do it yourself etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
do it yourself etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Craf Cafe Mumlukları - The Craft Cafe Gold Votive Holder Tutorial




Çok sevdim ben bu mumlukları. Geçen sene uyduruktan yapmıştım birer adet baktım hala kullanıyoruz yenilerini yapayım dedim. Ee hazır yapıyorken de fotoğrafladım ve Craft Cafe için yeni bir proje ortaya çıkmış oldu. Craft Cafe’yi beni takip edenler büyük ihtimalle biliyordur. Sevgili Clair’in bloğunda  Craft Cafe adı altında projeler yayınlıyoruz. Ekibe yani bir iki kişi daha katıldı, onların projelerini de dört gözle bekliyorum. Zaten çoğunu siz de takip ediyorsunuz; Aga, Silvia, Regina, Jenn, Silvia ve Coral

Bu mumlukların yapımı fotoğraflarda da görüldüğü üzre oldukça basit ama daha fazla fotoğraf ve yapım aşamalarını görmek isterseniz buraya bakabilirsiniz.

Hepinize sıcacık bir haftasonu diliyorum…





I really loved these Candle Holders so much. I've prepared this project for The Craft Cafe on Dear Clair's blog.

It is a great pleasure to be a part of this great team. I am sure that you already know them;Aga, Silvia, Regina, Jenn, Silvia and Coral… I'm a huge fan all of them and I look forward to their new projects...

All details are here... I hope you like it.


I wish all of you have an amazing weekend...







Duvarıma Kuş Kondu - Mobile for your kids...




Geçenlerde yaptım bu duvar süsünü, sırf bu desenli bantlarla oynamak hoşuma gidiyor diye… Öylesine yapıştırıyordum kartonun üstüne dur şekiller keseyim dedim. Kuş, bulut kestim, pek sevdim. Bunları duvara asayım bari bir süre seyredeyim dedim, bu çıktı ortaya.



Hatta sonra tekrar bir arkadaşımın kızı için yaptım işte o zaman da yapım aşamalarını fotoğrafladım.

Fotoğraflar zaten her şeyi anlatıyor, şimdi buraya tek tek yazmama gerek yok sanırım. Yooo ben yazarım da siz okurmusunuz bilmem. Zira ben çoğunlukla fotoğraflardan anlamaya çalışıyorum böyle şeyleri, eğer takılırsam okuyorum genelde…


Son zamanlarda bloğuma daha çok zaman ayıracağım dedikçe daha az post koymaya başladım, daha az üretiyorum! Bunun da nedeni belli, konsantrasyonum başka taraflarda. Şu son 2 aydır 2 farklı derginin 4 farklı sayısı için ve craft cafe için projeler hazırladım. Bu çok güzel bir şey biliyorum, şımarıklılık da yapmak istemiyorum ama ben eski halimi özledim. Tam zamanlı çalışınca bu tarz projeler çok yıpratıcı oluyor. Bir de ben fazla ince eleyip sık dokuyan biriyim, ufacık bir şeye bir takılıyorum ayyy surat düşüyor, içine kapanmalar falan başlıyor. Eğer tatmin olmazsam vay halime… Tam bir görev insanıyım biri benden bir şey istedi mi hemen ceketin düğmesini ilikleyip emriniz olur efendim diyerekten işe koyuluyorum, hayır yapamam benim kitabımda yok : ( Hayır diyeceğime kendimi hırpalarım olur biter, yani aklı olan benden bir şeyler ister J Funda mesela bu konu da süper, akşam ikimiz yan yana koltuklarda oturuyoruz, ee bana ne ikram edeceksin bu akşam diyor, ben hemen ayağa kalkıp, ay ne yapsam diye mutfağa koşuyorum…)


Yapmak istediğim yığınla şey var ama enerjim yok, aklımdakileri tamamlamadan da yeni şeylere başlayamıyorum. Şu yılın en güzel zamanlarını bile tam anlamayla hissedemedim çünkü ben bahar ayını yaşamaya başladım, o dergilerin bahar sayıları için: )

Bir iş zorunluluk olunca tadı kaçıyor. Ben içimden gelerek bir şeyler yapmayı seviyorum, yapmam gerek dediğim anda geriliyorum, ateş basıyor, stres diz boyu… Yani bu son hafta, elimdekileri teslim ettikten sonra bir süre canım ne istersen onu yapacağım. Yapam gerek diye bir cümle kurmayacağım. Keyfimin kahyası olacağım. 
Ee hadi inşallah…




I had made this mobile a few weeks ago. I love to play with washi tapes and I made this mobile just for this: )
It is so easy as you seen in the images... I think no need to describe all steps but if you need help please write me...
It will be pretty for your kids rooms, isn't it?

