Harika Bir Kitap Çekilişi Daha / Giveaway; Win a Copy of The Beautiful Book "Beautiful Stitches"



Sanırım bir ay önce falan Tuva Yayıncılık’ın Facebook sayfasında gördüm bu nakış kitabını. Kapağı çok sevimliydi. İçine şöyle bir göz attım, fotoğraflar harika, desenler modern ve basit. Hemen aklımın bir köşesine yazdım.

Bazen kızıyorum kendime, her gördüğüne özeniyorsun, her hoşuna giden şeyi yapmak istiyorsun, sonra da hiçbir konuda uzmanlaşamıyorsun diye… Ama yapacak bir şey yok, sanırım bu yaştan sonra değişmem biraz zor. Kabullenmeye çalışıyorum kendimi yavaş yavaş… Olsun diyorum, hepsini deneye deneye belki de birinde karar kılacaksın, belki de öyle bir şeyle karşılaşacaksın ki o senin hayatını değiştirecek, ondan başka bir şey ile uğraşmak istemeyeceksin… O zamana kadar denemeye devam.


Kitaptan şimdiye kadar iki küçük işleme yaptım ama bu fotoğrafları daha önce, kapalı bir haftasonunda çekmiştim, o zaman hemen paylaşmak istiyordum sizinle ama araya başka işler girdi bir türlü ne fotoğrafları düzenleyebildim ne de yazısını yazabildim.


Bu güzel kitap da daha önce çekilişini yaptığım Aga’nın Klasik ve Modern Tığ işi Projeleri ve Amy’nin Sevimli Dikiş Projeleri kitaplarının yayıncısı Tuva Yayıncılık’a ait. Kitaptaki tüm tasarımlar ise Susan Bates’in. Tüm işlemelerinde DMC muline ipliklerini kullanmış. Renkler öyle güzel ki.


Artık eskisi kadar zor, detaylı, karışık işlemeler pek tercih edilmiyor. Onun yerine daha basit, daha modern, daha sevimli tasarımlara gidiyor elimiz, yani en azından benim öyle. O yüzden bu kitaptaki bir çok deseni çok sevdim. Bu kış sanırım epey zaman geçireceğim onunla… İçinde 100’ün üzerinde çizim var, çiçekler, kuşlar, küçük desenler… Pek sevimli…


Sizin de aklınızı çeldiyse bu kitap, benim de olsa şöyle sayfalarını sevsem güzel güzel derseniz, aşağıya mail adresiniz ile birlikte yorum bırakmanız yeterli. 15.11.2015 saat 24:00’e kadar zamanınız var. Şanslı kişiyi ertesi gün yine buradan hep beraber öğreneceğiz.

Yok ben çekilişi falan bekleyemem derseniz kitabı www.goblen.com sitesinden alabilirsiniz tabii, ben sizi tutmayayım…

Haydi iyi şanslar…



I met this beautiful book on Tuva Publishing's facebook page about a month ago. I really liked all designs which made by Susan Bates.

Susan Bates is an experienced embroidery designer, known for her cross stitch designs but this  book which called Beautiful Stitches, contains over 100 embroidery motifs and focuses on a variety of subjects, such as birds, flowers, the natural world and also including trendy motifs that feature lettering, fashion accessories and travel. And for those of you who like to relax there are motifs on the themes of tea and coffee breaks and summer gardens.


I have even made two designs from this book within only a few days and I guess I will spend this winter with this book : )

This pretty book was published by Tuva Publishing as I have already shared with you before; Aga's book ; Vintage Style Crochet Projects and Amy's book ; Sweetly Stitched Handmades.

"Tuva Publishing" who is publisher of this lovely book is an independent international publisher of a wide selection of needlecraft books, all highly illustrated in full colour since 2004.

I enjoyed these books a lot more than i thought and. I wish I could make all projects in the books...

And if you want to have this “Beautiful Stitches” book, Just leave a comment below with your email and if you want, share this giveaway with you friends.


You have time until 15.11.2015, 12:00 pm  (Istanbul local time)

If you do not want to wait for the giveaway you can have it from Amazon.

Good luck!










Bir tavsiyem var - I have an advise




“Alet işler el övünür “ lafı ne kadar doğru değil mi???

