Renkleri seviyorum,
şeftaliyi, inciri, zeytin yağlı pırasayı
ya da ne bileyim yüzmeyi, yürümeyi, film izlemeyi sevdiğim gibi…
Etrafımdaki renklerin enerjisi anında ruh halimi etkiliyor benim. Ne olduğunun
önemi yok sadece renk önemli.
Mesela şu
fotoğraflarda gördüğünüz birbiri ile alakası olmayan ıvır zıvırla oynamak
hoşuma gidiyor, mutlu ediyor beni…
Bazen bir renk öne
çıkıyor, bu yılın modası şu renk diyorlar… İlk başlarda o renge karşı pek de
bir hissin yokken, göre göre gözün onu arar oluyor, bir yastığın ucunda,
kalemin tepesinde, bardağın deseninde o rengi gördüğünde hoşuna gidiyor, almak,
sahip olmak istiyorsun, aslında senin aldığın bardak falan değil, renk…
Hep diyorum ya çok
fazla fotoğrafa bakıyorum diye (gerçi şu sıralar çalışmaktan evin yolunu zor
buluyorum ya neyse), fotoğraflar arasında gezinirken bazen çok basit bir
fotoğraf beni benden alıveriyor, bu bir mandal bile oluyor bazen. O zaman
gözlerimi şöyle şaşı gibi yapıyorum, nesne bulanıklaşıyor, sadece renk olarak
görüyorum onu, işte diyorum esas bu hoşuma giden; renkler ve kompozisyon… (Anlatım biraz saçma oldu, bu ne anlatıyor
falan diyebilirsiniz yani kabulümdür)
Sonra dikkatimi çeken
bir şey daha var. Herkes pastel renkleri görünce hafiften gevşiyor, yumuşuyor,
mutlu oluyor, ama sıra onları kullanmaya gelince ürkek davranıyor, yani çoğumuz…
Sanki utanıyoruz pembe bir şey giymeye,
mavi bir buzdolabı, sarı bir sandalye almaya… Ağır ablayız ya milletçe…
İşte bu noktada
kültürler işin içine giriyor… Kültürlerin oluşmasında da en büyük etken iklim
(yani yine bence) insanlar yaşadıkları yerin iklim koşullarına göre hayata
tutunuyorlar. Mesela kuzey ülkeleri bize göre daha fazla kullanıyor beyazı, açık
uçuk ve canlı renkleri.. Hem giysilerinde hem evlerinde… Bunun ilk nedeni
havanın çoğunlukla kapalı olması, kışın uzun sürmesi… erkenden hava kararıyor,
sabahları da pek güneş yüzü gördükleri yok gariplerin, eee kendi dünyalarını
renklendiriyorlar bu sefer. Evleri cıvıl cıvıl…
Güneye indikçe
renkler koyulaşıyor, İspanya, Brezilya, Güney Afrika, Biz … sonra Arap
ülkeleri… Düşünün burada yaşayan insanları ve evlerini, kullanılan renkler,
siyah, kırmızı, yeşil, kahve taş çatlasın krem.. Bizim soft rengimiz krem yani.
Şimdi camdan dışarıya
bakıyorum, yolun ortasındaki yeşilliğe çiçek ekmişler, çiçek ne güzel bir
şey bakınca mutlu olmam gerek değil mi,
ama gelin görün ki çiçek topluluğu, koyu kırmızı renkte ateş çiçekleri, yanında
portakal rengi ve limon sarısı kasımpatılardan oluşuyor. Normalde bu renklerin
bazı tonları bir arada güzel durabilir ama bu tonlar tam bir facia, yok
bakıyorum ve beni mutlu etmiyor bu çiçekler… Neymiş, isterse çalı çırpı olsun
eğer renkleri ruhumu okşuyorsa, içimden devamlı ona bakmaklıyım hissi geçiyorsa
tamamdır.