In the meantime, I feel myself very tired. I lost my balance between my blog and job...
I've recently prepared projects for 4 different editions of two different magazines. I know this is a wonderful thing, I'm very honored to be a part of those great magazines but it was very difficult to complete projects while working full time in another job during all week. I have only weekends for take photos and I should edit them my evenings... It was a great experience but I want to do whatever I want without any obligation and enjoy the most wonderful time of year.

I will have submitted my all documents and images by early next week.
After submitting, I'm going to spend more time for my blog and hopefully I can returned my past routine as soon as.


See you soon...







Cepte çiçek - Flowers on the pocket



Bu kalemleri geçtiğimiz kış almıştım. Aklımda beyaz porselenlere çiçekler çizme fikirleri uçuşup duruyordu. Kırtasiyeye gittim, porselen boyası aldım, satıcı çocuk bu kalemlerden de almam konusunda oldukça ısrarlıydı, ısrara hayatta karşı koyamam, zaten benim kitabımda hayır kelimesi pek yok. Yeter ki inada bindirme sınırıma gelmeden benden isteyin, ben de yapayım…



Neyse aldım geldim bu kalemleri, porselenlere denedim, yok hiç de güzel olmadı. Sinirlendim, hemen herkese de inanıyorum al diyorlar alıyorum falan diye kendime kızdım… Aylarca durdu kalemliğin içinde ama gidip gelip denedim orada burada, sonunda bir kumaş parçasını çiziktirdim, gittim yıkadım, kuruttum.. Evet aynen duruyordu karalamalarım… Tamam dedim bu tekstil için üretilmiş bir kalem! İlk elime geçen tişortumun cebine şu çiçekleri çizdim.

İlk deneme için fena değil, gözüme birkaç parça daha kestirdim, kalemin farklı renklerinden alıp tekrar deneyeceğim…





I had bought these pens last winter for painting white porcelain plate or cups... But it did not work :(

I have tried many way to use them and I got the best results on textiles.

This is my first trial and I'm planning to make with different colors and patterns...

So ...to be continued...







Kumaşla Abajur Kaplama Projesi - DIY Fabric Covered Lampshade for Craft Cafe




Tatile çıkmadan önceki gün o kadar yoğundum ki blogla hiç ilgilenemedim, aslında planım hadi ben kaçtım postu hazırlayıp eşe dosta hava atmaktı, olmadı…

Altınoluk’ta da internet sadece cep telefonundaki paket, 3G zaten inanılmaz kötüydü, instagrama giriyorsun, yorum yapıyorsun sonra bir bakıyorsun yorum falan yok ortalarda, “like” lıyorsun fotoğrafları, sonra aaa yok like mike. Çok gıcıktı çoook… O yüzden ne maillerime bakabildim, ne bloguma ne de sizlerin bloglarına…

Pazar günü döndüm ama hala alışabilmiş değilim, iş hayatım boyunca ilk kez 2 haftalık tatil yaptım tabii tekrar kapalı ortama, işe güce adapte olmak kolay olmayacak…

Neyse gelelim konumuza, ben tatildeyken Sevgili Claire’in bloğunda 3. Craft Cafe projem yayınlandı. Daha öncekileri hatırlıyor musunuz bilmem, birincisi için buraya, içincisi için de şuraya bakabilirsiniz…

Bu sefer çocuk odası için Ikea’nın en uygun fiyatlı abajurunu süsledim.  Bugün yarın Ada’nın kardeşi Tuna dünyaya gelecek, onu düşünerek yaptığım için maviş pomponlar ekledim uçlarına. Detaylı fotoğraflar ve yapım aşamaları burada,  sorularınız olursa da seve seve cevaplarım.

Umarım beğenirsiniz…




I was very busy last Friday before my vacation, my plan was to share a "short break" post but I couldn't find time.