Clover ürünleriyle tanışalı 5 -6 ay oluyor. İlk iğnelerini almıştım www.goblen.com sitesinden. Alt tarafı iğne dememek lazımmış, dikiş diktikçe anlıyor insan bir iğnenin önemini. Dikişle ilgilenmeye başladığımda bir kaç çeşit toplu iğne almıştım, annemin verdikleri falan da vardı ama benim en severek kullandıklarım eşantiyon bir dikiş setinin içinden çıkan 15-20 tane  toplu iğne oldu. Onlara gözüm gibi bakıyordum, kumaşa batması rahat, boyları uzunca, tutuşu kolay…


Ama iğneler kayboldukça içim gitti, Goblen’den alışveriş yaparken, sepetimdeki kumaşların yanına bir de bu iğneleri ekledim, Clover markasını bilmiyordum o zamana kadar.

İğneleri çok sevince kırkyama makasını aldım bir sonra ki alışverişimde. Meğerse ben şimdiye kadar boşuna üzmüşüm kendimi, boşuna hırpalamışım.

Funda bana doğum günü hediyesi olarak dikiş makinasını aldıktan bir hafta sonra bir online alışveriş sitesinde (şimdi kapandı) Dikiş matı ve Rotary Cutters (kırkyama makası)’ı gördüm. Madem dikiş işine giriyorum hemen almalıyım diyerek ekledim sepete. Matı aldığım için çok memnunum ama o makas benim kendimi kötü hissetmeme neden olduğu için çok sinirliyim… Bakıyorum herkes kolayca kesiyor, harıl harıl kullanıyor bu makası ama ben kan ter içinde kalıyorum bir ileri bir geri… Bir süre sonra yedek bıçağını değiştirdim belki körelmiştir de ondan kesmiyordur diye, ama yok durum aynı. Diyorum herhalde ben beceremiyorum bunu kullanmayı, kesen kesiyor ne güzel…




Meğer kesilebiliyormuş… Meğer ben yıllarca boşuna üzülmüşüm beceremiyorum diye.  Clover makasımı o kadar çok seviyorum ki şimdi, bulduğum ilk fırsatta bir patchwork battaniye daha dikeceğim onun şerefine.

Sonra tığları ile tanıştım. Biliyorsunuz, bizim evin örgü sorumlusu kardeşim Funda idi. Ben her an değişik bir şey denemek için konudan konuya sıçrarken o alıyordu iplerini, tığını, mırıl mırıl örüyordu. İş bölümünden memnundum taa ki  Clover tığlar ile tanışana kadar. Kullanımı öyle rahat, öyle zevkli ki. DMC Natura’nın harika renkli ipleri bu tığ ile bir araya gelince ben de kendimi tutamadım daldım örgü işine.  Kısa süreli işleri sevdiğimden bardak altlığı, havlu kenarı gibi küçük işler yaptım, hani burada da paylaşmıştım sizinle. Hedefimde Aga’nın kitabı Klasik ve Modern Tığ İşleri kitabından bir de yastık örmek var bu kış. Tabii listem o kadar uzun ki, umarım fırsat bulabilirim.

Madem dedim ben bu markadan bu kadar memnunum, kendime saklamayayım onları, blogumda yazayım da herkes bilsin. Belki sebep olurum birkaç kişinin benim gibi mutlu olmasına…

Haftasonunuz tam da planladığınız gibi geçsin…





Firstly I have met with pins of Clover products, about 5 - 6 months ago. These long pins were perfect for quilting and hold together many fabric layers.. I really loved them so much.

A few weeks later I have decided to have a Clover rotary cutter. I already have a rotary cutter but it was my nightmare. While I was using that cutter, I used to feel myself very incompetent. I can say that; after having Clover's Rotary Cutter, changed my life: ) These blades are nice and sharp.  It has a nice smooth cut with no pulling or snagging.



I look forward to a new patchwork baby blanket with it. I am sure it will took very short time to cut fabrics...
And I have met recently with Clover's Amour Crochet Hook Set! Before trying these hooks, I did not realize that how much I love crocheting.

The Armour hook is amazing. They are extremely so comfortable and stable in a pencil-like grip and Clover's hook shape is much easier to work with than that of other brands... I'm able to crochet more quickly and in short, I just love them.

I really advise you this lovely brand...


Have an amazing weekend...



Kafamı Kurcalayanlar - 2




Daha önce hani burada uzun uzun yazmıştım bu konuyu. Şu fotoğrafların izinsiz kullanımı olayı.


