Sanırım orta 2’de
falandım Çalışukuşu’nu ilk okuduğumda. Beni öyle çok etkilemişti ki, hiç
unutmuyorum, gece saat iki civarıydı, kitabı bitirdim, yataktan eğilip yere
koydum, sonra içimde bir sızı, bir boşluk, bir ağlama isteği. İşte ilk hayatı
sorgulamam da o geceye rastlar; uzay, yıldızlar, hayat, yaradılış, doğum, ölüm,
sonsuzluk, boşluk… Bir ay kendimi toplayamamıştım. Ne okula gitmek istiyordum,
ne geceleri uyuyabiliyordum. Kafam çok karışıktı.
Bir ay sonra yine o
eski alıklığıma dönmüştüm ama o dönemde büyümüştüm sanki…
Kitap teyzemin
kızınındı. Çok çok eski bir basım ve sayfaları tek tek kopmuş, pejmürde bir
haldeydi. O haliyle o kitap yıllarca elimizden düşmedi bizim.
Benden bir iki yıl
sonra Funda okudu Çalıkuşu’nu. Arada yüksek sesle okur ben de hatırlar, iç çeker,
çoşardım onunla birlikte. Zaten birçok kitabı Funda okumuştur bana. En büyük
zevkimiz.
Öyle bir hal almıştı
ki, lisedeyken bazen Funda’yla evde canımız sıkılır, yapacak şey bulamazdık,
alırdık elimize Çalıkuşu’nun kitabını, içinden bir sayfa çeker okur ve o
sayfanın önündeki sonrasındaki olayları hatırlamaya çalışırdık. Hele bir 479. sayfa
vardı ki. Onu ezbere bilirdik;
“Bu
son ayrılık saatinde niçin hakikati saklamalı? Bu okumayacağın defteri ben
senin için yazdım Kamran. Evet, ne söyledim, ne yazdımsa hep senin içindi.
Yanlış, çok yanlış bir iş tutuğumu bugün artık itiraf edeceğim. Ben her şeye
rağmen seninle mesut olabilirdim…”
Sonradan keşfettim ki
biz bu kitabı yaklaşık 5 yıllık aralıklarla hep tekrar tekrar okumuşuz.
Üniversiteye geldiğimde ilk erkek arkadaşımın bana ilk hediyesi Esin Engin’nin
Çalıkuşu Albümü idi. İnternettin ilk kullanılmaya başladığı yıllar sosyal arenada
cirit atarken kullandığın nick Gülbeşeker’di. Yıllarca tuttuğum günlükleri
okusanız Reşat Nuri Gültekin etkisini görürsünüz yazdıklarımda, Funda okumuştu
da ağlamaktan helak olmuştu kızcağız.
Hele o fon müziğini her
dinlediğimde içim titrer, tatlı bir ağlama hissi alır beni hala. Ağlamak bu
müzik eşliğinde gerçekten çok güzelleşir acayip bir zevk verir insana.
Üniversite bitti,
Funda ben ve Gülçin üçümüz beraber yaşıyoruz. Bir akşam konuşurken Gülçin’nin
Çalıkuşu’nu okumadığını öğrendik. Evde ne televizyon ne başka bir şey (bilgisayar
falan ortalarda yok o yıllar) akşamları radyo dinleyip ya kitap okuyoruz ya da
habire dans ediyoruz. Nasıl bir enerjiyse artık.
Neyse işte, biz bir
sevindik, bir çoştuk Funda’yla.
Tamam dedik, sana
okuyalım biz Çalıkuşu’nu.
Funda hemen koştu
kitabı buldu, birimiz bir divanda, diğerimiz öbüründe, Funda yerdeki
minderlerde başladı okumaya… Arada “ bak bak Gülçin burası harika” “ayyy şimdi
ağlayacağız bak” diye diye 3 gecede bitirdik kitabı, aramızda bir tuvalet
kağıdı rulosunu birbirimize fırlatıp burnumuzu, göz yaşlarımızı silerek,
heyecanlandıkça yer değiştirerek…
Sonrasında da okudum,
ezberlemekten korkuyordum ama çoktan ezberlemiştim birçok yerini.
