ikea fabrics etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ikea fabrics etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Haftasonu Kartı - Kumaşın da Hakkını Veririm!


 
 
 
 
İnsan içinden ne geliyorsa onu yapmalı bence. Mesela ben dikiş makinası ile tanıştığımdan beri içimden hiç kıyafet  dikmek gelmiyor. İlla ev ile ilgili şeyler dikeceğim, yastık, masa örtüsü gibi şeyler mesela. Çanta ve mutfak önlüğü de dikiyorum ama en çok yastık dikmeyi seviyorum. Bir de cici bici şeylerle uğraşmak hoşuma gidiyor. Fistolar, danteller, pembeler, maviler…  Böyle oluncada direk çocuklar için yapıyorum ne yaparsam. Etrafımda çok çocuk olmadığından da boyut konusunda kafam biraz karışık gerçi. Çanta dikiyorum anlamsız boyutlarda mesela… Hangi yaş gurubu kızlar çanta takıyor bilemiyorum sonra.
 
 

Ama sağolsun kardeşim o kadar ısrarcı ki elinden kurtulmanın tek yolu istediğini vermek. İlk annemler bizdeyken bir etek dikmiştik, daha doğrusu annem dikti bana gösterdi, sonra bir gün bana pijama altı dik dedi, “yok canım istemiyor, ayy dikemem, oofff uğraşamam onunla” desem de en sonunda getir en rahat ettiğin bir tanesesini diyip, oturdum onu kalıp yapıp, hart hart kestim kumaşı, sonra dondum kaldım. İki bacağı nasıl birleştireceğim birbiriyle diye baktım iki ayrık paçaya. Bir şekilde birleşti, oldu- bitti ve giyiyor şimdi. Eminim çok daha pratik yolu vardır pijama altı dikmenin. (Bir ara fotoğraflıyayım onu da). Altınoluk’da da başladı bana etek dikin, o kadar makine aldık hiç bir şey dikmiyorsun gibilerinden konuşmaya… Ağlamayana meme yok lafı ne kadar doğru, o konuştukça biz diktik annemle, iki etek bir ev elbisesi. Makinayı aldığımızdan beri kendime hiçbirşey dikmedim henüz. Ne çanta, ne makyaj çantası ne de başka bir şey… Gerçi böyle daha mutlu oluyor insan.
 
 

Eteklerden biri işte şu fotoğraflarda gördüğünüz. Bu kumaşı yine kışın ortasında henüz dikiş makinam yokken almıştım. İndirime girmişti IKEA’da, bende yazlığın balkondaki divanı için alıvermiştim epeyce.  Bir şekilde ya annem diker, sıkılırsa bir terzi buluruz diye düşünmüştüm. Benim dikeceğim hiç aklıma gelmezdi.

Minderleri, yastıkları diktim biraz kumaş arttı baktım bizimkisi de etek diye inliyor, gel dedim bozarsam bozarım bundan etek dikelim sana. Eteği diktik, küçük parçalardan da anneme çanta çıkarttım: ) Zaten hiç kumaş atmıyor bizim evde, boyutlarına göre poşetlere ayrılıyor tüm parçalar.
 
 

Benim zevklerim çok çabuk değişiyor. Zaten hep diyorum ya çok değişken biriyimdir diye, birşeyi bugün seviyorsam yarım hiç de hoşlanmayabilirim.  Mesela şu sıralar daha çok soft renklerden hoşlanıyorum. Bu kumaşı alırken ise seviyordum böyle canlı renkleri.  O yüzden pek de heyecanla başlayamadım dikmeye ama bitince misler gibi balkonu yıkayıp ailece karşısına geçip baktığımızda pek hoşumuza gitti bu divancık.  Cıvıl cıvıl oldu, her gören bayıldı.
 