Aslında tekrar  aynı sevimsiz şeylerden bahsetmek istemiyordum, neticesinde bu işin suyu çıkmış durumda. 

Sağ olsun o kadar çok kişi haber veriyor ki bana fotoğraflarımın kullanıldıkları yerleri, aslında biraz da onlar için yazıyorum bu postu. Yani önemsemiyorum sanılmasın diye. Geçenlerde mesela benim ETSY dükkanımda olan ürünlerden birinin fotoğrafını paylaşmış, altına da siparişle yapılır diye yazmış biri. Hu huuu, diyince anında fotoğrafı sildi, beni de blokladı: ) Yani aynısından ör, çek fotoğrafını, paylaş hesabında, al siparişini... Esinlenmek olağan bir şey ama direk hazıra konmak, işte bu hoş değil. Gerçi taklitler asıllarını yaşatır lafı o kadar doğru ki. Herkesin kendine göre bir tarzı var, çok beğendiğimiz, kendimize çok yakın hissettiğimiz birinin tarzını aynen kullandığımızda o bir şekilde üzerimizde sırıtıyor. Bırakın başkaları ne yaparsa yapsın, ilgilenmeyin, siz ilerleyin işte kendi yolunuzda, zevk ve mutluluk yerine hırs ile yapılan şeyden iyi bir iş ortaya çıkmıyor, hepimiz biliyoruz değil mi bunu?

Şunu tekrar etmek istiyorum. Bir fotoğraf ya da bir sanatçının eseri, illüstrasyon olur, paper cut olur, sulu boya olur, fotoğraf olur… artık işte aklınıza ne gelirse. Bunlara internette rastlamanız demek, onlara para vermeden sahip olacaksınız demek değil, onlar amme hizmeti yapmıyor yani.

Geleyim esas konuma; sanırım son 3, 3.5 yıldır bir ya da iki kez para verip almışımdır Evim Dergisini. Almayı bırakmamdaki ilk neden artık bana hiçbir konuda ilham verememesiydi. Orada yayınlanan karelerin çoğunu zaten biliyordum sizler gibi, pintereste, bloglarda çok daha entresan kendin yap projeleri bulabiliyordum. İkincisi, yaptıklarını etik bulmamamdı. İşte bir önceki postta da üstü örtülü bir şekilde bahsettiğim dergilerden biri Evim Dergisiydi. Son yıla kadar internetten buldukları fotoğrafları kimlere ait olduklarını belirtmeden kullandılar dergide, şimdi de bazılarının yanına silik bir şekilde yazıyorlar ama o yazdıkları adres bazen bloğun adı oluyor, bazen alakasız bir sitenin. Oraya yazmaları gereken; fotoğrafçının, styling yapan kişinin hatta ne için çekildiyse o fotoğraf, o kuruluş ya da projenin adı.

Ben yaklaşık 5 yıldır blog sahibiyim bu konuda yığınla detay biliyorum ve önemsiyorum ama bu işi yapanlar bu konuları, anlıyorum ki benim kadar bile önemsemiyor. Evim Dergisinin editörünün instagram hesabında bir çok farklı kişinin fotoğrafları var. Sizin de yakından tanıdığınız Silvia’nın birkaç fotoğrafını da paylaşmış mesela. Tamam paylaşılabilir ama bir şekilde etiketlenebilir de fotoğraf sahipleri, öyle değil mi?? Birazcık empati kursak her şey çözülecek aslında. Ben mi çok takılıyorum, önemsiyorum böyle şeyleri ondan da emin değilim. Size anlamsız gelirse, siz  beni kendi halime bırakın yani : )

Bundan bir kaç ay önce bir arkadaşım dedi ki Evim Dergisinde yapılan DIY projeleri seninkilere ne kadar da benziyor.. Benziyordur dedim, ben de dünyayı baştan keşfetmiyorum ki!!! Ama sonra benim de dikkatimi çekmeye başladı.


Şimdi diyeceksiniz ki hem almıyorum diyorsun hem de nereden biliyorsun ne yayınlandığını: ) Gittiğim kuaför alıyor mesela, arkadaşımın evinde görüyorum, en sonuncusunu ve bu postu yazmaya karar vermeme neden olan son sayıyı da Cuma akşamı Migrosta gördüm. Poşeti yoktu derginin, hemen açtım kendin yap projelerine baktım ve 2 proje de benim daha önce yayınlanan projelerdi.

