşin hesabını yapmamalı bence… Sevdikleriyle yola devam etmeli…"
    düpedüz yaşam felsefesi,
    insan sadece eşyaları için değil,ruhu ve gönlü için de uygulamalı bu felsefeyi!

    koltuk...
    tek kelime söyleyebilirim;şahane:)
    boyama hikayelerini biliyoruz da,
    şu koltuk kaplama işini merak ettim ben,
    kocaman sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu koltukların kaplanması çok kolay, sırt dayama yeri bildiğin yastık gibi. Altı da çıkıyor yerinden, üstü minder altı ahşap, kocaman zımbalarla defter kaplar gibi kaplanıyor.

      Ve evet keşke hep uygulayabilsek şu arınma işini hayatımızda:)

      Sil
    2. aynen yaaa üçün beşin hesabıyla ömür bitiyor ardından bakakalıyoruz

      Sil
  7. ah bir de koltuga bayildiimi, anlattiklarina daha cok bayildigimi soylemeyi unuttum. Onun adi bence de karpuz ya da sapka artik baskasini dusunemiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) tamam o zaman "karpuz" diyelim daha sevimli

      Sil
  8. son haline bayıldım koltuğun.evrimine şahit olduk fotoğraflarla.renkler iç açıyor.
    karpuz:) çok nostaljik.anneannemlerde de uçları fırfırlı gibi bir model vardı.çok severdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa o fırfırlı modelden de var annemlerde. Şimdi yazlık evde sanırım. Çok seviyorum bu tarz şeyleri, farklı biz gözle bakınca iyice içi kaynıyor insanın.

      Sil
  9. Ne kadar güzel eskinin eskimezliği.
    Eşyanın ruhu var kesinlikle. Yaşanan her şey bu ruhu oluşturuyor değil mi?
    Bu boyadığınız, yenilediğiniz eşyaları görünce Nohutcum, ben de bir heves ediyorum ki sorma. Yavrunun İkea'dan aldığımız küçücük masa sandalyesini boyayasım geliyor. Zira kendi şahhane boyadı her bir yerini :)
    Beceri böyle bir şey işte :)
    Sizdeki gibi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) demek kendi boyadı ufaklık....
      Bence o küçük şeyler çok kolay boyanır, kesinlikle denemelisin. Çok basit.

      Sil
  10. Ben de eşyaların ve nesnelerin ruhu olduğuna inanırım ve evet eski eşyalara da eski evlere de bayılırım.Hatta küçükken hep halalarımın yıllar yılar önce aldıkları ve giymedikleri kazakları toplar giyerdim,babam da eskici misin sen diye dalga geçerdi benle :) Bende de eskileri toplama gibi bi huy var,koltuğun beyaz hali şahane olmuş.İskandinav ve country dekor tarzı en sevdiğim tarzlar.Beyaz ahşap her daim favorim.Ama evlenirken her ne kadar böyle eskitme mobilyalarla evi döşemek istediysem de eşim daha modern tarz sevdiğinden biraz daha modern döşedik,ama yine beyaz keten koltuklar :) sehpaların üzerine de dantel örtüler serdim,o bile bi sıcaklık veriyor odaya :) Sizin zevkinize bayılıyorum,blogunuz da hep içimi ısıtıyor,hatta İstanbul'da yaşasam bir kahvenizi içmeye gelmeyi çok isterdim,tabiki yanında da o şahane keklerinizle beraber :)
    Sevgiyle kalın,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Ben herşeyden çok çabuk sıkılıyorum, eski şeyleri farklı şekillerde kullanmayı bu yüzden çok seviyorum. Küçücük bir değişiklik bile mutlu edebiliyor insanı bazen..
      Bu arada haklısın bayanlarla erkeklerin dekorasyon konusunda çok uyumlu olmasını beklemek biraz anlamsız. Ama önemli olan ortak bir noktada buluşmak.
      Bu arada sen ne zaman istersen gel, ben yaparım sana o keklerden. GErçi geçen gün yaptığım kek mısır ekmeği gibi oldu ama neyse:)