Amaaaa… Bundan birkaç
yıl, hatta birkaç ay sonra bir anda sevebilirim o kombindeki renkleri…
Fotoğraflara bakarken karşıma sık çıkmaya başlarsa, hoş kompozisyonlarda,
değişik objelerle, farklı mekanlarda göre göre gözüme hoş görünmeye
başlayıverir… ( işte burada da görsel reklamın ne kadar önemli olduğu konusu
giriyor işin içine, bir ürününüz varsa onu satmanızın en iyi yolu, mümkün
olduğunca çok ürününüze ait hoş fotoğrafların etrafta dolanması ve insanlarla
buluşması… Öyle vitrin yaptım, dükkan açtım, hani müşteri olayı bitti bitiyor
bence)
İşlerden
sıkıldım bir nefes alayım diye yazmaya başladım ama başı sonu belli olmayan
karman çorman birşeyler çıktı ortaya.. Öyle koptum yazıyorum ben…
Geçenlerde, aslında
epey oluyor, Bebek’te yürüyordum hızlı hızlı, bir takanın içinde küçük bir bez
parçası gördüm, yürüdüm geçtim, sonra o bez parçası gözümün önünde canlandı,
aaa nasılda hoş renkler aslında, tam da retro tarz falan diye düşünmeye başladım,
sevdim yani o pis kumaş parçasını. Sonra o kumaş parçasının renginden,
deseninden yola çıkarak aman bir hayaller, bir düşünmeler, bir konudan konuya
atlamalar… Yol nasıl bitti anlamadım. Bak yolumu renklendirdi o kumaş…
Yani bence ne
alırsanız alın, ne yaparsanız yapın, rengi için olsun… olsun diye olmasın yani: )
You know,as I said
all the time, I love the colors. Like to love fruit, walking, swiming or
watching movie... It is very important for my life. My mood is affected by the
surrounding colors...
Playing with the
colors make me happy, relax and peaceful...
Yes this post is
about colors... I have written my thoughts and memories on the subject but it
is difficult to translate all words to English for me, in these days I'm very
busy at the office and I could find this little break, I'm sorry…
Öyle güzel bir yazı oldu ki, ben mesela bayıldım.
YanıtlaSilVe hiçte "bu ne anlatıyor" falan demedim çünkü tam beni anlatıyordun tam benim içimi. Renklere bakışımı. Her satırı gülümseyerek "yaaa evet bendeee" diyerek okudum.
Bir kere daha bu renklerin insana verdiği enerji hakkında yazışmıştık ve sen çok güzel yazıya döküyorsun içindekileri bu konuda.
Hiç künye takmayı sevmem, takmam ki. Dün çarşı-pazar dolaşırken bir künye gördüm, ama rengini anlatsam anlatamam öyle değişik öyle güzel bir renkti ki. Buz mavisi-pudra pembesi-ekru hepsi var içinde ama sanki tek bir renk. Çarpıldım deliye döndüm görür görmez. Ne ara aldım ne ara koluma taktım hatırlamıyorum bile, ablam; "sen bunu niye aldın, sen künye takmazsın ki." diyor. "Yooo takarım, ben künye takarım bir kere" :))
Hayatın renkler içinde geçsin inşallah, içindeki renkler hiç solmasın ki dışarıda ki renkleri hep görebilesin.. :)
Esas seninkisi ne güzel bir yorum olmuş böyle, post okur gibi oldum, bayıldım:)
SilBu arada künye fikri bana da çok uzakken bak okudukça kafamda acabalar belirmeye başladı.. Farklı bir gözle bakınca dünya değişiveriyor...
Tabi şu künye olayıyla ilgili bir anın da yok değil.. Eskiden altın künye modaydı, bana aldılar, bir sene sonra da kız kardeşime almaya gittik, ayy buna benimkinden daha gösterişlisini almasınlar mı??? nasıl bozuldum, nasıl kıskandım anlatamam. Onları kuyumcuda bırakıp önden önden yürümeye başladım, surat düşmüş bir vaziyette. Ben de yalan yok ben bu hayatta bir tek Fundayı kıskandım delicesine arkadaş:))
Bunuda habire anlatırlar, amma kıskanmıştın kardeşini falan gibilerinden... Bu da birşey mi diyorum ben de, 2 kez öldürme girişimim olmuş, künyeye bozuk atmam ne ki:)) Kağıtta, okeyde yenildim mi mızıkçılık çıkarırım, hile yaparım, Funda'nın saçlarına bakıp bakıp gülerim:)
Ayyy nereden nereye geldim ben yine...
Haftasonun harika geçsin emi.
Aaa inanamıyoruuummm :) Benim bir büyük Ablamla yakınlığın olabilir mi senin? Yok-yok kesin bir tanışıklığın olmalı. Çünkü ben resmen Ablamı okumuş gibi oldum da şuan. Kardeşini benden iyi anlayabilen olamaz kesinlikle :)
SilHem bizi kıskanır-sataşır-dalga geçersiniz hemde bizden ayrı 5 dakika kalamazsınız değil mi? Aaah ahhh biz kardeşler neler çekiyoruz siz Ablalarımızdan :)
Sevgili cafe nohut, renklere bakışımız hayata bakışımızdır...
