paint me white etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
paint me white etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Koltuk Hikayesi...


 
 
Eski evleri ve eşyaları seviyorum, onların hikayelerini dinlemeyi, anlatmayı seviyorum, eski bir evde kimlerin nasıl yaşadığını hayal etmek hoşuma gidiyor… O yüzdendir şu anda oturduğumuz evi de çok seviyorum. Hemen hemen 35 yıllık bir ev, kapılarının boyatılması gerek belki ama o sarımtrak rengi, sıyrılmış boyası ile bana daha sıcak geliyor. Keskin hatları sevmiyorum, aynı model mutfakları, soğuk banyoları sevmiyorum. Üstüste boyanmaktan yuvarlanmış duvar köşelerini seviyorum ben…
 
 


Bizim evdeki her eşya hakkında hikayeler anlatabilirim size ama bugün bir koltuk hikayesi anlatacağım;

Yıllar yıllar önceydi, evde üç kişiydik, ben, kardeşim ve ev arkadaşımız (hep söylerim hayatımın en güzel 5 yılı) Biz çalışmaya başladık, kardeşim hala öğrenci. Birgün büyük temizlik yaparken ara verdik hayal kuruyoruz, şöyle bir koltuk takımımız olsa falan diye.  Bir anda kendimizi otobüste bulduk, evi öylece bıraktık, her yer her yerde… Doğru Kadıköy’e gittik (Bu sırada otobüste neden yaptıysam, kardeşimin saçına sakız yapıştırmıştım küçük çaplı bir kavga çıkmıştı ve otobüsten iner inmez bir bakkala girip bıçakla saçını kesmiştik) ve haşin pazarlıklar sonunda  45 TL’ye bir koltuk takımı aldık geldik . O zaman benim maaşım 25 TL falan (iyi para vermişiz yani).
 
 
Bizim büyük temizliklerimiz meşhurdu, evi boyar, her yeri birbirine katar, dip köşe temizlerdik. Canımız çıkardı ama bir o kadar da eğlenirdik o temizliklerde, mesela eve ne aldıysak bu büyük temizliklerin arasında saç baş toz içindeyken gidip almışızdır.
 
 
 
Yıl 1996 falan sanırım. Koltuklar ilk geldiğinde o kadar mutlu olmuştuk ki anlatamam, oturmaya kıyamıyorduk. İlk kendi paramızla aldığımız sıfır eşya ne de olsa: ) Ondan önce örtülerini mum gibi düzeltiğimiz 3 divanımız ve bir arkadaşımızın bize bulduğu bir ikili, iki tekli iskandinav tarzı koltuklarımız vardı.
 


6 yıl ilk hali ile kullandık. Sonra ev arkadaşımız evlendi gitti, ben iş değiştirdim, kardeşim de çalışmaya başladı. Evde değişiklik istiyoruz… Koltukları kaplatalım dedik, ama renklerini de değiştirelim. Bir iki kişi olmaz öyle eskitme falan, bozarsınız dedi. Ama bizim şöyle bir huyumuz var;  İki kardeş kafaya bir şey koyduk mu, dışarılardan gelen her türlü olumsuz tepkiye kulaklarımızı kapatırız, hedefimize kitlenir, öyle ya da böyle yaparız aklımızdakini. Netekim Rami taraflarında bir koltukçu bulduk, hem yüzlerini değiştirdi, hem istediğimiz renge boyadı koltuklarımızı. Geldiklerinde gözlerimize inanamadık. Tam istediğimiz gibi olmuştu, o zamanlar kırmızı bizim favori rengimizdi evde. Çok severek kullandık bu haliyle de koltuklarımızı.
 
 
 
4 yıl önce 17 yıl boyunca oturduğumuz evden taşındık. Taşınırken bu takımın ikilisini eski evde bıraktık. Teklinin biri benim odama, üçlü kardeşimin odasına, diğer tekliyi de kısa süreliğine salona koyduk. Salondakini bir süre sonra üstüne “isteyen alabilir” diye bir not yazıp apartımanın girişine bıraktık.




İşte bu fotoğraflarda gördüğünüz koltuk şimdi benim odamda, IMÇ’den 20 TL’ye bulduğum bir parça kumaş ile kapladık. Geçtiğimiz yaz da elimize geçen herşeyi boyadığımız bir dönemde bu koltuğu da beyaza boyadık. Şimdi her gece yattığımda bir süre bu koltuğa bakıyorum, iyi geceler dileyip öyle uyuyorum: ) Eşyalarında bir kişilikleri var bence, bizi yansıtan kişilikleri.

Üstünde gördüğünüz iki yastıktan büyük olanını ZARA Home’dan almıştım, çocuk odaları için olan bölümden. Pembe olanını da ben diktim.  
 
 

Bu gördüğünüz pembe …. ( bunlara ne deniyor bir türlü bilemiyorum, sarkıt desem anlamsız, avize desem, avizeler sanki taşlı oluyor, babam şapka diyor, annem karpuz… oofff büyük bir muamma) şey de taaa 1974 yılından… Annemlere ev hediyesi olarak gelmiş. Yıllarca yatak odalarındaydı, yeni evlerine taşınırken aldım geldim kendi odama taktım. Büyük ampülle birlikte pek bi şirin oldu.

Şimdilerde salonda bir iki değişiklik yapmak istiyoruz, zamanı belli değil. Hiç ummadığımız bir anda oluverecek ama bunu biliyorum: )

Evde bizi mutsuz eden birşeyler varsa ne olursa olsun ondan kurtulmalı insan. Üçün beşin hesabını yapmamalı bence…  Sevdikleriyle yola devam etmeli…

İşte böyle…
 

 
 
I love all old things... Old home, old furniture... I love their stories...

This white chair is in my room now. It was changed 3 times since we bought it as you see images...

While we were living together with my little sister and our housemate, we bought it in 1996 (I guess)

I loved it always but now little bit more love... Everything looks so sweet if it is white.

This patchwork pillow is from ZARA Home and this pink little pillow was sewn by me. Very cute, right? And this "Pendant lamp" is from my parent's home and.  it had given as a new home  present by one of our relatives in 1974.  I prefered to use it with a big light bulb. I love it .

I think that we should get rid of stuff which it makes us unhappy. We should stay with lovely stuff around us…
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...