I was in Altinoluk for 2 weeks and now, it is difficult to be adapted to office life!
During my vacation, my internet connection was so bad, because of that I could not share my last Craft Cafe post with you.

This is my 3. post for Craft Cafe on dear Claire's blog. Do you remember my past post? First was about easter table decoration and second was about a tassel napkin diy project.

You can see all details about this project on "hearthandmadeUk" .

I am planning to give this pretty lampshade to my cousin for her newborn's son room.


I hope you and she like this lampshade...















Püsküllü Peçete Yapımı Craft Cafe'de - DIY Tassel Napkin for Craft Cafe




Hani Nisan ayında ilk postum yayınlanmıştı Sevgili Claire’in bloğu Hearthandmade Uk’de Craft Cafe başlığı altında. Paskalya için yumurta süsleyip, sofra düzenlemiştim. Sanırım benim en çok zevk aldığım şeylerin başında sofraları süslemek geliyor.
Bu sefer de püsküllü peçete yaptım sofraları süslemek için. Yapımı, detayları ve bol bol fotoğrafları için buraya bakabilirsiniz…

Craft Cafe için hazırlanan tüm postlar da burada

Keyifli haftasonlarınız olsun…


Did you remember my fist post for Craft Cafe on dear Claire's blog which called Hearthandmade Uk.
As you see I love table setting: )

This time, I've shared a tassel napkin project with you here. All details, tutorial steps, many images and more... I think you should visit her blog...

 I wish all of you have an amazing weekend...








Kağıt Fenerler - Paper Lanterns





Taa geçen sene bu zamanlarda yapmıştım bu fenerleri, biraz önce eski fotoğrafları ayıklayayım derken gördüm. Epey bir süre durmuştu şifonyerimin üstünde, kimi zaman içlerine mumluk koydum, mumları yaktım seyrettim, kimi zaman öyle boş boş baktım mutlu oldum…

Siz de belki yapmak istersiniz, çok basit ama şirin…


Ben o zaman internetten bulduğum desenli kağıtlar ile yapmıştım, onları burada paylaşmam doğru olmaz diye sizin için bir kaç basit desenli kağıt hazırladım, bir de fenerlerin kalıbını çizdim hepsine aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.


Detaylarını anlatmama gerek var mı bilmiyorum, şablondaki gibi desenli kağıdınızı ilk önce dikdörtgen kesiyordunuz sonra falçata ile içerideki çizgileri çizili sınıra kadar kesip kağıdı rulo yapıp uc uca bantlıyorsunuz. Ben daha sabir durması için al ve üst kısımlara da bir şerit bant ile geçtim, hem desen oldu sen de daha dik durmasını sağladı.

Hadi kolay gelsin…



I had made these paper lanterns last year at this time. I had totally forgotten to share with you. I noticed them a little while ago when editing my old images...
I have used them on my dresser for a long time, some times I lit candles in glass jars put into them.




It is very easy to make these lovely lantern as you see in images... I had used some free patterned paper but I made for you a few new patterned papers given as below, also you will find lantern template in there...


I hope they will be usefull for you and like them...


Enjoy!









Sarı Sehpa - Yellow Side-table



12 – 13 yıl falan önce almıştık bu yüksek sehpayı , sehpa mı denir bilmiyorum aslında, biz telefonluk diyorduk, çünkü boyayana kadar üstünde hep telefon vardı, şimdi direk sarı diye bahsediyoruz kendisinden.
Aldığımızda ham ahşaptı, koltuklarımız ile aynı tonda boyatmıştık, o zamanlar herşey takım olmalı gibi bir saplantımız vardı, meğer ne tek düzelikmiş…

Neyse yıllarca öyle koyu renkli olarak kullandık, geçen sene boyayalım istedik ama beyaza boyamak içimizden gelmedi, renk de seçemedik bari birazcık koyu tonunu açalım dedik. Çıkarttık balkona, zımparala zımparala kendimizden geçtik, açamadık istediğimiz gibi rengini, böyle alaca malaca saçma bir şey oldu, ama bizim de kollar koptu. Yok dedik, sen kazandın, sürdük üstüne ahşap koruyucusunu sonrada verniği bıraktık öyle.  Pek göz göze gelmemeye çalıştık, bağrımıza taş bastık, öyle yaşadık beraberce bir süre.