Yaklaşık 1, 1.5 yıldır Romantic Homes dergisi ile bir anlaşmam var. Her ay o dergi için içerik hazırlıyorum. Orada çıkan projelerden bazıları daha önce Craft Cafe’de ya da başka bir yerde yayınlanan projeler de olabiliyor.

Son aylarda dikkatimi çeken, benim Romantic Homes’ta yayınlanan bir projem bir kaç ay sonra Evim dergisinde. Belki tamamen tesadüf, belki tamamen farklı algılıyorum bilmiyorum ama bu kadar tesadüf benim midemi bulandırdı.

Son üçünden bahsedeyim mesela; Hangi sayıda olduğunu hatırlamıyorum, belki de eylül sayısıdır. Orada yayınlanan peçetelik benim ilk önce Happy Handmade Summer 2015 sayısında, daha sonra da farklı bir styling ile fotoğrafladığım Romantic Homes’un Temmuz sayısında yayınlandı.



Evim dergisinin Ekim sayısındaki projelerden biri kanvas üzerine çiçekli kumaştan aplikeler yapıp, saplarını yeşil ip ile işleme ( ay birazcık saçma anlattım, dergide yazan isim aklıma gelmedi). Bu proje benim fotoğraflarım ile Romantic Homes’un Ağustos-Eylül sayısında yayınlandı. İkinci proje ise püsküllü peçete; daha önce Craft Cafe’de, Romantic Homes’un da Ekim sayısında yayınlandı benim fotoğraflarım ve anlatımımla. Diyeceksiniz aynı ay çıkan dergilerdeki projeler nasıl aynı oluyor?? Romantic Homes’un aylık sayıları 1 – 1.5 ay öncesinden çıkıyor. Yani mesela Ekim sayısı, yanlış hatırlamıyorsam 25 Ağustosta yayınlandı.


Diyorum ya tabi ki esinlenilebilir, bana da vahiy gelmiyor, ben de başka dergilerden, pinteresten, bloglardan etkileniyorum. Ama bu kadar üst üste olması, tek bir sayıda yayınlanan iki projenin de benim tarafımdan daha önce yapılmış olması… Ne bileyim belki de tamamen yanılıyorum…

Eskisi kadar çok da kendin yap projesi yapmıyorum zaten. Ne o enerjim ne de hevesim kaldı. Bu her bloggerın başından geçen bir hikaye. İlk 3, 3.5 yıl hayatınızın merkezinde oluyor blogunuz, sabah kalkıyorsunuz blog, akşam yatıyorsunuz blog, sanki bir sevgi kelebeğisiniz : ) Ben şimdilerde kendime göre bir denge kurdum sanki. Romantic Homes dışındaki taleplere çok çok özel projeler olmadıkça, canım istemedikçe kapıları kapattım. Mollie Makes’i bile sonuncusu dün olmak üzere 3 kez geri çevirdim. Gerçekten canımın istediğini yapıyorum. Bazen çoşuyorum, bazen soğuyorum. Ama yeni şeyler öğrenmeye bayılıyorum, instagramda inanılmaz fotoğraflara bakmayı, tanımadığım bir ailenin günlük hayatını takip etmeyi seviyorum… Bazı akşamlar yatağa yatıyorum, instagramda saçma takipçi bloklama seansları düzenliyorum… Çok uzadı, konudan koptum, bunu başka bir postta anlatırım: )


Diyeceğim şu, bizler ne yazık ki bir çok şeyi layıkıyla yapamıyoruz. Evim Dergisinin bir sayıdaki bütçesi ne bilmiyorum, dergiye içerik hazırlayanlara bir ücret veriyor mu, devamlı katılımcılarına, yazarlarına tatmin edici ücretler ödüyor mu bilmiyorum. Ama sanıyorum ki, olması gerekenin çok çok altında bir bütçeyle bu dergi çıkıyor. Birazcık daha özgün olsa, birazcık daha emek verilse, birazcık daha bütçe bulunsa keşke…

Bundan sonra eğer becerebilirsem Romantic Homes dergisi yayınlandığı anda o sayıdaki projemi blogda da paylaşacağım. Gerçi fazla çiçekli güllü, pek benim tarzımı yansıtmayan şeyler çıkabiliyor ortaya. Hedef kitle orada birazcık farklı da: )

Çok yazdım, konu da sıkıcıydı, buraya kadar okuduysanız gerçekten çok teşekkür ederim. Ben uzun yazıları okuyamıyorum da ondan diyorum: )

Daha sevimli konularda görüşmek üzere kalın sağlıcakla…





This is a very boring issue about using of the photos and ideas without any permission which I had lived in Turkey.
I'm very sorry for English: ( it is very difficult and boring to translate all post for me.