Bu sezon Çalıkuşu’nun
yayınlanacağını duyduğumda çok çok sevindim. Oyuncu seçimleri, çekimler, Feride’nin
çocukluğu hepsi hepsi harika ama Çalıkuşu bu değil.
Kitabın en etkileyici
yeri “Ben Gülbeşekeri’i çok sevdim “ kısmı, daha dizinin ilk bölümlerinde öylesine
heba oldu ya içim sızladı resmen.
Eğer kitabı hiç okumayanlar
varsa sanmasınlar ki Çalışukuşu böyle Kamran’a hemencecik teslim oluyor, sanmasınlar ki böyle
bir aksiyon, böyle birbiri ardına bitmek tükenmek bilmeyen dalavereler var kitapta…
Bu sadece Çalıkuşu’nun adını ve müziğini kullanarak yapılmış, kitaptan
tamamen uzakta bir dizi. Tamam onu da seyredin ama Çalıkuşu’nu bu sanmayın. İçim cız eder sonra benim, büyük bir haksızlık
olur o güzelim esere…
O dönemi, o dönemin
zor şartlarını, bağnazlıkları, körü körüne insanları lekelemeyi, saf bir aşkı,
bir hayat mücadelesini, bir erkeğin kaleminden bir kadının ruh halinin
böylesine güzel anlatılmasını okuyun, çocuklarınıza da okutun olur mu???
Ben bu haftasonu bilmem
kaçıncı kez tekrar okuyacağım ama bu sefer yeni basımından. Şimdiden heyecanlandım bak…
Haftasonunuz keyif
dolu geçsin…
This
post is about a Turkish Novel. I have written my feelings and how it is
important in my life.
I
wish you have a wonderful weekend...
yazdiklarini nasil keyifle okudum anlatamam, ilki seninle ayni yaslarda olmak uzre ben de 3 kez okudum, ve bunu cook abarti saniyordum bu yazini okuyana kadar... diziyi arada ben de izlemeye calisiyorum ve bu hikayenin gunumuz dizi uzatma triklerine kurban gitmis olmasina katlanamiyorum...
YanıtlaSilÇalıkuşu en sevdiğim kitaplardan biri.Nasıl da güzel anlatmışsınız..
YanıtlaSilÇalıkuşu dediniz ben bi heyecanlandım..
YanıtlaSilO kitabı okuduğumda orta okuldaydım ama kitap okumaktan hiç mi hiç hoşlanmazdım.( şimdi kitap canavarı oldum)
Ablamın tavsiyesiyle başladım ve kafamı kaldırmadan okudum..
Evet şimdi diziyi izlerken çok sinirleniyorum. 'Çalıkuşu bu değil' diyorum ama yapacak bir şey yok..
Çok kızarsam seyretmeyi veriyorum..:)
Benim de en çok sevdiğim yer şurasıydı.
Pür ateşim açtırma benim ağzımı zinhar
Zalim söyletme beni derunumda neler var
Bilmez miyim ettiklerini eyleme inkar
Zalim söyletme beni derunumda neler var..
Mutlu hafta sonları...
Çalıkuşu benim de unutamadığım beni derinden etkileyen eserlerden biri. Sanırım aynı dönemlerde okuyup aynı tuvalet kağıtlarına silmişiz gözyaşlarımızı :))
YanıtlaSilGüzel bir nostalji oldu teşekkür ederim paylaşımın için...