 
 

Ha bu arada bu armut da neyin nesi diye sorarsanız, babamın kardeşime doğumgünü hediyesi. Altınoluk’dayken kardeşimin doğumgünüydü. Babam 3 gün öncesinden başladı sana çok özel bir hediyem var diye konuşmalara, nasıl heyecanlı, sanırsın araba anahtarı verecek: )

Doğum günü sabahı gizlice benim yanıma gelmiş, hediyeleri şimdi mi veriyoruz diye soruyor, yok dedim, akşamüstü pastayı üsledikten sonra verelim… Zor bekledi o saati. Sonra törenle gittik armutu kopartmaya ağacın başına. Ağaç denmez gerçi ona katır gibi bir şey, incecik bir iki dal, ben kadar bir boy ve zavallının üstünde zor taşıdığı bir tek meyvası bu armut. Babam gözü gibi bakmış taşıyamayıp düşürmesin onu diye, bu yüzden bu kadar kıymetli. Neyse işte gittik koparttık, ağacımıza teşekkür ettik. Ucuna da kurdelamızı bağlayıp verdik normalde kazık kadar olan ama bizim evin biricik küçük kızına.
 
Hepinize havalar hala sıcakken harika bir haftasonu diliyorum...
 

 

Normaly I don't like and I don't want to sew dress, skirt or any outfit. I like to sew cushions, tote bags and another things for home or children.
But my little sister always wants some things for herself from me like a skirt or a dress... I'm not a sewing expert, but I'm doing  whatever she wants for get rid of her: )

 
 
I had bought this fabric from IKEA for a long time ago.  That time, I used to like vibrant colors more than but now I prefer the soft colors but we liked this small sofa with this new clothes. It looks like a rainbow.
after sewing these covers for our sofa, I sewed a skirt for my little sister and a tote bag for my mom with the remainning fabrics.
 
This skirt is my first trial and I don't want to sew again: )
 
 

Let's talk about Pear.... We celebrated my little sister birthday a few weeks ago. This pear was my father's present for her. We have a very very small pear tree and this year, it just had  one pear. It was very special present for her: )
 

 
 
 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Yastık severim ama bana milföy demeyin...






Epey oluyor yine bu yastıkları dikeli, hani sarı ponponlular vardı ya onlardan sonra dikmiştim bunları da. Kumaşı İkea’dan aldım. Zaten son zamanlarda en zevk aldığım şey Ikea’da o kocaman masada kumaş kesmek. Sırf o zevk için bile kumaş alınabilir oradan. İşte kendime öyle kocaman bir masa arkamda da o kadar çeşit kumaş istiyorum, sanki ne yapcaksam.


Bu arada gördüğünüz gibi kes – yapıştır – boya işlerine epey bir ara verdim, aslında içim kıpır kıpır, gözler fır dönüyor, değişik birşeyler görsem de yapsam diye. Özledim masanın başında oturup sakin sakin kağıtları kesmeyi de.  
Ama iyice anladım, gerçekten kışın çok daha verimli kullanıyorum zamanı, yazın dört duvar arasına kapanıp evde oturmak da gelmiyor insanın içinden. O yüzden listeler yapmaya devam ediyorum şimdi olmadı kışın yaparım diye.



Gelelim konumuza; Bir tek yastıkla odanın havası nasıl da değişiveriyor. Sadece 2-3 saatlik bir uğraş ve  çiçek açmış bir koltuk.

Bu yastıkları da yine öncekiler gibi diktim, yani arkası üst üste biniyor, fermuar yok. Sonradan düğme diktim bir de hazır gibi oldu, yani biz sevdik.  Bu sefer unutmadım arkasını fotoğraflamayı neyseki. Ama adım adım dikiliş aşamalarını fotoğraflamam çok zor oluyor, çünkü hep akşamları dikiyorum.


Bu arada şu tabaktaki rulolar da ne diye soranlarınız olabilir. Onun da bir hikayesi var.



Geçenlerde bir akşam canımız inanılmaz tatlı istedi ama kalkıp öyle uzun uzadıye uğraşacak halimiz de zamanımızda yoktu. Mutfak sorumlusu benim ya, kardeşim yap işte birşeyler kısa yoldan uydur falan dedi. Sanki yıllardır mutfaktan çıkmıyormuşum gibi. Benim de aklıma milföy hamuru geldi. Hayatımda ikinci kez bakkalı arayıp istedim milföy hamurunu. İlkini sanırım bir 10 yıl önce falan almışızdır ve onunla ne yaptığımızı da hatırlamıyorum bile.



