Daha önce hani burada uzun uzun yazmıştım bu konuyu. Şu fotoğrafların izinsiz kullanımı olayı.
Aslında tekrar aynı sevimsiz şeylerden bahsetmek istemiyordum,
neticesinde bu işin suyu çıkmış durumda.
Sağ olsun o kadar çok kişi haber veriyor
ki bana fotoğraflarımın kullanıldıkları yerleri, aslında biraz da onlar için
yazıyorum bu postu. Yani önemsemiyorum sanılmasın diye. Geçenlerde mesela benim
ETSY dükkanımda olan ürünlerden birinin fotoğrafını paylaşmış, altına da
siparişle yapılır diye yazmış biri. Hu huuu, diyince anında fotoğrafı sildi,
beni de blokladı: ) Yani aynısından ör, çek fotoğrafını, paylaş hesabında, al
siparişini... Esinlenmek olağan bir şey ama direk hazıra konmak, işte bu hoş
değil. Gerçi taklitler asıllarını yaşatır lafı o kadar doğru ki. Herkesin
kendine göre bir tarzı var, çok beğendiğimiz, kendimize çok yakın hissettiğimiz
birinin tarzını aynen kullandığımızda o bir şekilde üzerimizde sırıtıyor.
Bırakın başkaları ne yaparsa yapsın, ilgilenmeyin, siz ilerleyin işte kendi
yolunuzda, zevk ve mutluluk yerine hırs ile yapılan şeyden iyi bir iş ortaya
çıkmıyor, hepimiz biliyoruz değil mi bunu?
Şunu tekrar etmek
istiyorum. Bir fotoğraf ya da bir sanatçının eseri, illüstrasyon olur, paper cut
olur, sulu boya olur, fotoğraf olur… artık işte aklınıza ne gelirse. Bunlara
internette rastlamanız demek, onlara para vermeden sahip olacaksınız demek
değil, onlar amme hizmeti yapmıyor yani.
Geleyim esas konuma;
sanırım son 3, 3.5 yıldır bir ya da iki kez para verip almışımdır Evim
Dergisini. Almayı bırakmamdaki ilk neden artık bana hiçbir konuda ilham
verememesiydi. Orada yayınlanan karelerin çoğunu zaten biliyordum sizler gibi, pintereste,
bloglarda çok daha entresan kendin yap projeleri bulabiliyordum. İkincisi,
yaptıklarını etik bulmamamdı. İşte bir önceki postta da üstü örtülü bir şekilde
bahsettiğim dergilerden biri Evim Dergisiydi. Son yıla kadar internetten
buldukları fotoğrafları kimlere ait olduklarını belirtmeden kullandılar
dergide, şimdi de bazılarının yanına silik bir şekilde yazıyorlar ama o yazdıkları
adres bazen bloğun adı oluyor, bazen alakasız bir sitenin. Oraya yazmaları
gereken; fotoğrafçının, styling yapan kişinin hatta ne için çekildiyse o
fotoğraf, o kuruluş ya da projenin adı.
Ben yaklaşık 5 yıldır
blog sahibiyim bu konuda yığınla detay biliyorum ve önemsiyorum ama bu işi
yapanlar bu konuları, anlıyorum ki benim kadar bile önemsemiyor. Evim Dergisinin
editörünün instagram hesabında bir çok farklı kişinin fotoğrafları var. Sizin de
yakından tanıdığınız Silvia’nın birkaç fotoğrafını da paylaşmış mesela. Tamam paylaşılabilir
ama bir şekilde etiketlenebilir de fotoğraf sahipleri, öyle değil mi?? Birazcık
empati kursak her şey çözülecek aslında. Ben mi çok takılıyorum, önemsiyorum böyle şeyleri ondan da emin değilim. Size anlamsız gelirse, siz beni kendi halime bırakın yani : )
Bundan bir kaç ay önce
bir arkadaşım dedi ki Evim Dergisinde yapılan DIY projeleri seninkilere ne
kadar da benziyor.. Benziyordur dedim, ben de dünyayı baştan keşfetmiyorum
ki!!! Ama sonra benim de dikkatimi çekmeye başladı.
Şimdi diyeceksiniz ki
hem almıyorum diyorsun hem de nereden biliyorsun ne yayınlandığını: ) Gittiğim
kuaför alıyor mesela, arkadaşımın evinde görüyorum, en sonuncusunu ve bu postu yazmaya karar vermeme neden olan son sayıyı da Cuma akşamı Migrosta gördüm. Poşeti
yoktu derginin, hemen açtım kendin yap projelerine baktım ve 2 proje de benim
daha önce yayınlanan projelerdi.
Yaklaşık 1, 1.5
yıldır Romantic Homes dergisi ile bir anlaşmam var. Her ay o dergi için içerik
hazırlıyorum. Orada çıkan projelerden bazıları daha önce Craft Cafe’de ya da
başka bir yerde yayınlanan projeler de olabiliyor.