      Sil
  11. Öyle güzel yazıyor öyle güzel anlatıyorsunuz ki...Birden evimdeki eşyalarıma sarılasım geldi :)
    gerçekten her eşyanın bir ruhu, yaşanmışlığı var..
    Koltuğunuzun son haline bayıldım, ben de boyama işlerine meraklıyım ama boyamayı hangi boya ile yapacağımı bilemedim. Tutar mı tutmaz mı.. Bir de vernik işini ne yapıyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Benimde bazen içimden geçiyor bir koltuğu öpmek mesela....
      Bu arada biz vernik kullanıyoruz, yani şimdiye kadar boyadıklarımızda hiç vernik kullanmadık.
      DYO'nun yada Marshall'ın dekorasyon boyalarından alıyoruz. Yarı mat mesela.. İlk önce zemini birazcık zımparalıyoruz sonra ince ince katlar halinde, her kat arası epey bir bekleyerek sürüyoruz boyayı. O kadar. Kolay yani. Tabilki bu işin de püf noktaları vardır, bir bilen çok daha detayını verebilir sana ama bizim yaptığımız bu.

      Sil
  12. Okurken bile sanki kendi hikayem gibi zevk aldım, ellerine sağlık, hem yazı için hem de koltuk için:)

    YanıtlaSil
  13. ÇOK çok güzel bir anlatım , şahane

    YanıtlaSil
  14. ne huzurlu bir yazıydı :) bitmesin istedim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke hep yazabilsem, keşke kafamın içi rahat olsa, keşke yetiştirmek zorunda olduğum saçma sapan işler olmasa da hep yazabilsem.. Çok teşekkürler.

      Sil
  15. koltuğun son hali favorim, nefis olmuş eline sağlık.yanında ki yeşil kutudan sehpalar, var ya...çok sevdim ^-^ evinizin keyifli enerjisi benim gibi tüm nohut severlerin neşe kaynağı olmuş, ne mutlu size bize herkese ^-^
    iyi fikir ^-^
    "gereksizse söndürmeli"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Koltuğun eski fotoğrafların bakarken kendi eski fotoğraflarıma da rastladım.. Her ne kadar şimdi o günlerden çok daha yaşlı olsam bile, eski hallimden tisindim:)) Gömülmeli bu fotoğraflar dedim..
      NAsıl değişiyor zevklerimiz değil mi. Bir ara ben hatırlıyorum beyaz çok kro işiydi.. Hiç moda değildi, ahşap rengi mobilyalar saha sıcak bir hava veriyordu falan filan.. Bir 5 yıl içinde bakalım ne moda olacak:)

      Sil
  16. Çok güzel olmuş.Ve anlamlı.Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  17. ağlayasım var bu postunüstüne:( çok içlendim, bir bu postun bir de halanı anlattığın post, ikisi bambaşka etki bıraktı üzerimde.. sanırım biraz da şu anki ruh yapımdan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnan şu yukarıdakileri yazarken aklıma sen geldin. HEm "Eşya'dan azade" yazın hem eşyalarına kavuşamaman... O duygularla yazdım birazcık da...

      Sil
  18. Imrendim simdi, ben de eski mobilyalarima bakar bakar nasil degisir bu derdim, sonra tasinirken bir iki mobilyayi boyamaya calistik esimle, ama bizim mobilya boyamamiz fiyaskoyla sonuclandi, hem firca izleri cok belli oldu, hem de bi turlu tam kurumadi, uzerine birsey koyunca iz yapiyordu, sonucta o kadar ugrastik ve olmadi degistirdik. Tebrik ediyorum sizi cok guzel olmus koltuk. Bir de son cumle tam benlik olmus "Evde bizi mutsuz eden birşeyler varsa ne olursa olsun ondan kurtulmalı insan.."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen oluyor, istediğin gibi boyayamıyorsun ama bu da her iş gibi tecrübeyle gelişiyor. Biz yaptıkça kendimize göre geliştirdik. Belkide çok farklı boyalarla, çok daha basit yapılıyordur. Fırça izi olmuşsa kalın yani yoğun olmuştur boya, tinerle daha çok açmalıydınız, fırça da çok önemli, kaliteli olacak. Bir de parmak rulo kullanılmalı arada.
      Beğendiğine sevindim ve umarım sizde istediğiniz gibi boyarsınız bir daha ki sefere...