See you more cheerful posts ...




Hayranım - I Admire




Burcumdan dolayı mı bilinmez ama küçüklüğümden beri, sanata, sanatçıya karşı farklı bir hayranlığım var… En büyük zevkim sanatçıların, üreten insanların hayatlarını okumak. Onların nelerden ilham aldıkları, günlük hayatlarında neleri önemsedikleri, ne yiyip ne içtikleri, nasıl konuya odaklandıkları, nasıl bu kadar tutkulu olabildikleri, ilgilendikleri konuyu nasıl seçtikleri, yeteneklerini nasıl keşfettikleri… Ay daha saymakla bitmez, hepsi benim için birer merak konusu  işte…

Bazen instagramda, bloglarda kendimi kaybediyorum böyle yetenekli birileri ile karşılaştığımda, saatlerce bakıyorum yaptıklarına hayran hayran, gıpta ediyorum, mest oluyorum, ne bileyim işte kendimden geçiyorum.


Minki onlardan biri. Pinterest’te karşıma çıktı onun yaptıkları yaklaşık 1 sene önce, belki de daha fazla… bir iki pinlerken o güzel fotoğraflarını, kaynağına da ineyim şu harika el işlerinin dedim ve Onun inanılmaz dünyası ile tanıştım. Meğersem O da beni uzun zamandır Flickr üzerinden takip ediyormuş. Birbirimizi bulduğumuza pek bir sevindik o günlerde: )

Kumaş parçalarıyla harika şeyler yapıyor Minki. İnanılmaz bir emek var her bir yaptığında, bazen aklım almıyor sabrını, minik minik nasıl da uğraşıyor diyorum. Sonra anlıyorum işte tutkunun ne demek olduğunu, insanı başarıya nasıl da taşıdığını. Tutkulu değilseniz istediğiniz kadar akıllı olun, istediğiniz kadar yetenekli olun yaptıklarınızın gerisi gelmez, anlık bir heves olarak kalıverir…

Birkaç gün önce bana ulaştı Minki’nin paketi. İçinden çıkanlar o kadar değerli ki benim için, gözümün önünden bir an olsun ayırmak istemiyorum. Hatta keşke bir an önce gönlüme göre bir ev bulsam, taşınsam da, bu hazinelerim için onlara layık bir yer hazırlayabilsem diye dua ediyorum. Ne tatlılar değil mi???

Haftasonunuz, umut dolu, huzur içinde geçsin...


I really admire all the artists and arts since I was a child... My greatest pleasure is to read their lifes. Their inspiration sources, daily life, how do they focus on the subject, how do they choose their passionate??? I love to learn all details about them...

They inspire us to see the meaning in our lives, encourage us to keep it present throughout the day, and make life the fulfilling, exciting, and beautiful experience it ought to be.
Sometimes, I come across an artist account on instagram or blog and. I do not understand how the time passed in reviewing their images...

Minki is one of them... I have discovered her blog and her incredidle world almost one year ago via Pinterest. She is an incredibly talented artist which I have ever met. I really love so much her works...
A few day ago, I've received Minki's beautiful gifts. I am simply in love with them and I do not want to lose them even for a moment in front of my eyes.


Thank you so much my lovely friend. You are so sweet and kind... They will be my most precious treasures during all my life..