Son aylarda dikkatimi
çeken, benim Romantic Homes’ta yayınlanan bir projem bir kaç ay sonra Evim
dergisinde. Belki tamamen tesadüf, belki tamamen farklı algılıyorum bilmiyorum
ama bu kadar tesadüf benim midemi bulandırdı.
Son üçünden
bahsedeyim mesela; Hangi sayıda olduğunu hatırlamıyorum, belki de eylül
sayısıdır. Orada yayınlanan peçetelik benim ilk önce Happy Handmade Summer 2015
sayısında, daha sonra da farklı bir styling ile fotoğrafladığım Romantic Homes’un
Temmuz sayısında yayınlandı.
Evim dergisinin Ekim
sayısındaki projelerden biri kanvas üzerine çiçekli kumaştan aplikeler yapıp,
saplarını yeşil ip ile işleme ( ay birazcık saçma anlattım, dergide yazan isim
aklıma gelmedi). Bu proje benim fotoğraflarım ile Romantic Homes’un
Ağustos-Eylül sayısında yayınlandı. İkinci proje ise püsküllü peçete; daha önce
Craft Cafe’de, Romantic Homes’un da Ekim sayısında yayınlandı benim
fotoğraflarım ve anlatımımla. Diyeceksiniz aynı ay çıkan dergilerdeki projeler
nasıl aynı oluyor?? Romantic Homes’un aylık sayıları 1 – 1.5 ay öncesinden
çıkıyor. Yani mesela Ekim sayısı, yanlış hatırlamıyorsam 25 Ağustosta
yayınlandı.
Diyorum ya tabi ki
esinlenilebilir, bana da vahiy gelmiyor, ben de başka dergilerden, pinteresten,
bloglardan etkileniyorum. Ama bu kadar üst üste olması, tek bir sayıda
yayınlanan iki projenin de benim tarafımdan daha önce yapılmış olması… Ne
bileyim belki de tamamen yanılıyorum…
Eskisi kadar çok da
kendin yap projesi yapmıyorum zaten. Ne o enerjim ne de hevesim kaldı. Bu her
bloggerın başından geçen bir hikaye. İlk 3, 3.5 yıl hayatınızın merkezinde
oluyor blogunuz, sabah kalkıyorsunuz blog, akşam yatıyorsunuz blog, sanki bir
sevgi kelebeğisiniz : ) Ben şimdilerde kendime göre bir denge kurdum sanki.
Romantic Homes dışındaki taleplere çok çok özel projeler olmadıkça, canım istemedikçe kapıları
kapattım. Mollie Makes’i bile sonuncusu dün olmak üzere 3 kez geri çevirdim.
Gerçekten canımın istediğini yapıyorum. Bazen çoşuyorum, bazen soğuyorum. Ama yeni
şeyler öğrenmeye bayılıyorum, instagramda inanılmaz fotoğraflara bakmayı,
tanımadığım bir ailenin günlük hayatını takip etmeyi seviyorum… Bazı akşamlar
yatağa yatıyorum, instagramda saçma takipçi bloklama seansları düzenliyorum…
Çok uzadı, konudan koptum, bunu başka bir postta anlatırım: )
Diyeceğim şu, bizler
ne yazık ki bir çok şeyi layıkıyla yapamıyoruz. Evim Dergisinin bir sayıdaki
bütçesi ne bilmiyorum, dergiye içerik hazırlayanlara bir ücret veriyor mu,
devamlı katılımcılarına, yazarlarına tatmin edici ücretler ödüyor mu
bilmiyorum. Ama sanıyorum ki, olması gerekenin çok çok altında bir bütçeyle bu
dergi çıkıyor. Birazcık daha özgün olsa, birazcık daha emek verilse, birazcık
daha bütçe bulunsa keşke…
Bundan sonra eğer
becerebilirsem Romantic Homes dergisi yayınlandığı anda o sayıdaki projemi
blogda da paylaşacağım. Gerçi fazla çiçekli güllü, pek benim tarzımı
yansıtmayan şeyler çıkabiliyor ortaya. Hedef kitle orada birazcık farklı da: )
Çok yazdım, konu da
sıkıcıydı, buraya kadar okuduysanız gerçekten çok teşekkür ederim. Ben uzun
yazıları okuyamıyorum da ondan diyorum: )
Daha sevimli
konularda görüşmek üzere kalın sağlıcakla…
This is a very boring
issue about using of the photos and ideas without any permission which I had
lived in Turkey.
I'm very sorry for
English: ( it is very difficult and boring to translate all post for me.
See you more cheerful
posts ...
Sonuna kadar okudum valla. Evim Dergisi ile hiç tanışmadım ama instagramda falan milletin koyduğu fotolarda aradan gözüktüğü kadarıyla biliyorum. Bence dergiyle bi irtibata geç. Ne bileyim telif haklarından falan bahset ya da emeğe saygı her ne ise. Ama bir şekilde uyar bence. Ve şunu da bil, senin fotolarını bir km uzaktan tanıyanlar, sana ait olduğunu bilenler var. Biri de benim ehi :)
YanıtlaSilAslında irbata geçip ne diyeceğimi bilmiyorum. Elimde bir kanıt olmadan böyle bir suçlama da bulunmak da anlamsız geliyor. Ben sadece o dergi ile ilgili hislerimi yazdım. Belki birileri okur da akıllarının köşesinde kalır diye:)
SilBu arada hem sonuna kadar okuduğun hem de benim fotoğraflarımı hop diye tanıdığın için çok çok öpüyorum seni...