Evet, bu dizi çok başka bir dizi:((
YanıtlaSilKitapla ilgili benzer hatıralar ve duygularımız var. İlk okuduğumda yaşındaydım ve hiç durmaksızın 4 veya 5 saatte bitirmiştim. Tekrar tekrar da okumuşumdur. Aydan Şener'li dizide kitapdaki tadı biraz yakalamıştım ama bunda ııh, ııhh! O yüzden seyredemiyorum da.
İngiliz edebiyatında da "Gurur ve Önyargı" benzer bir tad bırakır ruhumda ki, kitabı aynen dizi de yaptılar, film de. Aynı kaderi Çalıkuşu içinde diliyorum.
İlk okuduğumda 12 yaşındaydım:))
SilYAŞASIN! ilk ben de, ben de aynen böyle olmuştum! diyen olacağım.:)
YanıtlaSilevet nohut, ben de ortaokulda idim ilk aşık olduğum romandır çalıkuşu. ben de bitirdiğim günü unutmuyorum. nasıl üzülmüş nasıl bir boşluk duygusu ile kalakalmıştım. sanki anadoluyu feride ile ben gezmiş o haksizlıklara ben uğrmaıştım... bizim de kitap elden ele dolaşmıştı, en yakın kız arkadaşlar trt 2 de öğlen yayınlanan aydan şenerli çalıkuşu için az mı koşa koşa eve gidip birbirimize anlattık.....evet evet okumayan varsa hemen kitabı kapsın, şu an yayınlanan ile uzaktan yakından ilgisi....
sağ ol nohutcuk var ol duygudaşlığın için....
Ah nasıl ben aynı ben diyerek okudum yazını Ayda bir bilsen.Orta okul yıllarında kütüphaneden alarak okumuştum ilk defa.Sonra hani süren dolunca geri teslim edersin ya akşam bırakıp yarın koşa koşa gidip tekrar alırdım mazallah başka biri alır da ayrı kalırız diye.böyle kütüphane memurunun tuhaf bakışları eşliğinde kaç kez aldım bıraktım allah bilir.Kadın demiştir ne embesil kız bir kitabı bitiremedi diye ama kimin umurunda.Sonra baktım olmadı aldım kitabı.İçine yazdığım not dün gibi aklımda.Sen benim kütüphanemin ilk ve en özel kitabı olacaksın.Kimbilir daha kaç kez okunacaksın...Ne romantık bir yazı ayol o yıllarda böyle miymişim ben:)
YanıtlaSilİşte şimdi bu yazı gülümsetti beni ne çok benziyoruz diye.Hele okumayana da okutmak ya da dinletmek için yaptığımız çaba.Çoğu arkadaşım sayemde okumuştur ve sanki ben bir kişi daha okusa daha mutlu olacak gibi herkese oku diye ısrar ederim.Eski zamanlarda çekilmiş Aydan Şener li olanı izlemiştim ben ama şimdi çekilene hiç bakmadım.Kitap uyarlama dizilerin başına gelenler malum.O yüzden kitaptaki tat başka.herkes okumalı mutlaka.
Ne tuhaf değil mi aradan kaç yıl geçse bile bir bölümü okumak gelir içimden açar okur hüzünlenir ya da gülümser kapatırım.O ana demek ona ihtiyacım oluyor ilaç gibi geliyor.Dönem dönem okuyorum.Her defa ayrı bir etkileniyorum.Ama o ilk okuduğum andaki heyecan bir başka.Annemler oturmaya gitmişti ben kitabı bitirmek için gitmemiş bitirince bir güzel ağlamıştım.
Aman ne yazasım varmış konu Çalıkuşu olunca çoştum.Çoktandır kimseyle konuşmadım mı ben acaba Çalıkuşunu.Gerçi şu ara herkes diziye odaklı belki ondan konuşmadım konuşmak istemedim.
Ayda inşallah seninle bir gün tanışır ve bir çok konunun yanında bir Çalıkuşu seansı yaparız.Hatta okur ağlarız:)
çok güzel anlatmışsınız, neler hatırlattınız neler...çocukluğumuz, arkadaşlarla kitap yorumlarımız... sevglierimle....
