En sevimsiz saatler.... Pazar akşamı, yarın iş var ve üstelik uzun bir tatillin son günü... Buralardan epey bir uzak kaldım, böyle ara girince bir türlü ilk başlangıcı yapamıyorum, içime kapanıyorum, nereden başlayacağımı bilemiyorum, ne yapıyordum, ne yazıyordum, ee ne diyorduk unutuyorum...
Biraz önce oturdum bilgisayarın başına, artık tatil bitti, dön işinin başına der gibi... Bu blog olayının iş gibi olmasından çok korkuyorum, zorunluluk gibi hissettiğim anda kaçarım çünkü... Biliyorum yarına yine girivereceğim konunun içine, ağzım bir karış açık gezeceğim bloglar aleminde... Etrafıma bakarken herşeyi fotoğraf karesi olarak göreceğim... Bu geçici bir çarpıntı yani...
İşte bloğumla aramdaki soğukluğu kırmak adına bilgisayarı açar açmaz ilk gözüme çarpan fotoğrafları yayınlamak istedim.
Bu fotoğrafları geçen gidişimde çekmiştim Altınoluk'taki bahçemizde. Orayı bırakıp gelmek her defasında daha zor oluyor, hele de artık sonbaharın ilk günlerini yaşadığımızı düşününce. Hava ne kadar sıcak olursa olsun Eylül ayına girer girmemez sonbaharı hissetmeye başlıyorum. İçin için kışı da özlemedim değil ama yazın ne kadar kısa, kışın ise ne kadar uzun sürdüğünü düşününce istemiyorum soğuk havaları...
Bayram çok güzel geçti, amcam, halam sonra ablamlar (halamın kızına abla diyoruz biz, gerçek ablam olsa herhalde bundan fazla sevmezdim. ) hep beraberdik. Habire muhabbet ettik, güldük, şimdi yanımızda olmayanları andık, birazcık ağladık, onları özledik...
Sonraaaa acayip yedik... Ailecek kilo aldık kesin. Gerçi annemle babam orada epey kilo almışlar. Babama; sen by-pass oldun, biraz dikkat etmen gerek, bak kış da geliyor nasıl vereceksin bakalım bu kiloları dedim...
Babam da elma yiyorum ben kışın diyor, ne alakaysa... eee yazın da karpuz yiyordun ama işe yaramamış..
Babamın şöyle bir tezi var, karpuz ve elma zayıflatıyormuş, ama yemeklerden sonra yarım karpuz yiyince olmuyor tabi bu.
Yine daldan dala kondum...
Kısacası ben döndüm buradayım, şimdi yarın için bir iki fotoğraf seçmem gerek, öpüyorum hepinizi...
Finally, I am here... Vacation is finished. Difficult to start again to work tomorrow. I know that I will get used to everything again very soon.
When I gave it a break like this , I do not know where can I begin...
Because of this I wanted to share with you some photos from our garden in Altinoluk...
Now I will choose some photos for my tomorrow post.
See you tomorrow:)
Hoşgeldin, safalar getirdin Nohut'um.. bana bak sakın kaçma.. görevse görev, yapacak birşey yok gayri.. Yok öyle Teoman gibi ortada bırakmak:)
YanıtlaSilYok artık, arka fonda Teoman söylüyordu mırıl mırıl:)) İçin için onu kıskanırken senden ultimaton geldi.
YanıtlaSilTamamdır, görevse görev...
boyle etraf sessizlesince benimde blogumla arama bir uzaklik giriyor sanki. Iste o yuzden yazsam dediklerimi de yazasim gelmiyor. Blogu sadece istedigim icin istedigim kadar yazacagim demistim. ama yazmaktan vazgecmekten de bir korkuyorum ki nohut sorma. Cok ozlerim buralari. Cok ozluyorum okumayi sevdiklerimin yazisiz kalan bloglarini. Seni de ozledik. Hosgeldin! Iyi ki geldin! Ayrica kisin ben de elma yiyecegim o zaman :)
YanıtlaSilHoşgeldinle karşılayalımda soğuma buralardan:) Hoşgeldin Nohut:)
YanıtlaSilGülçin; Sakın sen de babam gibi yemekten sonra 1 kilo yiywyim deme ama:)
YanıtlaSilNalan; Hoşbulduk hoşbulduk... Hafiften bir ısınma sezdim bu arada:)
hoşgeldin canımm !
YanıtlaSilHooooşgeldinnn :))
YanıtlaSilTatlı aile sohbetini bırakıp işe dönmek çok zor geliyor bana da...
YanıtlaSilHoşgeldik hepimiz bloglarımıza :)
Hakikaten insan nasılda yabancılaşıveriyor birden yorum yazarken bile çekindim sanki..Hoşgeldin..yeni resimleri,yeni maceraları merakla bekliyorum:)Sevgiler..
YanıtlaSilHoşgeldin canım ! Şimdi sen güzel fotoğrafların ve tatlı dilinle içimizi açarsın :)
YanıtlaSilkeşke babanla tezimiz tutsa. nolurdu sanki?
YanıtlaSilBloğun bunca kişiye nefes aldırırken çekip gitmek olmaz be nohutum.