Ben aslında senin bloğu düzenli takip eden ama sık sık yorum yazamayan biriyim. Ama bana verdiğin ilhamlardan bahsetmek istiyorum. Mesela senin sayende Das seramik hamuru alıp seramikten süsler yaptım. Kendimce boyadım. Hatta blogda son yazımda var. Kızımın 1. yaş gününde misafirlerimize sabun yapıp, paketlerin üzerini seramik süslerle bağladım.
SilSonra Amy'nin Sevimli Dikiş Projeleri'ni görünce aramadığım kitapçı kalmadı. (Ki Ankara'da yaşamama rağmen.) En sonunda D&R'a geldi de aldım hemen. O sevimli projeler henüz kitaplıkta beklese de bir terzi kızı olarak bir gün birşeyler dikeceğime inanıyorum.
Sonra mesela bir keresinde dünya haritasından kelebekler yapmıştın. Ben de benzerlerini yapıp işyerime astım. Gibi..
Demem o ki; bir tek kişiye bile feyz olduysan ne mutlu sana. Ama senin fotoğraflarını senin iznin olmadan kullanılması da bir o kadar üzücü.
Sen benim ilham kaynağımsın Ayda. Hiç birşey yapmasam bile canım sıkılınca giriyorum senin bloğa, iki içimi açıp çıkıyorum.
Hep üret, hep paylaş olur mu?
Ha bi de renkli bantlar var. Tchibo'dan setini alıp neler yapmadım neler sayende..
SilGünümü aydınlattın bu yazdıklarınla:) Bazen sanki ben kendi kendime oyalanıyormuşum gibi geliyor, etrafa kulaklarımı, gözlerimi o kadar çok kapatıyorum ki böyle şeyler okuyunca inanamıyorum.
SilÇok çok ama çook teşekkür ederim... Öpüyorum seni...
Son kelimene kadar okudum ve hemen yazma gereği duydum.Şimdi sana bir şey söyleyeceğim saçma gelebilir ne alaka diye ama ben de böyleyim ne yapayım.Şimdi bu uzun uzun anlattığın her kelimenden haklılık taşan olay var ya ben bir şey üretmesem bir şey satmasam ya da ne bileyim başıma gelmese bile gördüklerimden sonra benim bile çok canımı sıkıyor,insanlardan soğutuyor.Ki düşün o kadar enerjiden emekten sonra senin hissettiklerin az bile.Bu konuda empati bile kuramam seninle düşün yani ama işte en az senin kadar üzülüyorum geldiğimiz bu noktaya.Düşünmeyi mi unuttuk,saygıyı mı unuttuk,haksızlığı mı ezdik geçtik bilmiyorum.
YanıtlaSilBöyle yazıyorum ki belki beni, bizleri takip eden gençler, yeni nesil, birazcık olsun feyz alır, insanlar birazcık olsun düşünür. Çünkü bu konular aslında kimi zaman kötü niyetten de değil, bilgisizlikten, eğitimsizlikten, akıl edememekten oluyor.
SilTeşekkür etmeyi, birbirimize günaydın, kolay gelsin demeyi sakınan bir toplumuz ne de olsa:(
Bahsettiğin dergiyi bende almıyorum artık. Zaten paylaştığı evler ya instagramdan ya da bildiğimiz sitelerden. Daha kaliteli içerik için sanırım daha fazla bütçe ayırmaları gerekiyor. Ancak bütçemiz yok diye sağdan soldan fotoğraf ve fikir araklayıp üstüne bundan bir ton para kazanıyorsan iste buna dur diyeceksin arkadaş. Fotoğraflarını her kim izinsiz kullanıyor ise kesinlikle yasal haklarını kullanmalısın bence. Üstelik bu bahsettiğin fotoğraflar proje için çekilmiş özel kareler.. işte yabancılar bunu yapmıyorlar. İş ahlakı var. 5 yıl Avustralyalı bir iş arkadaşımla birlikte çalıştım. Bizim gibi iş bitsin diye taklalar atmıyorlar. Kural, kanun ne ise onu uyguluyorlar. Hak ihlali yapmak diye bir şey yok adamlarda. İşte biz anca konuşalım...3-5 adamla bu iş olmaz. Neyse, seninde söylediğin gibi gevezelik etmek lazım :)))
YanıtlaSilAslında yanlış anlaşılmasın. Benim fotoğraflarımı kullanmamış dergi. Benim yaptığım projeler kopyalanmış. Arka arkaya olması ve 4-5 tane olması dikkat çekici. Hadi bir tane olur, aa dersin esinlenmiş... Ama arka arkaya sen yapıyorsun, sonra onlar yapıyor olunca beni bir memba gibi kullanıyorlar fikri kafanı kurcalıyor:)) Eğitim önemli eğitim:)) Konuşalım...