Neyse hamurlar gelene kadar internetten baktım , planım içine Nutella sürüp fırına atmak. Yığınla benzer tarifle karşılaştım. Biraz açıyorlar araya Nutellayı sürüyorlar sonra kalp şeklindeki kalıplarla kesiyorlar. İşte bu çok hoşuma gitti. Hemen koyuldum yapmaya ama ilk önce çok katı, sonra iğrenç bir cıvıklık oldu. Bir de küçük bir püf noktası vardı tarifte.” Alt katı çatalla delin ki çok kabarmasın”. Ama ben kulak asmadım, yok yok kabarsın benimkiler, ben böyle pofidik pofidik istiyorum dedim.  Aferin..



Sonra baktım iyice yumuşadı hamur geri kalanları direk rulo yaptım. Attım fırına. Kabardı da kabardı, ne gıcık birşeymiş o milföy… O kalp şeklinde olanların içi dışına çıktı, nutellaları yandı falan. Gerçi biz yine yedik çayın yanında. İşte arada tutuyor böyle inadım, halbuki de biliyorum bu huyumu, ne zaman bir tarife kendi yorumumu katayım desem şişiyorum, yok işte ne yazmışlarsa aynen yap ne diye fantaziye kaçıyorsun…

Bir daha milföy hamuru alır mıyım bilmem, aramıza soğukluk girdi yani. Bunu da buradan duyurayım..

Hepinize fevkuladenin fevkinde bir haftasonu diliyorum efendim…


It is difficult to find nice and different patterned fabrics in Turkey, but I'm hopeful future generations, there are so many talented young people in our Country.

Because of that I am buying so many fabric from ikea, I love them so much.




As you see, this our new pillow's fabric is also from Ikea. I sewed it with the same way like here.  It was changed our living room's face. I will use them for a while then I'll sew a new one... I'm sure. I'm a pillow addicted: )
Meanwhile; I made a simple roll dessert with the mille-feuille and nutella. This was the second time to use mille-feuille and I did not like it. I should try again.

I wish you a wonderful weekend...













Hediyenin hakkını veririm...




Geçen gün kardeşim diyor ki; bu dikiş makinasını alırken senin böyle olaya gireceğin, başımıza terzi kesilip, işi abartacağın hiç aklıma gelmemişti.

Aynı şekilde bir arkadaşım da; (hani bana yurt dışından fotoğraf makinamı getirten) fotoğraf makinasını senin için bir heves olarak düşünmüştüm, elinden hiç düşürmeyeceğin, her telefonda sıkıcı bir şekilde devamlı fotoğraf makinalarından konuşacağın aklıma gelmezdi diyor…


Sonra mesela, hani hatırlarsınız sevgili Sevdiye’den harika Baykuşlar kazanmıştım. O’da bana hediyelerimin yanında bir de küçücük sevimli bir dikiş kutusu göndermişti. İşte onun içinden çıkan ve ancak annem geldiğinde onun sökme aleti ( sökücü, ip tırmığı, kanca… artık adı herneyse) olduğunu öğrendiğim küçük şeyi de elimden düşürmüyorum. Huzurlarınızda kendisine bir kez daha teşekkür ederim efendim. Çünkü son günlerde dikiyorum ve söküyorum, kaybolacak diye de gözüm gibi bakıyorum kendisine: )
Anlayacağınız bana kim ne hediye alırsa hakkını sonuna kadar vereceğimi unutmasın…

İlk fermuar denememi bir çocuk yastığı ile yapmıştım. Onun fotoğraflarını çekmeyi unutmuşum o yüzden onları atlayıp bu makyaj çantalarını görün istedim.


Demet’i çoğunuz biliyordur, hani şu çok hamarat, bıcır bıcır, enerji dolu Demotoloji bloğunun sahibi. O kadar kendime benzetiyorum ki onu ( ben büyük olduğum için bana benzemesini daha uygun gördüm) anlatamam. Birşeylere kafayı takması, harıl harıl hobileri için gece gündüz çalışması... hepsi. Yazdıklarını okudukça aaa aynı ben diyip duruyorum.