YanıtlaSilDoğru gerçekten...
SilYazdıklarını okumaya bayılıyorum hem de çok özlemişim bence bir kitap yazmalısın hiç düşünmüş müydün ??? Su gibi , dupduru :) son iki yıla kadar pembeye burun kıvaran ben cüzdandan ayakkabıya yeni ne aldıysam pembeye gidiyor elim , huyum değişti :))))
YanıtlaSilYooo hiç düşünmedim, düşük cümle kurarım, hep yanlış yazarım, yanlış yazmakla kalmam bir de yanlış konuşurum, deyimleri bir türlü doğru dürüs söyleyemem:)
SilBu yukarıda saydıklarımdan dolayı hiiiç yeltenmedim, aklıma bile getirmedim böyle birşeyi... Ama bak Funda deli kitap okur, edebiyatı iyidir, deyimler, atasözleri ondan sorulur... Ben yazarım o da editörlüğünü yaparsa olur bu iş. Bir tek sorun kaldı o da konu???
Sen konuyu bul ben yazayım Yesemin'im:)
Huy değişsin diye var bir de söyliyeyim, değişmeyeni makbul değil:))
"sevdim yani o pis kumaş parçasını. Sonra o kumaş parçasının renginden, deseninden yola çıkarak aman bir hayaller, bir düşünmeler, bir konudan konuya atlamalar…" seviyorum seni ya hu:)
YanıtlaSil:)) biz seninle aynı mahallede falan otursak resmen aforizmalardan kitap çıkarırız:)
SilBen de seni gülüm:))
Harika bir yazı olmuş ve ben de ilk yorumdaki gibi "aaa aynı beenn aaa bence de bence de " diyerek okudum bütün yazıyı... Ben bu kadar güzel ifade edemiyorum ama renklere karşı hissettiklerimi mutluluğumu, süpersiniz:)
YanıtlaSil:) Teşekkür ederim Duygucuğum, hislerimi yansıtabilmişim ya çok sevindim..
SilHi dear Ayda! I love so much this combo color!!
YanıtlaSilMint, aqua are some of my favorite... Your pics speak for you! :)
Hugs,
Silvia
You are so sweet:) Thank you dear...
SilLoves...
Ne güzel anlatmışsın. Bittiğine üzüldüm. Fotoğraflara bakarken gördüklerin gözlerinin değil bilincinin görüşü. Çünkü sen yetkinleşiyorsun. Yetenek üzerinde çalışıldıkça yetkinliğe dönüşür. Seni takip ediyorum uzun zamandır ve hep doğallığını, yeteneğini, çalışkanlığını ve daha pek çoklarını her yazında, her resminde farkediyorum. Renkler konusunda bende bir post yazmıştım. Yazarken de kendim de bilgileniyorum o nedenle post yazmayı çok seviyorum. Bu esnada renklerin insanın doğasıyla ne kadar ilgili olduğunu anlamıştım. Yeterki bakmasını daha doğrusu nereden bakacağımıza doğru karar verebilelim. Örneğin ben bahar aylarında güneşin doğmasını beklerim. Güneş ilk doğduğunda evimin bir köşesinde güneş ışıklarının geldiği noktada kanepeye yatıp yüzümü o ışıklara veririm. Gözlerimi kapatınca nefis bir turuncu renk güneşin ılık sıcaklığıyla yüzüme vurur. Bu henüz anlatmak için kelimelerini bulamadığım bir mutluluk yayar içime. O nedenle o kanepenin yerini kimseye değiştirtmiyorum. Her neyse bu yorum bir post yazısı olmaya doğru gidiyor.Kessem iyi olacak Renkli bir hafta sonu tatili diliyorm.Ama yorulmak sana bu postu yazdırıyorsa yorul derim.
YanıtlaSilBen de senin yazdıkların hiç bitmesin istedim, ne güzel anlatmışsın, farkındalığımı arttırdın... Şu yetenek ve yetkinlik konusunu biraz araştırsam iyi olacak..
SilŞimdi bloğunu didikleyip o yazdığın postu da bulacağım ilk fırsatta.
Çook teşekkürler...