SilDerginin kullandığını görmedim zaten. Ben fotoğraflarını kullananlar için dediydim.. :))
SilOlsun ben yine de yazayım da bir de dergiden falan okurlar, yok efendim bize çamur atıyor falan derler, hiç uğraşamam:)
SilAma tabii eğer direk dergide çıkan bir fotoğrafı kullananı yakalarsam ona ben birşey yapamasam da Romantic Homes haddini bildirir kendisine:) Yaptığımız anlaşmada yazıyor tüm detaylar...
Ayda, yazında ara ara belirtmişsin ya "ben de dünyayı yeniden keşfetmiyorum" diye evet hiç birimiz bunu yapmıyoruz, görüp ilham aldıklarımızı kendi tarzımızla birleştirdiğimiz bir stilimiz var, bazen ben bir fotoğrafıma senden ya da x kişiden bir detay koyabilirim bazen sen ki ortak zevkleri olan insanlar böyle böyle bir ahbaplık kuruyor değil mi ama en nihayetinde her birimizin bir duruşu bir tarzı var, dur bu yorum çok uzun olacak çünkü sabah ben de biraz gerildim şu foto kullanma olayına doluyum çok, neyse ben istiyorum ki ben nasıl araştırıyorsam, bir fotoğrafa ya da beğendiğim bir ürüne sahip olmaya hangi marka acaba diye araştırmaya vakit harcıyorsam başkası da harcasın, armut piş ağzıma düş ne demek yahu nasıl yakıştırıyor insanlar bunu kendine, aynı şekilde bir yastık yapmıştım çarpı işi kenarını da tığ işi geçmiştim arkadaşın biri altına sipariş alınır yazıp paylaşmıştı fotoyu, beğendiyseniz vakit harcayın aynısını yapın onun altına yazın bu yazıyı dedim, neden böyle bu insanlar, hiç düşünülmüyor mu karşımdakine de yazık emeğine yazık diye, yazılmamış kuraldır sosyal medyada, başkasının fotoğrafını kullanıyorsan ya da ne bileyim yaptığını yapıyorsan kaynak göstereceksin, bu işin bir etiği var. Ve herkesi hepsini geç bunu markalaşmış yerler yapınca çok haklı olarak sıkılıyorsun. O kadar doluyum ki son günerde artık sadece blogla devam edeyim diyorum. Bir de fotoğrafların üzerine yazı yazma olayı, hiç istemiyorum ama bir çözüm mü bunu da bilemiyorum. Kafam atık yani biraz benimde. Neyse ben sana sakinlik ve iyilik dileyeyim biraz, tadını kaçıranlarında Allah müstehakkını versin ne diyim! Öperim
YanıtlaSilBiz bu kadarcık takipçi ile bunları yaşıyorsak ünlülerin, oyuncuların yaşadıkları sanırım kabus gibidir... Şöhret kesinlikle bana ters:)))
SilAslında herşeyi başı hep söylendiği gibi eğitim... Yani bunları yapanların çoğu (medya çalışanları dahil etmiyorum tabiki) yaptıklarının kötü birşey olduğunun farkında bile değil. Acıklı durumda bu zaten. Aaa ne olmuş ki diyor, fotoğraf alt tarafı... Etik kelimesinin anlamını bilmeyen yığınla insan var.. Çalmak, kopya çekmek ile esinlenmek arasındaki farkı da bilmiyorlar. Esinlenebilirsin ama adım adım takip, yakın markaj, direk kopya bunlar aslında bunu yapana zarar veriyor ama dediğim gibi farkında bile değil... Bu tarz postları bazen sırf gençleri düşünerek yazıyorum, belki birazcık düşünmelerine vesile olur diye. Umarım bu yazdıklarımız birilerine ulaşır, birazcık olsun üzerine düşünürler...
Ne yaparsan yap özgün ol, kaliteli ol o zaman başarı kaçınılmaz.. bunu bir dergi bile bilmiyorsa işte bu tarz yazılara ve yorumlara maruz kalmayı da göze alacak maalesef...
Ben de öptüm çokça..
Yazınızı sonuna kadar okudum, düzenli olmasa da evim dergisini takip eden biri olarak kesinlikle, sık sık sizin tarzınıza benzettiğim bir sürü el emeği paylaşım oluyordu ancak emin olamamıştım. Bu yazıyı paylaşmanız bence gayet iyi oldu. Ortada bir emek var ise kesinlikle saygı gösterilmeli. Kendi halinde bir bloğum var yaklaşık 8 yıldır yazıyorum çok sık olmasa da :( ama paylaşımlarda fotoğrafların altına aldığım yeri muhakkak belirtmeye çalışıyorum. Sahibini bilmiyorsam da netten alıntıdır , fot. bana ait değil diye belirtiyorum. Çünkü benim bir fot. başka bir yerde paylaşılsa kesinlikle sizin gibi bir tepki verirdim. Umarım mesajınız gitmesi gereken yerlere de ulaşmıştır !! ve daha dikkatli projeler çıkarıp bizlerin de güvenini sarsmazlar...sevgiler...