YanıtlaSilYazınızı okuyunca ben de Reşat Nuri Güntekin hayranlığımın başladığı yıllara gittim. :))
YanıtlaSilöperiğm, severim, koklarım seni Gülbeşekerim benim:)
YanıtlaSilDaha önce bulgar dilinde okumuştum orta ikideydim bende çok begenmistim aglamistim epey uzun dönem de etkisinden kurtulamadım şu anda da 11 yaşındaki oğlum okuyor hatta ikimiz okuyoruz inanılmaz etkileniyorum tam da tarif ettiğin gibi dizi bu değil tamamen farklı kesinlikle okumayan varsa okumalı
YanıtlaSilcanım ya duygularıma tercüman oldun. neden dersen, çalıkuşunu tv de başlayınca
YanıtlaSilyeniden çok heyecanlandım. kızımın yaşlarında seyretmiştim bende. çok etkilenmiştim. peline tv de
dizi seyretme izni vermiyorum. bunu seyredebilir dedim ve oturduk beraberce. kamran rolundeki
adamın sevgilisini bir koltukta öpüşünü yakın plan 20 dakika seyredip dizinin diğer dizilerden farkının
olmadığını görünce hemen kapattım. artık bir kaç yıl sonra kitabını vermeyi düşünüyorum kızıma..
Ortaokuldaki Türkçe öğretmenimiz her dönem 2500 sayfa kitap okuma ödevi verirdi, ve dönem sonunda tek tek tahtaya çıkararak her kitabın özetini anlattırırdı ve sorular sorardı. O dönemlerde kitap okuma alışkanlığı edinmiş, Çalıkuşu 'yla tanışmıştım. Elimdeki kitap annemin liseden kalma eski kitabıydı. Sarı ve yıpranmış sayfaları okurken o kadar zevk almıştım ki birkaç gün içinde kitabı bitirmiştim. Ve şu an o okuma ödevleri ve ortaokul yılları deyince aklıma ilk o roman geliyor. Konuyu çok ayrıntılı hatırlamasam da o zamanlar üzerimde büyük bir etki yarattığını çok iyi hatırlıyorum.. Taa nerelere götürdün beni de.. Nostalji oldu bak şimdi..
YanıtlaSilHem yazıya hem yorumlara bakıyorum da zamanında bu kitaba aşırı bağlılık duyan tek ben değilmişim :) İlk defa ortaokulun başlarında okudum, sonra kaç kere daha okudum sayısını unuttum. Benimki annemin genç kızlığından kalma sayfaları eskimiş mis kokulu bir kopyaydı. Yer yer ezberlemiştim. En çok Feride'nin Kamran'ın getirdiği fondan şekerlerini yiyişini severim, öyle güzel tasvir ederdi ki yemiş kadar olurdum. Aşk tadında şekerler :) Tam bir erkek fatma olduğum için kendimi Feride ile özdeşleştirir, bence de nişanlılık çok utanç verici diye düşünürdüm :) Annem "kızım, neden durmadan aynı kitabı okuyorsun, başka kitap mı yok" derdi :) Bana Çalıkuşu'nun verdiği hazzı veren, aynı o duygu fırtınalarını (hatta daha yoğunlarını) yaşatan tek kitap Thomas Hardy'nin "Jude the Obscure" eseridir (benim kopyam İlk Aşk diye çevrilmişti, şimdilerde adı değişmiş).
YanıtlaSilReşat Nuri Güntekin'in akrabası, mirasçısı yok mudur? Eserlerinin böyle katledilip yanlış tanıtılmasına nasıl göz yumuyorlar? Benim aklımdaki Çalıkuşu'nu kirletmesin diye hiçbir uyarlamayı izlemem. Türk dizilerinin yaya yaya saçmalayışını hiç haketmiyor bu roman. Kamran seçimi de daha yanlış olamazdı. Ooof of :(
Harikasın Ayda... Ne de güzel anlatmışsın. Büyük bir keyifle, mutlulukla okudum.