Bu makyaj çantalarından o kadar çok dikti ki, rengarenk, cıvıl cıvıl. Kardeşime gösterdiğimde hemen atladı, sana o kadar makine aldık bir makyaj çantası dikmedin, yastık yastık nereye kadar diyeJ

İlk başta zor bu beceremem ben dedim ama Demet’in verdiği video’da adım adım o kadar güzel anlatılmış ki bir baktım oldu. Bir teşekkür de Demet’e gitsin o zaman…

Yeşil olanın fermuarına geçen gün yaptığım kalplerden taktım. Pek şirin oldu. Şimdi o kalplerden yine yapacağım rengarenk böyle diktiğim şeylere aksesuar olarak kullanmak için.


Bu makyaj çantasından iki tane diktim birini kardeşime diğerini de arkadaşıma. Sonra başka bir model buldum ondan diktim. Habire yeni, değişik bir şey denemek istiyorum, bu bazen iyi bazen kötü. Çünkü tek bir konuya odaklanıp onun üstünde  geliştiremiyorum kendimi, yuvarlanan taş yosun tutmaz sözünü de kendime ithaf ediyorum. Kulağıma küpe olsun manasına. 

  

You know that  I have this sewing machine very newly but I want to sew something unceasingly. This machine is a birthday present from my little sister and she is very happy to gave me this.

These make-up bags are my second handmade after my pillows. I sewed  about ten pillows and I think, it was time to sew different things.

Dear Demet who is Demetoloji blog's owner sent me a video about Zipper pouch tutorial . You can see all steps very clearly.

I sewed one of  those make-up bags for my little sister and the other one was for my friend.

I used my little hearts as accesory which I made last weekend and I am planing to make much more colorful hearts for using this aim.

I hope you liked them.








Geçenlerde bize uzun burunlu arı geldi...




Birkaç hafta üst üste İkea'ya gitmezsek bizde bir huzursuzluk başlıyor, sonra bir şekilde kendimizi orada buluyoruz.
İkea; insanların yaratıcı yönlerini ortaya çıkarttığı için bence herkesin evine girebilmeyi başarıyor. Herhangi bir ürünü farklı amaçlar için, farklı renklerde, farklı şekillerde kullanabiliyorsunuz. Gerçi biz daha yeni tanıştık sayılır Ikea ile, henüz aldığımız ürünlerin üzerinde oynama aşamasına gelemedik, aynen kullanıyoruz bir çok ürünü. Yurtdışındaki bloglarda websayfalarında gördüğümde bazen inanamıyorum, o kadar farklı renklerde ve farklı amaçlar için kullanıyor ki bu ürünler...




Neyse işte  her ikea'ya gidişimizde kumaş reyonuna uğramadan geçemiyorum. Dikiş dikmeyi pek beceremediğim için tek yapabildiğim o kumaşlardan alıp masa örtüsü olarak kullanmak.
Yazlığa gitmeden önce eğer Ikea'ya gidilmişse oradaki masalar için kumaş alıyoruz. Her defasında yan taraftaki küçük masa için kesiyorum kumaşı, sonra annem görünce aaa yazık etmeyin bu kumaşa büyük masaya da olur bu diyor ve sanki o küçük masa bizim değilmiş gibi kalakalıyor.­



Bizim gibi canlı renkleri seven bir aile için bu kumaşlar inanılmaz mutluluk verici. Bu mavili olanı son gidişimizde götürdük, etrafı temizleyip, balkonu yıkayalım sonra  serelim masaya dedik ama annem dayanamıyor, bir an önce örtüyü masaya serip bakmak istiyor… Zor bekledi balkonun yıkanmasını.


Akşamüstü ikisi oturmuşlar masanın başına çay içerken, Babam; Biraz önce uzun burunlu arı geldi masaya (sanki bahsettiği arı değilde yan komşu) kondu çiçeklerin üstüne, gerçek sandı bunları,  kokladı kokladı sanra anladı ki gerçek değil, haydi bakalım tornistan geri…





We love Ikea like everyone. If we could not go there for 2 or 3 weekend, We are starting to become restive and then find a reason  and we are finding ourselves in there.
Ikea reveals creative aspects of the people. Because of this you can see every home a lot of ikea products. 
A product for different purposes, different colors, can use in different ways.
Sometimes I can not believe when I saw a ikea product,  which is used for different purpose and in different colors. it is very inspiring...


I am not good at sewing jobs but I love ikea fabrics. The most simple thing is to use it as table cloth.
I love the colorful things.. especially in the garden. It makes you happy..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...