YanıtlaSilEvet umarım hem medyada çalışanlar, hem de bu konular hakkında hiç bir bilgisi, hassasiyeti olmayanlar okur da alınması gereken dersler alınır.
SilÇok çok teşekkür ederim...
İnsana, sağlığa, eğitime, emeğe,hak gözetmeye, sıra beklemeye, ahde vefaya, ne bileyim insanın gündelik hayatını kolaylaştıran başlıklar neleri kapsıyorsa, manevi olarak insanı ne mutlu ediyorsa, bunların pek çoğuna en az dikkat edilen ülkede yaşıyoruz kanımca. Mutsuz oluyorum, sinirleniyorum. Bir albümümü fotoğraflamak sabah tam 1 saat 45 dakikamı aldı, daha fotoların düzenlenip yazısının yazılıp bloga konması var ki bunu saymıyorum bile. Fotoğraflar çekilirken şekilden şekile giriyosun, hele ışık evine belli saatlerde uğruyorsa zaten acele ediyorsun. Bir ton eziyet ve bunun Evim dergisi ya da başka bir üçüncü şahıs için olmadığı kesin! Açıkçası Evim dergisini ben de uzun süredir takip etmiyorum ve nedeni de internette çok daha önce gördüğüm fikirlerin yeniymiş gibi paylaşılması. Nedesem beğenirsin blogumuz için bugüne o kadar çok kaynak tarayıp yayın yaptık ki,şahsen görmediğim ya da şaşırdığım çok az fikir var. Bana katabileceği bişey olmadığından da almıyorum dergiyi. Dediğin gibi esinlenmek başka şey, hırsızlık yapmak, başkasının emeğine konmak başka şey. İkincisi kul hakkıdır, özrü de yoktur bana göre. Çok fazla düşününce gerçekten yıpratıp soğutuyo insanı böyle durumlar. Aklının bi köşesini sürekli kemiriyor ama boşver, üzme tatlı canını, sevgiler.
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim. Ne güel özetlemişsin durumu. Evet dediğin gibi biz birbirimizden bir günaydını bile esirgeyen, mutsuz bir toplumuz. Bunun da tabi bir çok nedeni var ama en önemlisi eğitim. Eğitim de bir süreç, birbirine saygılı, kibar, eğitimli bir toplum olabilmemiz ne yazık ki öyle şıp diye olmayacak..
SilUmut etmekten başka çaremiz de yok...
Benden de kucak dolusu sevgiler...
bugün nasıl heyheylerim üzerimde!!! üstüne de senin yazını okuyunca iyice sinirlendim...çok sıkıldım artık insanların hadsizliklerinden,kendi yaptıkları herşey doğruymuş gibi seni,beni eleştirmelerinden...hırsızlıklardan,küçük şeylerden kazanç ummalardan...yazdıklarının sonuna kadar arkasındayım...belliki seni takip ediyorlar,bellki yaptıklarını beğeniyorlar...ispatı yok,belkide ben yanlış anlıyorum demişsin ya,yok arkadaşım ben inanmıyorum..insan hissediyor,nereden bildiğini bilmeden biliveriyor işte...bu dergiyi neredeyse 2 yıldan fazladır almıyorum,sırf bu sebeplerle...insanlarda birazda hata...alkışlayan oldukça sahne boş kalmıyor maalesef...ama inancım da şudur ki,bir gün hata yapacaklar elbet,bu devran hep böyle devam etmeyecek...
YanıtlaSildedim ya,sinirliyim,dilim kötüleşmeden gidiyim ben...
hassalığın,sabrın,kendini ifade ediş biçimin bir kere daha mest etti beni...öpüyorum çokça
Şimdi okudum yazını. Ona da cevap yazacağım birazdan...
SilBen de tamda senin yazdığın nedenlerden dolayı bu postu hazırlama ihtiyacı duydum. Bilmiyorum esas okuması gerekenler okur mu, dikkatlerini çeker mi ama hiç ses çıkartmamaktan iyidir dedim. Saf değilim, gözüm üstünüzde demeye getirdim:)
Biz farkındayız olayın, ayağınızı denk alın uyarısı yaptım...
Umarım birazcık olsun feyz alınır...
Öptüm ben de seni...
Bizimkiler neden yuzletine gözlerine bulaştırıyorlar sürekli anlamıyorum, o da ayri bir yetenek.. Evim dergisi ile ben de tesaduf tanistim,takip etmezdim kendilerini. Sayfalarinin bir kosesinde takip edilesi siteler diye bir bölüm yapmışlar orada benim blogumun adi da vardi,yanlış yazılmıştı :)))) Yurtdışında bu işler daha profesyonel işliyor sanırım. Hevesiniz kırılmasın ,sizin gibi ilham veren kac kisi varki ...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Evet yurt dışında bu işi yapan hem medya kuruluşları hem bloggerlar bu tarz konularda çok daha hassaslar. Önemsiyorlar. Emeğe saygıları var. Yine eğitim diyeceğim sanırım başka açıklaması da yok:(
SilÇok can sıkıcı şeyler gerçekten de.