En Basitinden Elmalı Kek / A Simple But Delicious Apple Cake




Hayat ne tuaf, özellikle de bizim ülkemizde. Plan yapmak hiiiç bizim harcımız değil. Geçtiğimiz Cuma; pazartesi günü için bir post hazırladığımı söyledim ama cumartesi günü hayatımız öyle bir karardı ki, hayat öyle bir durdu ki hiç normale dönemeyeceğimi sandım. Sabahları uyanır uyanmaz twittera bakıyorum, ben uyurken kötü bir şey olmuş mu, bomba ihbarı var mı, bir yerlerde patlama falan olmuş mu, yollar açık mı… Strese bak…
Detaya girecek değilim, zaten hepimizin yaptığı hata da bu, detaylarda kayboluyoruz, amalarla başladığımız her cümle bizi birbirimizden uzaklaştırıyor o yüzden tüm kalbimle diliyorum ki umarım en kısa zamanda barış içinde yaşadığımız, umutlu, mutlu huzurlu günlere uyanırız…

Aşağıdakileri tam bir hafta önce yazdım, aynen bırakıyorum;


Geçen cumartesi günü yaptım bu elmalı keki. Aslında hiç planda yoktu, koltuğa uzanmış bir yandan instagrama bakıyor, bir yandan da dizi izliyordum. İnstagramda bu keki gördüm  @rosemary_wild ‘ın hesabında sonra bir tarife bakayım dedim ve “ schoonerkids” bloguna ulaştım. Şöyle bir okudum, aa çok basit, evdeki iki elma ile hop diye yapılabilecek bir kek. Benim klasik birkaç tarifim var, daha önce burada da kesin paylaşmışımdır, neyse işte canımız kek istediği zaman hemen onlardan birini yapıyordum. Uzun zamandırda yeni bir tarif denememiştim.

Bu tam benim istediğim gibi bir kek, basit ve lezzetli. Yaptıkça daha çok geliştireceğime de eminim yani umutluyum bu kekten: )


Tarife gelince, gerçi çoğunuzun yaptığı, bildiği bir tarif muhtemelen ama olsun. Ben sevdiğim tarifleri burada yayınlıyorum ki, nereye gidersem gideyim, acil olarak kek falan yapmam gerekirse elimin altında olsunlar. Çünkü kesinlikle ezberleyemiyorum malzemeleri.

Malzemeler;
Kek kalıbını yağlamak için birazcık tereyağı,
1,5 cup un
3/4 çay kaşığı kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı tarçın
1/2 çay kaşığı taze hindistan cevizi rendesi
3/4 cup toz şeker
3/4 cup kanola yağı
2 yumurta
1/2 çay kaşığı vanilya ekstresi
Soyulmuş ve küçük küpler halinde kesilmiş 2 orta boy ekşi elma.
Ben bir su bardağına yakın da ceviz ilave ettim Bence siz de edin.


Yapılışı ; İşe koyulmadan önce fırını açın derecesini de 180’e getirin sonra da mutfakta fır dönün malzemeleri tezgaha çıkartmak için. Şükür ki bizim mutfak miniminnacık o yüzden durduğum yerde kendi etrafımda dönerek her şeye ulaşabiliyorum.

Bende 24 cm (umarım yanlış hatırlamıyorumdur iş yerinde yazıyorum çünkü) çapında kelepçeli bir kek kalıbı vardı ben onu kullandım, tarifte 20 cm kalıba yapmışlar o yüzden birazcık daha kabarık olmuş kek (yoksa benim beceriksizliğim değil yani… Bahaneye de bak!!! ). Neyse güzelce kek kalıbınızı yağladıktan sonra, önce kuru malzemeleri bir kapta güzelce karıştırıyoruz. Kuru maddeler derken, un, şeker, tarçın, tuz, kabartma tozu, hindistan cevizi rendesi falan. Sonra elmaları küpküp doğrayıp köşede bekletiyorsunuz ve diğer kapta da yumurta, yağ ve vanilya ekstresini güzelce çırpıyorsunuz. Yeteri kadar çırpıldıklarına emin olunca da kuru malzemeleri bu karışımın içine boca ediyorsunuz ama sakın dalıp elma küplerini de benim gibi hemen boşaltmayın. Ben bir güzel unlu karışımı boşalttım, üstüne de elmaları ekledim. Bir de çoştum ceviz ilave ettim. Sonra karış karıştırabilirsen. Yani diyeceksin ki tarif vermek senin neyine ama diyorum ya umutluyum ben bu kekten, ikinci yapışımda bu yaptığım hataların hiçbirini yapmayacağım. Mesela kesinlikle bol ceviz ilave edeceğim ama yağı daha az kullanacağım. Beyaz şeker yerine de esmer şeker koysak daha güzel olur bence. Elmayı da bir miktar arttırabilirim.