      Sil
  19. Koltugu ben de cok begendim, eskilere hayat vermek cok keyifli

    YanıtlaSil
  20. bu koltuğu mudo'da veya english home'da görsek kesin uçuk bir fiyatla karşılaşırdık.maddi değil manevi değeri paha biçilemez bişi olmuş bu koltuk. açıkçası ilk halinden bin kat daha yeni ve modern duruyor diyebilirim. ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  21. öyle güzel anlatmışsın ki

    sanki bende yanınızdaymışım da biliyormuşum gibi hissettim :)

    bu arada benim pc şarjı mefta olduğu için bloğu güncelleyemedim
    bu pc benim değil bende evde değilim falan filan
    yani tarifler işler vs. evdeki pc de olduğu için şimdilik sadece blogları geziyorum
    en kısa zaman da dönerim inşaAllah :)
    işte böyle :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya reyyancıım senin sitene de sık sık uğrayıp güncellenmediğini görünce acaba kızın başına bişiy mi geldi diye korkmaya başlamıştım. seviyorum sizleri takip etmeyi...hayatımdan eksik olmayın. siz her ne kadar beni tanımasanızda ben sizi ve yaptıklarınızı sıkı sık takip ediyorum. (valla sapıgınızım der gibi oldu ama, korkacak bişiy yok:)))
      Nohutcum senin enerjine hayranım...gerçekten elinin değdiğini güzelleştiriyorsun. seviyorum sizleri...

      Sil
    2. Ahh yazık olmuş pc'ye umarım tez zamanda kavuşursun, senin uzun yorumların olmayınca kendimi yalnız hissettim bunu bil:)

      Bu arada Gülizar, çok teşekkür ederim, böyle sevilmek ne güzel.

      Sil
  22. Cok beceriklisiniz masallah.sizin sayfanizi yeni kesfettim artik mubtelanizim.benimde oturdugum lojmanin kapilari sizinki gibi.bende size bu konuda bir soru soracaktim.mesela yatak odasina kapinin arkasina kiyafet asmam gerekiyor cunku ev cok kucuk.ama cam oldugu icin gozukuyor.ne yapsamda o goruntuyu engelssesem yardimci olursniz cok sevinirim.tesekkurler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim evde de kapılar öyle cam olduğu için arkasına hiçbirşey asamıyoruz, ama dediğin gibi küçük olunca yapacak birşey yok, her bulduğumuz köşeyi değerlendirmek zorundayız. Aslında düşünmek gerek aklıma ilk etapda gelen beyaz bir kumaş parçası germek askının altına böylece dışarıdan karışık görünmesini engelleyebilirsin. Bir de cama dekupaj yapılabilir bak bu link'de çok hoş görünüyor ; http://www.signepling.com/2012/05/diy-gjenopplivning-av-en-sliten-gammel.html

      Google'dan çevirerek bakabilirsin.

      Bir de yapışkanlı kağıtlar var açık ucuk renklerde küçük desenlileri cama yapıştırabilirsin...

      Şimdilik aklıma gelenler bunlar.. Ben düşünmeye devam ediyorum:)
      Hoş geldin bu arada:)

      Sil
  23. Al benden de o kadar! Karakteri olmali evin. Birbirinin kopyasi, ev sahiplerini yansitmayan evleri, esyalari hic sevmiyorum! Zirt pirt esya degistirilen evleri de. O aile kuruldugundan bu yana, gunumuze birseyler gelebilmeli onlarla. Evin, ailenin duygularini, sevgilerini, kisiliklerini yansitabilmeli.

    O yatak odanizdaki lamba mesela, bizim mutfak antresinde :) Uzerinde yapraklari da var, cicek misali :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorumları anneme de okudum evet bizimkinde de yapraklar varmış üzerinde babam sonra değişiklik olsun diye onları çıkartmış ben hatırlayamadım ne zaman çıkarttığını..
      Ama dediklerinde çok haklısın. Bizim yazlık ev şimdi müze gibi:)) Çok eski model şeyler ama oohooo ne hikayeler...