YanıtlaSilYazdıklarında yerden göğe kadar haklısın !
Emek hırsızlığı olayında dudak uçuklatan bir hikaye de bende Aydacığım. Yok benim fotoğrafımla yarışmaya girip kazanınca haberdar olduğumuz hesap değil! Resmen hırsızlık! Oğlumun 3 yıllık emeği , incelemesi araştırması ve tabii hatırı sayılır bir maddi bedel ödenmek suretiyle 3 ayrı ülkenin arşivinden belge toplayarak yazdığı ve bastırdığı kitabı konusu ve olaylar -resmen çalınmak suretiyle - roman haline getirilmiş , bastıran kişi imza günleri düzenlemiş! Ama Allah için kitabın adını adını verip " esinlendim" demiş.
Emeğin azı çoğu olmaz emek emektir de bu kitap ya kitap !
Sanalsa sanal burası da ciddi bir düzenlemeyi haketmiyor mu ?
Nilgün Abla bu yazdıklarına inanamadım:( İnan çok ama çook üzüldüm. Oğlunun verdiği onca emeğin yanında benim şu yukarıda yazdıklarım çok ama çook basit kaldı. En azından ben bu işi zevk için yapıyorum ama onun işi:(
SilVicdansız diyebilirim ancak o kişi için. Umarım su testisi su yolunda kırılır!!!!
Evim dergisini geçen senelerde almıştım ve dediğin gibi pek de ilham verici bulmadığım için daha sonraları da almadım. Dİğer dergilere göre ücreti çok düşük gerçekten. Demek ki içerik hazırlama konusunda ondan bundan kopyalandığı için diye düşünüyorum şu an. Herkes publisher ve photoshop da oturup böyle bir dergi hazırlayabilir bence. Can sıkıcı bir konu !
YanıtlaSilAynen öyle. Benim birazcık zamanım olsa, biraz enerjim olsa, şundan 7-8 yıl önce bile olsaydı kendim Evim Dergisinden kat be kat iyi bir dergi çıkartabilirdim.
SilÇalışanları sanırım işe uygun seçemiyorlar. Her şey copy paste... Ben yurtdışındaki dergiler ile çalıştıkça anlıyorum oradaki insanların işe bakışlarını...
Bugün havaalanında aldım Evim dergisindeki ve püsküllü peçeteleri görünce aklıma hemen senin projen geldi. Zaten neredeyse tüm içeriği netten alıntılardan oluşmaya başladı derginin. Bence de bu kadarı tesadüf olamaz. Ama bizim ülkemizde böyle bir etik anlayışın oluşmasına çoook zaman var maalesef. Kendini üzmemekte çalış. Sevgiyle üretmeye devam 💙💚💛💜
YanıtlaSilAynen daha hayal ettiğimiz tarzda bir yaşamın ve bakış açısının olması için çok ama çook zamana ihtiyacımız var:(
SilÖyle karalar bağlamadım, sadece sessiz kalmak istemedim bu duruma. Çünkü eleştiriler olmadıkça aynı şekilde ilerliyor herşey. Birazcık da olsa birilerinin gözünü açabildiysem ne mutlu bana...
Çok haklısınız kızıp üzülmekte izinsiz alımlar bloglardan taşıp dergilere de geçti demek:((
YanıtlaSilEl emeklerimi adsız isimsiz sırf tıklanmak için açılan bloglar da gördüğüm de ne yapacağımı bile bilemeden öyle bakıyorum sadece resim değil tüm postu alıp yayınlayanlar bile var önlerine geçilir gibi değil.
İsim yapmış dergilerin de özensi olacağı hiç aklıma gelmemişti:(
Maalesef öyle:(
SilO kadar çok örnek var ki bu konuda. Artık normalleşmeye başlıyor herşey. İşte kötü olan da bu:(
ben de hemen yoruma atladım; 'son kelimene kadar okudum' diyecektim ki; herkes böyle başlamış yorumuna:) :)
YanıtlaSiltam da geçenlerde senin battaniyenle sipariş alan birini yakalayıp sana ispiyonlamaya çalıştığım bir zamanda geldi bu yazı... tamamiyle haklısınız 'ünlü' blogger arkadaşlarım. Sizin onca emeğiniz ve dürüstlüğünüzle ortaya koyduklarınızı, bazıları 'ne var ki, ben de yaparım hem de satarım' diyerek, aslında bir adet örnek bile yapamayarak/yapmayarak insanları kandırmaya çalışıyorlar.... niyetlerinin kötülüğünü gizlemeye bile gerek duymuyorlar üstelik....