Benim karışım lapa gibi bir şey oldu. Moralim nasıl bozuldu o anda anlatamam. Kalıba dökeceğim ama dökülmüyor. Hani Amerikan savaş filmlerinde askerlerin tabaklarına karavanadan yemek koyarlar ya lönk diye, hah işte aynen öyle oldu. Tömbek gibi bir şey kalıbın ortasında. Şöyle bir düzelttim, verdim fırına. Olmazsa olmaz kendim yiyeceğim nasılsa dedim. Yaklaşık 45 – 50 dakkika pişti. Ev mis gibi tarçın koktu, ben bir gevşedim.

Sonra yaptım miss gibi bir kahve, açtım bir Romantik Komedi, kestim bir dilim elmalı kek, çaldım felekten bir gece…

Darısı yenilerinin başına…




  
We are terribly upset, because of the terrorist attacks in Turkey and we are trying to be strong and hopeful... I know that, these terribly days will pass one ways..

I have prepared this post about a week ago. It is a simple apple cake recipe. I am sure that many of you already know it but I wanted to share it also on my blog.

I came across this beatiful apple cake imagesn on @rosemary_wild instagram account and then I found the recipe on schoonerkids blog.

Recipe is here as the same ;


Grandma’s Apple cake

from Date Night In by Ashley Rodriguez
Makes one 8″
Unsalted butter, for the pan
1.5 cups all-purpose flour
3/4 teaspoon baking soda
1/2 teaspoon kosher salt
1 teaspoon ground cinnamon
1/2 teaspoon freshly grated nutmeg
3/4 cup granulated sugar
3/4 cup canola oil
2 eggs
1/2 teaspoon vanilla extract
2 medium-sized tart apples such as granny smith, peeled and cut into 1/2″ cubes.
Preheat the oven to 350.


Butter or spray an 8″ round cake pan. Line the bottom with parchment paper and butter the parchment. Combine the flour, baking soda, salt, cinnamon, nutmeg, and sugar in a medium bowl. In another bowl whisk together the oil, eggs, and vanilla. Add the wet ingredients to the dry, along with the apples. Use a rubber spatula to fold all the ingredients together until combined. (The batter will be very thick.) Scrape the batter into the prepared pan, spread until level, and place in the middle of the oven. Bake until a toothpick inserted comes out clean, 45 to 50 minutes. Cool for 10 minutes on a wire rack before inverting and then cooling completely. This cake is best the day after it’s been baked. Wrap well in plastic wrap and leave on the counter overnight.


I have just added cup chopped walnuts and I am planning to use brown sugar instead of white.

Bon appetit...




Haftasonu Kartı - Weekend Card






Aslında ne güzel dün akşam üstü bir post hazırlamaya başlamıştım, bugün paylaşacaktım ama birden işler çığrından çıkıverince, ne fotoğrafları düzenleyebildim, ne ingilizcesini yazabildim kaldı öyle… Eve gidince de bilgisayar başına geçmeyi hiç sevmiyorum o yüzden pazartesiyi bekleyeceksiniz mecbur: )

Şimdi dosyayı tamamladık, iş arkadaşım alıp gitti tam 7 dolu dolu klasör. Hava da mülayim sanki, eee güneş bile göstermiş yüzünü, mesai bitimine de dakikalar kalmış, ohh değmeyin keyfime…
Bu haftasonu çok işimiz var ama olsun,  iş bizim, keyif bizim…

Size de gönlünüze göre bir haftasonu diliyorum, keyfiniz bol olsun…




Actually I am planning to share another post with you but it was a crazy day at the office. I hope I will be ready here on Monday. (I don't like to work with computer during weekend)
I have to make many things this weekend like, to prepare the house for winter...


I wish you have great weekend, see you on Monday...







Son zamanlarda neler yapıyorum! / My last projects!




Tam örgü havaları değil mi? Her iş çıkışı elimde bir poşet oluyor. Sinir oluyorum şöyle elimi kolumu sallaya sallaya yürüyemiyorum ama bir yandan da tuafiyecilere, yüncülere uğramadan yapamıyorum.  Bak mesela bugün çok kararlıydım eli boş döneceğime ama aklıma bir şey düştü her an ben bi dışarıya kadar çıkıp geliyorum diyerek şu köşedeki incik boncukçuya gidebilirim. İş yerinin böyle merkezi bir yerde olmasının işte böyle hem iyi hem de kötü yanları var.


Son zamanlarda en çok aldığım şey ip. DMC Natura iplerin öyle cezbedici renkleri var ki her uğradığımda bir tane alıp çıkıyorum dükkandan.