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum, dizi başka yollara saptı, bunu da anlıyorum ayrıca. Uzatmaları gerekiyor :)
Ama bu yazıdan sonra çalıkuşunu bir kez daha okumak gerekti artık. :))
Sevgiler gönderiyorum canım...
Çok güzel anlatmışsınız. Sizinle aynı fikirdeyim. Çalıkuşu ilk gençlik romanlarının başında gelir. Roman ile dizi arasında isim ve kahramanlar bir yana çok fark var. Ben her kahramanı hayal dünyamızda, kendimizle özdeşleştirerek realize etmenin çok daha güzel ve anlamlı olduğunu düşünüyorum. Roman kahramanları hayalimizde can bulmalı... Sevgiler...
YanıtlaSilYazan ellerinize sağlık ... Şu yazdıklarınızı okuduğumda dayanamadan yorum yapıyorum ve diyorum ki 'Oh be benim gibi hissedenlerde varmış' ... şükürler olsun.... çocukluğumda Almanya da video kasetlerinin moda olduğu yıllarda bizim gibi ailelerin en büyük keyfiydi toplanıp ÇALIKUŞU nun dizisini seyretmek ... Kitabını öyle güzel anlatmışsınız ki o konuya hiç girmiyorum ama dizisi o Aydan Şener her dudağını ısırışında , her kahkaha atışında içim bir başka titrerdi ... Sonra bir karar verdik ablamla dünyanın neresinde olursak olalım düğünümüzde ilk çıkış müziğimiz Esin Engin'in muhteşem parçası olacaktı... Ve oldu da içim titreye titreye bu müzikle çıkardım ben ablamı mutluluğa... Şimdi sıra bende .... o muhteşem eseri hiç unutmadan okumaktan usanmadan ilk dizisini izlemeye doyamadan geçecek günlerim olacak biliyorum .... Bu güzel yazınız ve farkındalığınız için de size çok teşekkür ediyorum .. sevgiler .... betül ....
YanıtlaSilKitabi ilk okudugum zamanlardaki halimi anlatmissiniz,cok etkilendim..Yayinlanan dizinin romanla alakasi olmadigini gorunce hayal kirikligi yasayip,hatirasi bozulmasin diye pas gectim hemen..
YanıtlaSilBen de Aydan Şenerli dizisini sevenlerdenim.
YanıtlaSilHayatımda yeri öylesine büyük ki, senin bu yazın bile beni nasıl etkiledi anlatamam Ayda.
Ben bu yeni diziyi hiç izlemedim, izlemem de. Öyle de inatçı ve hoyrat severim :p :) Çünkü Aydan Şener-Kenan Kalav'ın hissettirdiklerini hissetttirmez bana. Hele o 'Gülbeşeker'i çok sevdim' sahnesi...