Evim dergisi konusunda da baştan sona haklısın. Derginin neredeyse %85 i reklam yayını, kalanı da popüler-bilindik konular ve fotoğraflardan ibaret. Unvanını koruyor mu bilmem ama, ülkemizde en çok satan dergi olma gibi de bir başarıya sahiplermiş.. Bunda en büyük payı düşük fiyatı rol oynuyormuş.... (PR sektöründen aldığım duyumlar :) ) Ancak ben o bedeli bile maalesef evim dergisine harcamayı çok görüyorum... Bazı takip ettiğim bloggerlar dergiye konuk olduklarında onlara destek olur mantığı ile aldığım oluyor yalnızca.
lütfen Ayda, bu can sıkıcı insanların seni o meşhur craft dolabından uzaklaştırmasına müsaade etme :)
Evet ne kadar ekmek o kadar köfte lafının doğruluğu ortaya çıkıyor burada:( Senin de dediğin gibi insanlar yaptıklarının kötü bir şey olduğunun farkında bile değil.
SilVe inan ben birşeyler yapıyorsan sadece içimden geldiği için yapıyorum. Birileri için değil, o yaptıklarının ne kadar kötü birşey olduğunun farkında olmayanlar esas kötülüğü de kendilerine yapıyorlar ne yazık ki:(
O yüzden sen hiiç merak etme dolabımdan beni kimse ayıramaz:))
Hak veriyorum sana ... :( özgünlük güzel bir şey
YanıtlaSilDeğil mi ama , sonra hayatımız ne renksiz olur...
SilBen de blog sahibiyim ama şimdiye kadar hiç kimsenin fotoğrafını alıp siteme koymadım. Hatta bazen tarifler ararken bile çekiniyorum. Ama o tarifi denemeden, kendimce değişiklikler yapmadan, ya da kendi püf noktalarımı koymadan asla siteme eklemiyorum. Eklerken de mutlaka kendim yazıyorum ve kendim resimliyorum ve nereden bu tarife ulaştığımı, tarifin nasıl değişiklikler geçirdiğini anlatıyorum. Bir kaç kere fotoğraflarımı düzenlerken altına logomu yazmayı unutmuşum ve nasıl hızlı bir araştırmadır ki hemen başka bir yere kopyalandığını öğrendim. Ben de artık fotoğrafların altına mutlaka ismimi yazıyorum. Bu şeye benziyor, çalması çok kolay bir araba varken neden alarmlı bir arabaya hırsız girsin ki. Tabii ki onu da çalabilirler ama biraz daha uzun sürer, bu yüzden çalınması kolay olanları tercih ediyorlar öncelikle diye düşünüyorum.
YanıtlaSilKeşke herkes böyle düşünse, keşke bu kadar duyarlı olabilse.
SilBizler azınlık bile olsak umarım anlata anlata bir kaç kişiyi daha yolumuza çekebiliriz:)
Verdiğin örnek de çok güzel. Ben çoğunlukla zaman bulamıyorum fotoğraflara isim yazmak için. Sadece yukarıda paylaştığım gibi, bir amaç, bir dergi için çekildiyse o fotoğraflar, onlara yazıyorum. Bilinsin esas sahip kim diye:)
Ama belki de yazmak gerek ...
Noktasına virgülüne kadar haklısın, ve gerçekten işini hakkıyla yapan insanların çok az kaldığını düşünüyorum. Ne yazık ki ben de bir çok dergide bazen kuaförde karıştırırken rastlıyorum, edebimle mail atıp fotoğrafın benim olduğunu niçin izin almadıklarını soruyorum bir de üzerine para teklifi alıyorum Hey gidfi heeey ben ne diyorum onlar ne diyor oluyor bazen!
YanıtlaSilÇok haklısın... Baştan yapılması gerekeni bir önceki mailde örnek vererek anlatmıştım. Umarım birileri okur o postu da...
SilYurtdışındaki bir dergi, benim asla elime geçmesi mümkün olmayan bir dergi, sırf küçücük bir fotoğraf için bana ulaşıyor izin istiyor, ama bizimkiler, oo pinterestte buldum amme hizmeti yapmış biri diye atlıyorlar fotoğraflara. Pinterest bir kaynak değil... Oradaki fotoğraflar, posterler bedava değil...
Ama işte böyle yaza yaza çözeceğiz inşallah bu olayı:)))
Sonuna kadar okudum, çok da üzüldüm durumun vahametine. Gerçekten çok haklısın, emek vermeden hazır olanı alıp yayınlamak, alıntı yapmamak etik dışı, çok da üzücü:((
YanıtlaSilEvet kelimenin tam anlamıyla üzücü:( Kendi adıma bu konularda bir daha sesiz olmama kararı aldım:) Bakalım ne olacak!!!
SilBu hafta, instagramdı, fotoğraf-projelerin izinsiz kullanımıydı, anlamsızca gelen taciz sorularıydı herkes bir coşmuş :) Yerden göğe kadar haklısın Ayda. Ama bence de uyarmak lazım ki herkes istediği gibi at koşturamayacağını geç de olsa anlasın. Kişileri uyarmak, ifşa etmek, polemiğe girip gününün belki önemli saatlerini harcamaktan yılabiliyor insan ama dergi, site gibi yayınlara ve tüzel kişilere ses çıkarmak daha anlamlı olabilir. Belki muhatap olmak enerji ve vakit alıyor, mutsuzluk yaratıyor ama senin gibi çok takipçili blogger/instagrammerların ses çıkarması bence önemli ve kıymetli, çünkü yanlış giden şeyleri kıyısından ucundan değiştirebilirse ancak bu ses çıkarmalar değiştirebilir.