Renk kombinleri konusunda size katılıyorum. Evet, er nerede olursa olsun renkler birbirini tamamlamalı. Ne bileyim, birbirini okşamalı ya da tatlı tatlı flört etmeli. Örneğin bahçe konusuna meraklı olduğum için çok araştırırım; bir yabancı dergide bahçedeki bitkiler için renk kartelası vermişler. ''Aaaa bu kadarı da abartı'' desem de doğru aslında. Siz de yazmışsınız ya,çiçeklerde bile bazı renkler yan yana olmuyor. Gerçi bizim bahçe tam bir karmaşa:)) Bu yorum böyle uzar gider ve fazlası yer işgali olur. Güzel yazınız için teşekkürler.
YanıtlaSil:) Hiç de yer falan işgal etmez, ben zaman bulamıyorum herkese yorum bırakmaya, o kadar kısa sürelerde, iş aralarında bakıyorum ki bloglara, okuyup geçmek zorunda kalıyorum çoğunlukla maalesef:(
SilBu arada bahçeler için renk kartelası mantığı gerçekten harikaymış.
fotoğraflar ve malzemelerin renkleri de benim günümü aydınlattı. sağol :))
YanıtlaSil:) Ne mutlu bana o zaman.
Silmakastan benimde var
YanıtlaSilrenkler zaten dünyanın anlamı bana göre.. ve renk renk renk diyorum!
Dur ben de bir kez daha diyeyim RENK..:)
Sil:) hos hem de cok hos...
YanıtlaSil:) Teşekkürrrrrrrrrrr
SilRenklerle ilgili çok güzel ve bir çok şeyi düşündüren bir yazı olmuş. Bilinç akışıyla yazmasan bize de hissettiremezdin bu anlatmak istediklerini inan...
YanıtlaSil:) Hissettirebildiysem ne mutlu...
SilAyda beni anlatmışsın resmen renk konusunda çok ürkek biriyim ben severim renkli giyinenleri ama kendime gelince herkes bana bakıyor gibi gelir.
YanıtlaSilBir şeyi beğenirim ama hep siyahını alırım.
İşte böyle rengarenk olsun her günün
Beautiful colours and patternss, you take the most beautful pictures! Greetings from Norway:-)
YanıtlaSilbugün renklerle başlamıştı, maviliklere giderken durduğum benzin istasyonunda bir içeceği sadece kutusunun renginden dolayı aldım ve aklıma hemen yazınız geldi:)
YanıtlaSilhttp://www.urbanfood.co/urun/arizona-ginseng-bal-aromali-yesil-cay/
Ben gibisin...... çok hoşuma gidiyor ben gi bi gören gözler...
YanıtlaSilrenkleri seviyorum..
buzdolabını boyamak istedim eşim izin vermedi :) hedefim mini fırını boyamak :)
fayanslara renkli stickerlar yapıştırırım.. renkleri çok sveiyorum içim rengarenk
http://loveandsmile.wordpress.com/
Merhaba, yazını ve sonrasındaki yorumları zevkle okudum.Benim gibi renk aşığı bi dolu insan varmış,mutlu oldum.Geçenlerde eşimle birlikte bir marketten alışveriş yapıyoruz. Tam bir rafın önünden geçerken mor kapaklı tek bir tane kavanoz gözüme ilişti.Alsam mı, alırsam ne koyarım ben bunun içine derken bi baktım saniyeler içinde,ben uçtuum gittim..rengarenk reçeller yapıyorum evde.Bir de tek bırakmıyorum bu kavanozu,birkaç tane daha bulup alıyorum aynısından..
YanıtlaSilRenk renk diziyorum buzdolabı rafına..O akşam da eve geç geldik,mutfağa bıraktım kavanozu.İş güç derken yıkama fırsatım olmadı.Ama aklım mutfakta bir fırsat bulsam hemen yıkayıp kurutacağım.Yemek hazırla,oğluşla oyna,yemek yedir,uyut derken vakit geçti.Ve bende uyuyakalmışım.Sahurdan sonra ilk iş kavanozu yıkadım ama o da ne, o renkli kapağın boyası akmasın mı? Ama rengi çok güzeldi yaaa :( eee şimdi buna reçel koyamam ben, ama renkli ya illaki koyacak başka birşey bulurum ;)) Bende böyleyim işte..
Cok guzel yazmissin sanki beni anlattin:) ben de bir kumas parcasi veya desenli bantlar ,peceteler gordugumde kendimden geciyorum resmen senin gibi hayal kurmaya basliyorum ama biraz da beceri lazim tabi benimkiler anca hayalde kaliyor:)
YanıtlaSil