Dün akşam eve giderken kendime Şebboy aldım. Evet İstanbul’da iş ve evi arasında yürüme mesafesi olan şanslı azınlıktan biriyim, herhalde bu yüzden 11 yıldır bunalmama rağmen aynı işyerinde çalışıyorumJ
Neyse işte Şebboy aldım, sıkıştırdım kolumun altına bir yandan yürüyorum bir yandan düşünüyorum. Nerden çıktı şimdi şebboy almak, ben sevmezdim ki şebboyu, daha doğrusu sevip sevmediğime dair hiçbir düşüncem yoktu. Bana yaşlılığı çağrıştırıyordu bu çiçek. Öyle kemikleşmiş bir düşünce, şebboy = yaşlılık.
Ortancayı da sevmezdim. Aynı şekilde kafamda yer etmiş Ortanca = Marmara. Soğuk, duygusuz, ağır başlı, özelliksiz bir çiçek olarak düşündüm hep ortancayı. Marmara ile özdeşleştirmemin tabiki ilk nedeni özellikle Marmara bölgesinde yetişmesi. Gölge, rutubetli yerleri seviyor, ayy ne iç karartıcı… Marmara’yı da sevmem. Marmara Bölgesi de bana kişiliksiz gelir.
Ama nedense son 2-3 yıldır Şebboy’u da Ortancayı da sevmeye başladım. Şebboyun kokusu çok hoşuma gidiyor, onu koklarken burnum tıkanmıyor mesela. Sonra inci taneleri gibi top top beyazları yemek istiyorum. ( Küçükken bahar geldiğinde evimizin karşısındaki arsada sabahtan akşama vardiyali işçi gibi papatya toplardım, evin balkonu dolup dolup taşardı. Bakardım onlara; o kadar güzeller ki, bakmaktan başka bişey yapamazsın. Ama o bana yetmezdi. Yerdim..)
Şimdiki evimizin balkonunda bir ortancamız var. Eski komşumuz taşınırken hediye etmişti. Kocaman oldu, her bahar onun yeşermesi, kocaman, tongur tongur (tongur = bizce böyle bir avuç dolusu güzel şey anlamında kullanılan kelime) çiçeklerini açması harika. Benim olunca sevdim ortancayı da.
Kafamda küçüklükten kalma böyle kemikleşmiş o kadar çok düşünce var ki. Mesela sayılar. Bana göre “8” alımlı genç bir kız, kirpikler ok gibi, saçlar ince beline kadar uzanıyor. “7” yağız bir delikanlı, neşeli, hoppa, mahallenin sevgilisi. “6” ise “7” nin büyüğü, akıl danıştığı, ona yol gösteren hamisi kıvamında biri. (6 neden gözümde 7’den büyük hiç bilmiyorum). “9” da 8’e aşık. Zengin mi zengin, 8’i evnin kadını yapmak istiyor, “10” 9’un annesi. Ayyy bu böyle uzayıp gidiyor. Tam bir Türk Filmi kıvamında. İnkar edemem çok Türk filmi seyrettimJ
7, 17, 27… hiç boş değilim bunlara karşıJ uğurlu sayım olduğu için sanırım bende hep yakışıklı bir erkek imajı çizdilerJ
Düşündüm de Bu blog sadece fotoğraf paylaştığım bir yer değil canımın istediği herşeyi paylaşabileceğim bir blog olsun. cafenoHut’da oturmuş arkadaşlarımla muhabbet ediyormuşum gibi. Burada aldığım, kullandığım, memnun kaldığım şeyleri de paylaşmak istiyorum sizlerle,
İlk sırada ki “Argan Yağı” ;
Argan yağı benim küçük güzellik sırrım gibi. Cildim çok kuru ama akneli ve problemli ciltlere de çok iyi geldiğini duyuyorum. Uzun zamandan bu yana krem veya losyon yerine, yüz nemlendiricisi olarak Argan yağını kullanıyorum ve çok memnunum.
Makyajımı temizledikten sonra sadece birkaç damla cildime sürüyorum, gün boyu nemli kalıyor. Cildim yumuşak ve esnek, minik çizgileri bile yok edebiliyor. Hatta bir iki damla şampuanınıza ekleyerek saç bakımınızı da aynı ürünle yapabiliyorsunuz.
“Zengin E vitamini ve Omega 6 içeren bu yağ erken yaşlanmada, UV ışınlarına maruz kalan cilt ve saçı korumada ve diğer çevresel faktörlere karşı koruyucu olarak kullanılmaktadır.”
Yukarıdaki resim benim kullandığım. Youtube'da Argan Yağını tanıtan yığınla video var , bunlardan birini bu linkten seyredebilirsiniz.
Güzeliz Güzelsiniz Güzeller...
Güzeliz Güzelsiniz Güzeller...
istanbulda yaşayıp evinden işyerine yürüme gidip gelen şanslı azınlıktan biri de benim,, otobüse biniyor olsam sanırım oflaya puflaya çıkardım evden:)
YanıtlaSilNe güzel bir paylaşım, teşekkürler.
YanıtlaSilYaklaşık 17 yıldır İstanbul'dayım ve ne üniversiteye ne de çalıştığım 4 farklı işyerine giderken otobüs kullanmadım:) En kötüsü vapur mesafesindeydi. Çok mu şanslıyım ne... Zeynep, birileri bu mesajları okurken hakkımızda kötü kötü şeyler düşünüyor olabilir:)
YanıtlaSilSerap; beğendiğine sevindim. Valla çok sevindim.
ortancayı nedense ben de sevmezdim.ama yeni yeni seviyorum,bahçeme de ektim 1 tane.arganyağını ben de alacağım..
YanıtlaSilOrtancanın çiçekleri yaz sonuna doğru kurumaya başlıyor, o zaman kesip kurutursan kuru halleri de çok güzel oluyor. Biz geniş cam bir kasenin içine koyduk kurutulmuşları, hiç de fena durmuyor.
YanıtlaSilArgan Yağını da aktarlardan da bulabilirsin.
keşke ortanca burda da yetişse, argan yağı burda da satılsa,işimle evimin arasındaki mesafe daha kısa olsa,tongur tongur işte nebiliiim ne güzel bi paylaşım olmuşş:)
YanıtlaSilargan yağı tavsiyenizi daha yeni okudum bilginizi paylaştığınız için teşekkürler işte iletişimin güzelliği
YanıtlaSil