      Sil
  24. Hem okurken hem de bakarken kendimden geçtim. Ne güzel anlatmışsın, ayrıca okurken bu postu bana yazmış dedim içimden :)) Bir de o bahsettiğimiz mevzuyu o zaman hallettiğimi belirteyim, gelsin şipşaklayıp göndereceğim sana, gurur duy benimle huleeeeyn :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) heyyyy yaşasın... Eminim harika olacak, şimdiden güle güle kullan. Nasıl çoştum sanki bizim eve gelecek:))

      Sil
  25. Ayda ben senin yeteneğine azmine hayal gücüne hayranım, ha birde oldurma yeteneğine.. Gidip dışarıdan satın almıyor kat be kat güzelini kendi ellerinle yapıyorsun.. Sana gönülden bravo diyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkür ederim Zeynep'ciğim ne güzel şeyler yazmışsın...

      Sil
  26. Yazdıklarınıza katılmamak elde değil,gerçekten evde bizi mutsuz eden ne varsa imkanımız ölçüsünde ya yenilemeli ya da değiştirmeliyiz.Ayrıca çok güzel bir köşe olmuş...

    YanıtlaSil
  27. ne diyeyim süpersiniz !!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Ayy utandırıyorsunuz bizi efendimmm

      Sil
  28. yeni kesfettim seni.icinde hayat olan yazilari seviyorum.hayat buldugum yazilari seviyorum.guzel bir hikayeydi koltugun hikayesi...guzel kaleme almisin...

    YanıtlaSil
  29. Nohut yaa seni seviyorum ben... Kac gündür gittim geldim birşey yazdın mı diye. Sanki sen hep ailenle şirinlikler yasamalı,kardeşinle ilginclikler yapmalı, yeni seyler dikmeli, evde hep kek pişirmeli ve hep böyle konuşmalı, hep hep birşeyler anlatmaliymişsin gibi geliyor bana. Şuan öyle bir andayim ki; evindeki tüm eşyalarının hikayelerini anlatsan sabaha kadar dinlerim emin ol.
    Herzamanki gibi haklisin. Hayata dair saçma sapan seylere takılip zamana ayak uydurabilmek adına yaptığımız tüketim çılgınlığı yerine; boyası gelmiş eski kapılari seyretmek, yada sevdiklerimize senin gibi eski eşyalarımızın hikayelerini anlatıp mutlu olmak cok daha mantıklı aslında. Nohutcum yaaa neguzel neguzel anlatmışsın. Soylemismiydim seviyorum blogunu ve seni:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Keşke çok zamanım olsa da burasıyla istediğim gibi ilgilenebilsem. Keşke yap yazabilsem ve habire üretebilsem...
      Böyle yorumlar alınca nasıl mutlu oluyorum anlatamam, çok çok teşekkürler, günüme neşe kattın yine.

      Sil
  30. seni okudum ve mutlu oldum yazında kendime kattıklarımla:)(ne mi dedim şimdi?):)
    okudum ve mutlu oldum .koltuk çok güzelmiş.bu arada kumaş içim imç iyi adres mi ?anladım ki gitmişsin.
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İMÇ'ye gideli epey oluyor, o zamanlar dikiş makinam bile yoktu, kumaşu nereden aldığımı soruyorsan, inan adı sanı yok sanki, böyle yığınla kumaşların olduğu bir tepeden buldum çıkarttım bu parçayı.
      Ama en kısa zamanda gideceğim IMÇ'ye.
      Güzel yorumun için de teşekkürler....

      Sil
  31. esyalarin bir kisiligi var demissin ya ne dogru, bir dostumun evim icin 'çok karakterli bir ev' demesinin beni ne mutlu ettigini hatirlattim, anisi olan yillanmis objeler esyalar hep daha degerli benim gozumde, sizin koltukta yillanmis, degismis, olgunlasmis, ne guzel, benden de selam soyle ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın yaşadığı evin birileri tarafından beğenilmesi ve o eşyalarda bir kişik olması ne güzel bir duygu.
      Seve seve söylerim selamını:)

      Sil
  32. :) Sımsıcak bir hikaye, bayıldım.