Bu da benim 'Çalıkuşu' yorumumdu:
http://sedasolar.blogspot.com.tr/2011/05/calkusu-resat-nuri-guntekin-romanndan.html
Ne tatlı yazmışsın, hayran oldum size :)
YanıtlaSil:) bende diziyi izlerken ,hayır Çalıkuşu bu değildi diye söylenip,hemen kitabın yeni basımından alıp ,yeniden okuyanlardanım::)
YanıtlaSilşimdi kızımın büyümseini bekliyorum heyecanla,hani belki bizde birlikte okuruz umuduyla, notlar saklıyorum ,een heyecanlı sayfaları arasına:) sizi seviyorum:) yani Fundayla ikinizi::)
Ayda, dayanamadim ben de yazayim dedim. Bu konuda ben de doluyum, icliyim. Calikusu romanini annem de bana ortaokula gecince artik buyudun bu kitabi okuyabilirsin diye almisti. O kadar cok sevdim ki, defalarca okudum. Agla agla gozlerim cikti okurken. Sonra Aydan Sener ve Kenan Kalav ve tabi ki de Sadri Alisik'li dizi bence o kadar guzel uyarlanmisti ki, muzigiyle, aklimdan cikmayan sahneleriyle benim icin Calikusu o dizi oldu. Aralarda internetten videolarini izleyip, agliyorum. Muzigini dinleyip agliyorum. Bazen sanki gecip giden gencligime agliyorum. Bu yeni dizi baslarken de cok heyecan yaptim, Fahriye Evcen'in yuzunde o Calikusu'nun muzip ama hassas halini gordum, hemen seyrettim, ama o kadar farkli ki kardesim bu kadar da yapilmaz ki dedirttiler, seyredemiyorum. Bak simdi belki bu yorumdan sonra gene acar internetten bir sahnesini izler aglarim. Boyle Sadri Alisik ile evlenmistir, odada bekler onu, zannerder ki Doktor onunla gercekten evlenmistir, kaderine razi. Sadri Alisik girer buna kizar, Feride aglar, ben aglarim.
YanıtlaSilNe güzel yazmışsın Ayda ve yorum bırakanlar da ne hoş şeyler yazmışlar.. Ben de aynı duygularla Çalıkuşu'na hayran olanlardanım. İlk önce Aydan Şenerli dizisini izlemiştim daha 10- 11 yaşlarında. O zamanlar yaşıtım olan kuzenimle anneannemlerde biraraya geldiğimiz zaman, büyükler alt katta otururken biz ikimiz yukarıda "çalıkuşuculuk" oynardık :) Anneannemin penceresine iple bağlanmış beyaz bordo küçük tül perdesini çıkarır başımıza takardık. Ben "çalıkuşu" olurdum, kuzenim de "müjgan abla" :) Kuzenim "Aa! sen de aynı Çalıkuşu gibi dudağının kenarını ısırıyorsun, aynı ona benziyorsun" dediğinde ne kadar sevinmiştim :) Annemler çağırdığında perdeleri merdeleri çaktırmadan yerli yerine koyardık tekrar...Ne güzel günlerdi.. Kitabını yıllar sonra sanırım lisedeyken kütüphaneden alıp okumuş ve çok beğenmiştim. Hatta laf aramızda biraz fazlaca içselleştirmiş ve çok iyi anlaştığım teyzemin oğluna karşı bir süreliğine bazı karmaşık duygular geliştirmiş de olabilirim :b Ben de ara ara internetten hala izler izler ağlarım. Hele o müzikleri duyunca içim erimeye başlar zaten..Ama neden bende kitabı yok ki diye pek bi hayıflandım şimdi. Kızım da okuyacak yaşa geldi artık. Hemen bir tane edinmeli.. Demek ki Çalıkuşu bizim dönemimizdeki pekçok kişi için çok özelmiş, çok sevindim... O eski güzel günleri hatırlattın, sağolasın, günün güzel geçsin..
YanıtlaSilBaşta siz sonra da diğer yorum bırakan arkadaşlar, ne de güzel duygularınızı ifade etmişsiniz.. Ben de yazıyı okuyunca dayanamadım, kesinlikle bi başyapıt. Ben de ortaokuldaydım, salıncak sahnesi dün gibi hafızamda.. Pazar günü, banyolar yapılmış, sobalı odada pencere kenarında oturmuş, tüm kalabalıktan uzak bi çalıkuşu bi ben.. Kalbim yerinden fırlıcaktı sanki..
YanıtlaSilBenim de en merak ettiğim şey gerçekten bir erkekten bir kadının duygularını bu denli yansıtacak bir eser nasıl ortaya çıkar.. Gerçek sanatçı olmak böyle bir şey olsa gerek..
yaaaaa:( bu yazıyıda kaçırmışım...