Her türlü boyayı seviyorum, boyacılara gibip orada zaman geçirmeyi seviyorum, imkanım olsa evin bir köşesine rengarenk çeşit çeşit boya yığacağım, duvar boyası, ahşap boyası, vernikler, su bazlılar, yağlı boyalar… Yolumun üstüne Jotun  bayi açılıyor diye  günlerce sevinç yaşadım, önünden geçerken illa içeriye bakıyorum sanki ne göreceksem.


İşte bu sevda yüzünden anlamsız zamanlarda amaçsızca alınmış boyalar var bizim evde. Geçenlerde de sprey boyalar almıştım bir kaç farklı renk.  Bir akşam Funda ile o boyaları nerede kullanabiliriz diye evin içinde teknik geziye çıkmışken bu sehpa ile göz göze geldik.  Bir süre ikilem yaşadık, neticesinde elimizdeki sprey boya, öyle zımparala, önce astar çek, sonra bilmem kaç kat boya, vernikle gibi profesyonel bir iş çıkmayacaktı ortaya, sonra  amannn boyayalım gitsin dedik, neticesinde bizimle mi yaşayacak…

Ertesi gün çıkarttık balkona hafif zımparalanın ardından bastık sprey boyayı. Ben içeride fotoğraf çekerken Funda kolu kopma pahasına boyadı da boyadı. İlk başta garipser gibi olduk rengini, ama her geçen gün biraz daha sevmeye başladık.

Anneme söyledim telefonda, tüh onuda mı ziyan ettiniz dedi, görünce o da sevecek biliyorum sadece birazcık fikre alışması gerek: )

Böyleken böyle anlayacağınız…

Haftasonunuz pırıl pırıl, neşe içinde geçsin…



We had bought this side-table about 12 -13 years ago...

Its color was very dark as shown in the image. We wanted to paint it quite a long time ago but We could not decide which color to be perfect on it.

The first option, of course, was white but we wanted to see cheerful colors in the living room.

I love all kind of paint, water-based, oil paint, wall paint, wood stain... If I have a free space, I would fill there with different kinds of paint.

A few weeks ago, I had bought several different colors of spray paint . We wanted to use them somewhere and and came eye to eye with this side table.

I know this is not a professional job. Normaly we should sanding it well and use one or two coat primer, wood paint and finally varnish. But We have achieved great result with spray paint in a very short time and we love it.

I hope, you liked it also...


I wish all of you have a wonderful weekend...








Kes Yapıştır, Yap Yakıştır...



Oraya buraya birşeyler asmayı seviyorum. Bazen işi abarttığım da oluyor, deli kızın ceyizi gibi her yerden birşeyler sarkıyor, için için hissediyorum şimdi Funda “aaa yeter bunaldım kaldır şunları” diyecek diyorum, bazen tam zamanında çıkartıyorum, bazen hafif bir gerginliğin ardından... Bir süre duvarları rahat bırakıyorum ama sonra yavaştan yavaştan çaktırmadan o köşeye bir şey, bu köşeye bir şey derken  bir bakıyorum ev yine dönmüş çıfıt çarşısına..


Ama ben böyle yaşayan mekanları seviyorum, devamlı bir hareket, devamlı bir değişiklik hoşuma gidiyor. Eee her gördüğüm şeye de özeniyorum, hevesleniyorum. Yaptım tamam oldu at gitsin de olmuyor, sıkılana kadar gözümün önünde dursunlar istiyorum. Mesela son yaptığım hani şu 3 boyutlu geometrik şekiller vardı ya, ayy onlar kedi eniği gibi oradan oraya nasıl taşındılar, nasıl canları çıktı bir görseniz... At bizi diyorlar da oralı olmuyorum.


Yaz aylarında Patchwork Harmony bloğunun sahibi Caroline yapmıştı eski sigara kartlarından buna benzer bir şey. Ben de sigara kartı olmadığından internette bulduğum çiçek resimlerini, gramajı ağır bir kağıda renkli çıktısını alıp kullandım.