    YanıtlaSil
  33. Sevgili Nohut. O kadar beğendim ve o kadar etkilendim ki yorum olarak ne yazsam anlatamayacak hissettiklerimi.
    Çok özel bir insan olduğun belli olmakla birlikte, benim için ayrı bir özelliğin var.
    Blog yazmaya başladığımda ilk ziyaretçim sendin ve bana uğur getirdiğini düşünüyorum.
    Sana en kocaman sevgilerimi gönderiyorum Nohut'cuğum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu, umarım gerçekten uğur getirmişimdir. Sen hiç yorum yazmasan da anlarım ben bu araad merak etme:)

      Sil
  34. Bahsettğin şeylerden kendimden bir şeyler bulunca yüzümde tebessümle okumama neden oluyorsunuz.

    YanıtlaSil
  35. burnuma bir sızı çöreklendi o lambayı görünce :S

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiler aklına geliyor insanın değil mi??

      Sil
  36. Koltuk harika. Kumaşı da en sevdiğim renk. Kesinlikle yeteneklisiniz. Bir gün bana gelseniz, sizi şöyle bir ağırlasam sonra da biraz danışmanlık alsam ne güzel olurdu. Küçük salonuma göre mobilya, mesela yemek masası bulmakta, girişe hoş, renkli bir şeyler almakta çok zorlanıyorum. Ikea bir yerden sonra fena bıktırıyor. Tavsiye edeceğin bir yerler var mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnan tek bir yer tavsiye etmem çok zor, Ikea, TEPE home, Dank, Boconcept, Mudo... bunlar bildiklerimiz ama daha o kadar çok güzel mağaza var ki. Direk şurası demek çok zor...
      Umarım gönlüne göre birşeyler bulursun...
      Kumaşın rengi benim de favorilerimden ve inşallah bir gün oturup bir kahve içer birbirimizden tavsiyeler alırız.

      Sil
  37. Harika olmus, ellerine saglik :)
    Yatak ortusunden bende ormek istiyorum ama cesaret edemiyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kış bence örersin sen:) Evde ilk kışın olacak iş yerinden ayrıldıktan sonra hem değil mi.. Ohhh Kuzucuk okuldan gelene kadar bir iki motif yapsan seneye bile bitse olur:)

      Sil
  38. senin resimlerine bakarken huzur doluyorum resmen.. anlattıklarını bir bir yaşatıyorsun hem yazarken, hem resmederken..
    e marifetlerine zaten dicek laf yok..

    YanıtlaSil
  39. İnsanın bu koltuğu mıncır mıncır sevesi gelir ya, ne tatlı olmuş :)
    bizde tüm fazlalıkları atıyoruz, şimdi sıra yatak odası takımımızda nasıl olduysa yıllar önce venge renk almışız.. sence eskitme beyaz olur mu? yoksa yenisini mi? almalı????

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa olur olur.. Teyzemin kızı yeni boyattı. Nefis oldu, onunkisi 20-25 yıllık falan dı ceviz bir takım, resmen antika, bozulur falan dedik... Ama çok güzel oldu, hem sapa sağlam hem eskitme boyası ile ferah.. Kesinlikle tavsiye ediyorum:)

      Sil
    2. hadi bakalım niyetine gireyim yani :)

      Sil
  40. ben de 3.halini sevdim. sonra 2.yi. en soon 1'i.. ama herbiri o donem icin harikadir tahmin ederim.bir guzelim koltuktan insan nerelere gidiyor degil mi? guzelimm canim anilar..iyi hafta sonlari nohutcu'm..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle her dönem çok sevdik bi<. Bu aynı eski fotoğraflarımıza baktığımızda kendimizden tiksinmemiz gibi birşey:)) O zaman beyaz çok kro iken şimdi diğerleri kasvetli geliyor..

      Sil
  41. çok çok güzel bir hikaye, koltuk da öyle. bir de sarkıtı çok sevdim ben...

    YanıtlaSil
  42. eşyaların birbirinden tek farkı belkide yaşanmışlıklarıdır.yaşanmışlığın böylesi en güzeli...