YanıtlaSilYazıyı görünce canım istedi o gece basladım üç gecede okuyup bitirdim. Malum bebekten gündüz okuyamıyorum geceleri de uykusuz kaldım ama değdi, tadı hala damağında
YanıtlaSilBu yorumları okuyabilse ne kadar mutlu olurdu acaba Reşat Nuri?
YanıtlaSilÇalıkuşu bir çok kişi gibi beni de derinden etkileyen eserlerden biri, çocukluğumun, gençliğimin güzelliği... O müziği hele senin de yazdığın gibi hala duysam tüylerim ürperir ve diziyi Aydan Şener'in o harika çalıkuşu halini hatırlarım özellikle de çu sahneyi hiç unutamam hişt...hişt...şşşş...küçük hanım, küçük hanım, küçükha...;))
YanıtlaSilDiline sağlık, çok güzeldi tekrar hatırlamak...
çalıkuşunu bir çok insan aynı duygularla okumuş ne kadar güzel. ben çok yeni henüz geçtiğimiz yaz okuyabildim. reşat nuriye hayran oldum.
YanıtlaSildiziyi de izliyorum ama çalıkuşu kitabından bağımsız düşünerek. başlarda eleştire eleştire helak oldum dedim yok böyle olmayacak ya izleme ya da kitaptan bir şey bekeleme.
en büyük korkum insanların diziden sonra kitabı okumamaları.
kitap bambaşka, dizi çok başka...
Yazınızı okurken tebessümlerle okudum, içim ısındı. Ben de Lise 1'deyken Çalıkuşu'nu 1967 basımlı bir kitaptan okudum. Türkan Şoray'ın rol aldığı Çalıkuşu filmini, Aydan Şener'in canlandırdığı Çalıkuşu dizisini defalarca izledim. Artık replikleri ezbere söyler olmuştum. Pek çok kez ağlamışlığım da vardı izlerken. Şimdi merak edip kitaplığımdaki tarihi eser görünümündeki Çalıkuşu kitabının 479. sayfasına bakmak için elime aldım ama 367 sayfalık olduğunu gördüm :) Yeni dizinin ilk 3 bölümünü izleyebildim. Sonrasında sizin de dediğiniz gibi Çalıkuşu tadı almamakla birlikte fazlasıyla bağrış çağırış beni rahatsız etti ve devam edemedim.
YanıtlaSilSöylemekte biraz zorlanıyorum ama bu zamana kadar Çalıkuşu'nu ne okudum ne de izledim, aslında konusunu da çok bilmiyorum. Hüzünlü geliyor bana ismi ve kitaplarla çok bütünleştiğim için çekiniyorum okumaya çok üzülürüm diye. Okuduğum hüzünlü kitapların sonunda kendimi toparlamam çok kolay olmuyor. Ama tek ben değilmişim demek kitapla bütünleşip depresyona giren diyorum şimdi yazınızı ve yorumları okuyunca :) Bu eksikliğimi tamamlamak için kendime bir şans vereceğim ve okuyacağım kitabı.
YanıtlaSilruhum ordan oraya savruldu. Ne güzeldi saflık, ne güzeldi gizlilik ve kavuşmak umudu. Darmadağın oldum. Çok teşekkürler, eskiyi hatırlattığın için.
YanıtlaSilkitabı okurken içimde hissetiklerime yakın cümleleri öyle güzel kurmuşsunuz ki okurken ağzım açıkta kaldı. ortak duygular bu kadar mı olur !! bende aynen sizinki gibi çevire çevire okumuşumdur ve trt'nin çektiği aydan şener'in oynadığı o muhteşem diziyi belki yüz kez annemle izlemişimdir. Her seferinde "Annen mi yavrum?" sorusu karşısında çaresiz kalıp gözyaşlarına boğulmamızda cabası :) Hala en sevdiğim romandır, çok severim yani o denli.. Sevgiler
YanıtlaSil