Güzelce kestim sonra da dikiş makinesinde ard arda diktim ve duvara kondurdum (dikiş makinası olmayanlar arkadan bantla yapıştırıversinler gitsin).  Bir süre de bu durur duvarda, sonra bu gider başkası gelir, her defasında küçük bir değişiklik, küçük bir mutluluk…

Böyle böyle hayat geçiyor işte : )



I love to see different decorations on the walls time to time. The easiest way to change the atmosphere of the house is garlands, isn't it?

But I guess, sometimes I'm exaggerating! You can see something hanging every corner of our house. Although I love this colorful mess, my younger sister don't like it so much. Because of that sometimes, I remove garlands or whatever hanging on the walls and I'm giving a little break until making the new one.



I had seen this sweet and simple idea which made by dear Caroline from Patchwork Harmony blog last summer. She had used vintage cigarette cards but I did not have like that card and because of that I have used these printed vintage flowers images.

This garland stay on the wall for a while then someone else comes, this goes.
Every small change brings a little happiness...


Going through life like that:)







Nerede o eski pullu kartlar...





Balıkesir’de yılbaşı ve bayramlarda postahanenin önünde kartçılar dizilirdi. Tezgahlar dolusu kartlar, pullar, zarflar. Okuldan çıktığımızda onların önünden geçmeye can atardım.

Ama bir kitapçı vardı, pahalıcı. Ondaki kartlar bir başkaydı, hepsi pullu, güzel mi güzel. Onun vitrininden kolay kolay kopamazdım. Zaten de o kitapçı Balıkesir’in en güzel kitapçısıydı, tostçu Necdet’in arkasındaki pasajdaki hani. Öyle kalemler, öyle defterler getirirdi ki, kedinin ciğere baktığı gibi sulana sulana bakardık. Bir kart var mesela gözümün önünden hiç gitmeyen, yüzü harika bir oyuncak bebeğin fotoğrafı, kafasında kırmızı beresi var, saçlar bereden kıvrım kıvrım çıkmış, etraf pullu parıldıyor... Benim konuşan bebeğime benziyordu. bizimkiler İstanbul'dan almıştı bana boyumca bir bebek, gerçi onun saçlar sarıydı ama yüzü öyle güzeldi ki öpüp dururdum. Ben oyuncak bebekleri çok seviyorum yaaa...

Nereden nereye değil mi?? Eski hikayeler hep böyle… Şimdiki nesil çok mu şanslı, yoksa biz mi böylelikle mal kıymetini öğrendik bilemiyorum. Eskiden herşey değerliydi yani. Ay ninem gibi konuştum…



Neyse “Merry Makings” deki başka bir proje ile karşınızdayım, pullu kart yapmaca.

İnternette dolanırken gördüm bu eskileri hatırlatan kart fotoğraflarını, sonra renkli çıktılarını aldım bildiğiniz A4 dosya kağıdına. Kart için ince olur bu kağıt diye istediğim renklerdeki fon kartonlarının üzerlerine yapıştırdım. Simli, parıl parıl olmasını istediğim yerlere de yapıştırıcıyı sürüp, serptim simi gitti. Aslında sulandırılmış tutkal kullanacaktım ama kağıt ince olduğu için ıslanınca kabarmalar olabilir diye bu UHU  ya da Prit tarzı yapıştırıcıları kullandım. Sonra yavaşça pencereyi açtım ve fazlalıkları dışarıya üfledim.
Ama yok nafile, yine de etraf ve elin yüzün nasibini alıyor ve bir müddet  evin içinde  yüzündeki nişan makyajı ile dolaşıyorsun.




Fotoğraflarda kartların üzerindeki parıltılar pek belli olmamış gerçi ama inanın o eski havayı veriyor elinize aldığınızda.

Hadi siz de başlayın internette aramaya, google’a yaz “vintage christmas cards” sürüsüne bereket.

Araştırmacı gençlik istiyorum…




When I was a child, there were many card stands on the streets in these seasons and  my greatest pleasure used to walk around between these beatiful card stands.
We can not find something like these cute cards in the streets anymore.
But we are a lucky generation, we can find and do whatever we want through the internet.



For instance; my another project for "Merry Makings" is here, all steps have already displayed on the images. If you want to more detail in English, please check page 31of "Merry Makkings" Magazine.

I do not know, do I need to say? but you can find more vintage christmas card images thanks to google:)











Gülümse Postacı!