    YanıtlaSil
  43. Bu koltuk kendisi hakkında yazılan bu yazıyı bilse/okusa ne düşünürdü çok merak ettim.
    Çok güzel olmuş ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  44. aynı ben desem inanırmısın :)

    YanıtlaSil
  45. Yetenekli ellerde olunca, o koltuk kaç elbise daha giyer:)
    ve aynı şeyleri seviyormuşuz:)

    YanıtlaSil
  46. Ne şanslı bi iskandinav bu böyle yahu! Ne güzel bir ele düşmüş, ne zevkli bir sahibe denk gelmiş, güzel güzel giydirilmiş, boyanmış :)) Eminim şimdi de kendi kendine kasım kasım kasılıyordur evde, "Yaşasın nohutbacının bloğuna çıktım, meşhur oldum, hikayemi herkesler dinledi" diye...
    :))) Ellerine sağlık demek içindi bunca laf ;)
    Çok güzel olmuş...
    İyi tatiller, domatesleri bizim için de kokla yerken :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) çook teşekkür ederim. Umarım aynen böyle düşünüyordur koltuçcuk:))
      Bu arada mis kokulu domateslerden bolca yedim:)

      Sil
  47. Koltuk çok gzel olmuş:)) Bana da beklerim:

    http://cosmopatra.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  48. merhaba..

    yakın zaman oldu sizi keşfedeli.. o kadar içten, sempatik, şirin bi o kadar da yönlü bir blog ki kendimi adeta kaybediyorum.. takdir ediyorum sizi.. zevkiniz burdaki birçok insanla örtüştüğü gibi, herkesin kendisini bulması gibi tarzınızda, bende bende diyorum.. inanamıycaksınız ama evdeki iki küçük koltuğumuzu boyamaya karar vermiştik eşimle geçen hafta ama bu haftaya kaldı boyama işi.. ve bu yazıyı görmek çok keyifli oldu benim için.. vee gerçekten yardımınıza ihtiyacım var nasıl boyadığınız ile ilgili olarak.. zımpara yaptınız mı? ayrıca ne tür boya kullandınızla ilgili fikir verebilirseniz memnun olurum.. umarım kısa sürede farkedersiniz bu mesajı :)) sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahhh çok geç kaldım. İnan cepten okudum mesajı ama bir türlü onay veremedim ve cevap yazamadım. sinir oldum.
      Zımpara yapmak gerekiyor evet biz ilk başlarda yapmıyorduk ama şimdi yapıyoruz az da olsa, sonra da ahşam, dekorasyon boyalarından alıyoruz. DYO veya Marshallın. Bir kaç kat boyuyoruz, ilk başta olmuyormuş gibi oluyor ama sonra kuruyunca çok daha iyi gözüküyor.
      Umarım siz çoktan yapıp bitirmişsinizdir..
      Yazdıkların için de ayrıca çok teşekkürler...

      Sil
  49. bekar olmak istedim, kız kardeşim olsun istedim, aynı evde yaşamak istedim, çılgın olmak istedim, senin gibi marifetli olmak istedim, istedim de istedim.

    YanıtlaSil
  50. girdim bloga çıkamıyorum nohutum kısacası şahaneninde ötesindesin....

    YanıtlaSil
  51. I agree w/ you, we should surround ourselves only with things we love. The pendant lamp is indeed marvellous.

    YanıtlaSil
  52. Tebrik ediyorum sizi, çok beceriklisiniz, şahane olmuş koltuğunuz. Beyaızn ve yeşişlin o güzel tonu birbirine çok yakışmış.
    Ben de elime fırçayı alıp evdeki her şeyi beyaza boyamak isterdim.

    YanıtlaSil
  53. koltuklara bayildim ben de kumasini degistirmek istiyorum ama nasil yapacagim

    YanıtlaSil
  54. hiçbir koltuk için böyle güzel post döşenmemiştir ve hiçbir koltuk döşenmemiştir bunca büyük sevgiyle :)

    YanıtlaSil
  55. Blogunuza bayıldım. Bir dolu sayfaya baktım hemen. Hele bu eski yazısı yaramı deşti. Bizimde öyle güzel eşyalarımız, hatıralarımız vardıki hiç birine sahip çıkamadık. Bu yazıdaki karpuzun aynısının el boyaması balık desenlisi vardı nerde şimdi kim bilir. Kalan üç beş parçaya gözüm gibi bakıyorum ama gidenlerede üzülmüyor değilim:(

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...