Aga’nın kitabını hatırlarsınız, hani çekiliş yapmıştım. Gerçi çekilişi kazanan kişiye belirli zaman aralıkları ile 3 kez mail göndermeme rağmen herhangi bir geri dönüş alamadım. O yüzden ben de yeni bir kazanan seçtim. Bu seferki şanslı kişi Serda Balkan. Umarım mailime cevap verirde hediyesine kavuşur.


Ne diyordum Aga’nın kitabındaki bir çok şeyi yapmak istiyorum. İlk önce en kolay iki projeden başladım. İlki bardak altlıkları. Örmesi çok zevkli, devamlı kullandığımız ve çok sevdiğimiz bardak altlıklarımıza bir alternatif oldu. İlk fırsatta ETSY dükkanım içinde setler halinde örmek istiyorum ama yapılacaklar listesinde bu iş epey aşağıda…


Şöyle bir kötü huyum var benim. Herşeye heves ediyorum, ne görürsem denemek istiyorum. Denedikten sonra da tamam bu oldu şimdi sıradaki gelsin diyorum, yani yaptığım bir şeyi tekrar yapmak, ya da hep aynı konu üstünde çalışmak pek bana göre değil ki bu bir konuda uzmanlaşamamın en büyük nedeni. Bir dönem deli gibi dikiş dikmek istiyorum, sonra çoşuyorum işleme yapmalıyım diye, haydi bir bakmışım örgü örüyorum… Beni bıraksan, yani bol zamanım olsa, resimde yaparım, iğne oyası da: )


Ama tabi bazende böyle boş boş bakıyorum 40 maddeden oluşan yapılacaklar listesi elimde… Yazmışımda yazmışım. Ee ben de insanım,  kafam karışıyor, motivasyonumu kaybediyorum, hangisinden başlayacağımı bilmiyorum, öyle kararsızlık ve vicdan azabı içinde kıvranıyorum.


Neyseki şuan motivasyonum tam. Akşam olsa da eve gitsem diye habire saate bakıp duruyorum.
Gelelim Klasik ve Modern Tığ İşleri kitabından yaptığım ikinci projeye. Kurulama bezlerine kenar oyası ördüm. İlk yeşil olan ile başladım en çok da onu sevdim. Sanırım bu oyayı diğer işlerde de mutlaka kullanacağım, çok şirin. İlk önce elimdeki kumaşlardan bezleri diktim sonra da battaniye dikişini yaptım.  Daha önce hiç yapmamıştım o nedenle ilk yaptığım pek içime sinmedi fazlaca uzun oldu ayaklar, sonra pembe oyayı, en sonra somon rengi olanı yaptım, en güzel battaniye dikişi de onda oldu bence…
Bu kurulama bezlerini bu kış birazcık ben kullanır hevesimi alırım, sonra da yazlığa götürür, kendime daha ustaca tekrar örerim diyorum. Yani inşallah…



Şimdi sırada bir yastık var. Ama araya bir iki dikiş işi soktum, onları tamamlayayım hemen başlayacağım. Kitap güzeli ipler nefis hele tığlarım fevkuladenin fevkinde. Onlardan da bir sonraki postta bahsedeceğim.

Bu arada kitap nerede satılıyor derseniz buradan temin edebilirsiniz. 



Finally here also began to cool weather. It means, let's start to crochet something.

Did you remember my this post about a beautiful book which is belong to dear Aga ? Its name is Vintage Style Crochet Project.  I really really loved this book so much. And I have begun with simple two projects.

First, coasters!!! They look so pretty and the pattern was also very understandable. I am also planning on making of them a few sets for my ETSY Shop which called deconoHut.



My second project was kitchen towel edging. My favorite was green edging and I started with it. Actually I had no idea how to do the blanket stitch because of that my first trial does not look very nice. As you see on images, First is green, second is Pink and third is peachy and the third was the most properly.
I am sure that I will use these lovely kitchen towels with a great pleasure...

Now I want to start for third project It will be a pillow but firstly I need to complete a few half completed projects. (As you guess I have a long "to do list": ) )
This book has many many wonderful crochet projects and I can't wait to try all of them. I am sure you also love them.

If you want to have this beautiful book, you can find it on amazon and Aga's lovely blog is here.


See you the next projects...







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...