YanıtlaSilAynen, bazen diyorum kime laf anlatacaksın. Maille soru soruyorlar, cevaplıyorum ama teşekkür bile yok. Diyorum bir mail daha yazayım, ailen sana teşekkür etmeyi öğretmedi mi diyeyim diyorum:) Sonra da amann yazık kıza çocuktur bu şimdi üzülür diye vazgeçiyorum. Ama belli ki aileden alınmamış bu eğitim belki bizlerden birşeyler öğrenirler:)
SilTabi okudum.
YanıtlaSilCunku ben cok da bu tur hesaplar izlemsem de, izlediklerimde senin fotograflarini etrafta gorunce ben cok sinirleniyorum. Hemen geliyorum bakiyorum cok sukur ki birisi seni uyarmis oluyor. Sanirim ne kadar emek verdigini bildigim icin sinirim de buyuk oluyor. Esinlenmek evet ama kopyalamak bile hayir be Ayda. Sonucta emek yani.
Bunlar ufak seyler hic degil. Sen bazen yorgun argin isten gelip gecelerini veriyorsun. O yuzden emege saygi gosterilmesi sart.
Bu iyice ulke sorunu oldu bence. Vallahi! :(
Gerçektende bir çok sorunumuzun yanında bir de bu var:)
SilFarkındalık yaratmak gerek sanırım. Bu işe baş koydum o zaman ben:) Yakaladığımı ifşa edeceğim:)
yok yok yazmak lazım Aydam... düpedüz edepsizlik bu çünkü.. üstelik ses etmedikçe devam ediyor bu çirkef hal... dergisin ya hu, dergi utan azcık gayret et, üret! yapamıyorsan da çekil git... ama ben sana birşey diyeyim mi, bir asırdır en iyi yaotığımız şey: taklit... iğrenç biçimde hücrelerimzie nüfuz etmiş artık... süper kalitesizlik akıyor yurdum insanından... kusmak istiyorum ben artık.. zerre gayret yok, uğraş yok, ölmüşler de haberleri yok... tamam insan gayretsiz olabilir o zaman başından büyük işlere kalkışma ya hu... Yurtdışı dergilerinin türk versiyonunu yapacak illa.. senin etin ne budun ne, çalıp çırpmakla mı yapacaksın bunu... peh.. ay ben bile iğrendim.
YanıtlaSilDeğil mi ama, insan bir yandan üzülüyor, bir yandan midesi bulanıyor:(
SilKalitesizlikte bir marka olduk. Ülkemizin son zamanlarda hiç bir başarı haberi yok. Koskaca Nobel alındı onda bile ayrıldık.
Emeğin, çalışmanın, başarının hiç bir değeri yok insanlarımızın gözünde:( Üç kağıtçılık, fır döndücülük, ucuza iş kapatmacılık meziyet...
zaten dergiyi zorunlu olmadıkça almıyordum şimdi iyice soğudum ayda! iyi ki paylaştın bunu bizimle, emek hırsızlığı sonuçta, keşke daha fazlası yapılabilse, keşke ilgililere bu husus bildirilse de yapılan kar kalmasa..
YanıtlaSilayrıca konu can sıkıcı bile olsa öyle güzel anlatıyorsun ki sonuna kadar okumak ne demek hiç bitmese dedirtiyorsun insana:)
sevgiler yolladım.
Merhaba, bugün facebookta beliren bir reklama tıkladığım da tüm el işi malzemeleri hobium da diye bir reklama rast geldim. Fotoğrafın çekimi ve oradaki malzemelerin sizin yayınladıklarınızla ne kadar benzediğini düşündüm. Sizin çektiğiniz bir fotoğraf olabilir mi? sevgiler.. link şu http://nazarca.com/tigla-dikissiz-orgu-birlestirme-teknigi-ile-kazak
YanıtlaSilNohutcum, bir blog yazarı ollarak malesef ben de bu tür konulara maruz kalabiliyorum. Çok canım sıkılıyor. Farkettim de senin fotoğraflarının bir köşesinde trademark yok:( eklemeliain bak o zaman çalabiliyorlar mı.. Gerçi demişsin minareyi çakan kılıfını hazırlıyor, ama onlar uğraşsın dursun:)) sevgiler...
YanıtlaSilYine senin yaptıklarına bakıyordum kendimi yorum yapmaktan alıkoyamadım bu kez 😊 ben sessiz takipçilerindenim her paylaşımını dikkatle okuyup inceliyorum, tarzını fotoğraflarını çok seviyorum ve örnek de alıyorum. Şimdilerde yeni ev kurma heyecanı içindeyim o yüzden sık sık bakıyorum her platformdaki paylaşımlarına. Ama bu kopyalayıp kendi işiymiş gibi sunma işi çok can sıkıcı gerçekten, umarım bundan sonra bu can sıkıcı durumlarla karşılaşmazsın. Çok seviliyorsun 😊
YanıtlaSil