Bazen akşamları koltukta oturmuş elimde bir şeylerle uğraşırken bir bakıyorum masanın başına dikilmişim, etraf birbirine girmiş, dalmışım bir başka serüvene. O koltuktan ne zaman kalktım, hangi ara dur ben şimdi şu elimdekini bırakayım da şöyle şöyle bir şey yapayım dedim de yapma aşamasına geçtim çoğunlukla hatırlamıyorum bile.




Geçenlerde dikiş makinasının üstünde, üstünde derken baya baya, kumaşı koymuşum, ilk iğneyi de batırmışım kumaşa ama öyle bırakıp gitmişim. 2-3 gün o şekil kaldılar, sonra keyfim geldi de diktim bitirdim.

Aslında bu bendeki dalgınlık (alıklık desek daha doğru olacak aslında) hikayeleri ile ilgili bir kitap yazsam olur. O denli çok hikayem var yani. Geçenlerde mesela, işten çıkmadan 5-10 dakika önce camdam baktım yağmur yağıyordu. Aldım şemsiyeyi elime, işyerinin kapısından çıkar çıkmaz açtım, ağır ağır, kafada binbir düşünce eve kadar yürüdüm, tam şemsiyeyi kapattım ki kupkuru. Bir damla bile düşmemiş üstüne.  Mobese kameraları ile beni takip etmek isteseler hiç zorlanmayacaklar yani.

Bir keresinde de şemsiyenin sapını uzatmışım ama son hamleyi yapıp şemsiyeyi açmamışım öyle izci flaması gibi, taşıyorum şemsiyeyi, rap rap rap… Islanınca farkettim…


İşte aynı durum geçtiğimiz Cuma akşamı saat 22 civarlarında oldu, bir baktım kağıtlar çıkmış ortaya, zarf yapmaya başlamışım. İstediğim gibi bir kalıp çizene kadar epey bir deneme yaptım, sonra içime sinen kalıp ile kendi desenli kağıtlarımdan kestim de kestim. Baktım pek sevimli oldular, dur ben bunu blogda da paylaşayım da herkes birbirine böyle zarflarla kartlar göndersin postacılar da gülümsesin dedim.  



Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi olay ortada, aşağıda tek tek linklerini verdiğim desenli kağıtların ve kalıbın printerdan çıktılarını alıyorsunuz, sonra kalıp yardımıyla kesme işlemini tamamlayıp dört bir yandan kıvırıyorsunuz. Önce dar iki yanı kıvırın, sonra alt taraf, en sonda oymalı üst tarafı. Dar kısımlara da yapıştırıcıyı sürün olsun bitsin.



Kartlarınıza güzel dileklerinizi yazdıktan sonra zarfı ister küçük stickerlarla ister desenli bantlarla, ister sade olarak kapatıp doğru postahaneye gidiyoruz.

Bu gün hava da ne güzeldi değil mi???

Desenli kağıtlar ve zarf kalıbı;

123456 -  zarf kalıbı

Daha önceki desenli kağıtlar için de buraya bakabilirsiniz.

NOT : Zarf içinde ve etrafta gördüğünüz kartların, illustrasyonların bir kısmı bana bir kısmı da Rebecca Jones’ aittir. Sadece gösterim amaçlı kullanılmıştır.


I'm a very pensive person. While I'm doing a handmade like sewing, painting or knitting and suddenly I realize that I'm dealing with another things and I don't even remember that when or how I decided to change my occupation. I constantly think something... diy ideas, post texts, to do list...
For instance, a few days ago, while I was preparing to go our of the office, I have looked at the window and it was rainy.
Before I left the office, opened my umbrella and when I got home I realized that it was bone dry!  So, along the way, there was no one other than me, walking around with umbrellas.

By the way, I have many many story regarding to my thoughtfulness. So, I can write a book which is called "Silly chickpea" :)




Let's talk about the subject;, I found myself suddenly making envelopes around 10:00 pm last Friday evening. Firstly, I drew an envelop template and then I cut it out using my patterned papers. You can find below, your all needs; patterned papers and template and of course you'll need a glue and nice Christmas cards...

Patterned Papers and Envelop Template;

123456 - envelop template


If you want more free printable papers, please look here!

P.S: The images and illustrations in the envelopes and all around, belongs to me and illustration artist Rebecca Jones. All images used are for illustrative purposes only.










Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...