Bu sıralar yeni
takıntım bu. Tam benlik bir iş, içinde kağıt var, ölçme-biçme var, kumaş var,
detay var… Hem benim gibi çabuk sıkılanlar için de çok güzel bir uğraş, habire
farklı desenlerdeki kumaşlarla haşır neşir oluyorum, onun yanına bunu, bunun
yanına şunu derken puzzle gibi tamamlıyorum parçaları.
Evet biraz
uğraştırıcı bir iş, evet milimetrik çalışmak gerekiyor ama ben seviyorum böyle
işleri.
Geçenlerde düşündüm
de ben zaten nerede olmadık iş, pis iş var onu seviyorum.
Çöp atmak, çöp
kutularını temizlemek, tıkanmış lavaboları açmak, dolaba kaldırılacak şeyleri streç
filmle sarmak, çekmece içlerini
toparlamak… Bunları neden sevdiğimi ya da yaptığımı da düşündüm; ben yaparım
yaa, ne olacak, maksat birileri boş ve tertemiz çöp kutusunu görünce sevinsin…
Böyle de düşünceliyim yani: )
Sabırsızım derim ama
başladığım bir işi de kolay kolay yarım bırakmam, ağlaya ağlaya da olsa
bitiririm, bitince de unuturum çektiklerimi. İnadım sabrımı yener yani… Çoğu
işi de ayıp olmasın diye yaparım.
Babam yüzünden belki
de böyleyim, “bir işe başlamak onu yarıya yarıya bitirmektir” lafını çok duydum
ondan, ödevlerimi hep son güne bırakırdım sonra ağlamaya başlardım, babam hemen
“yaa tamam sonunu düşünme, sen bir başlığı at gerisi gelir” derdi, gelirdi de…
Önemli olan ilk adım yani.
Annemin de babamdan
kalır bir yanı yok aslında. Mesela ararım annemi, yaptığım bir şeyi anlatırım
hevesle; şöyle şöyle yaptım, kestim, sonra diktim, ayy çok sevdim, çok güzel
oldu derim; Onun cevabı ise; “ee yapınca olur tabii, olmaz mı” … Hevesin kursağında
kalır, bir şey başardım duygusunu yaşayamazsın, ne yani çok mu kolay, herkes mi
yapabilir?? Küçükken içerlerdim bu duruma, annem de beni hiç takdir etmiyor
derdim, o yüzden herhalde bir işte başarılı bile olsam hiç gözümde büyütemedim,
hiç havalara giremedim.
Sonradan düşündüm bu
kelimenin üstüne; “ yapınca olur” … Evet
bu konu üstüne çok çok uzun yazabilirim ama kısaca olay şu; YAPMAYI SEÇMEK…
Yabancı bloglarda
görüyoruz, çok basit figürler, desenler yapıyorlar, iki zig zag bir çizgi
falan, bakıyorum ee ben de yapabilirim diyorum, ne var ki bunda… ama yapıyor
muyum yoooo… İşte aramızdaki fark diyorum sonra, bu kadın es geçmemiş, basit
diye küçümsememiş, oturmuş yapmış… Zamanını
vermiş, emeğini vermiş, düşünmüş, tasarlamış, renk seçmiş, sonuçta belki yine
kalp çizmiş: ) Ama çizmiş… İlla mucize yaratmak ya da hiç kimsenin yapmadığını
yapmak değil ki önemli olan… sadece yapmak…
Bir çok kişi bana bu
konuda kızıyor, ama ben inatla diyorum ki; yapamıyorum diye bir şey, bilmiyorum
diye bir şey yok, hele ki bu devirde… Sadece tercih etmiyorsun ya da gerçekten
istemiyorsun… ki bu da bir seçenek, herkes gördüğü herşeyi yapacak diye bir şey
yok ki… Herkesin önemlisi birbirinden farklıdır neticede… Kimi harika sofralar
kurmayı tercih ederken diğeri onunla zaman kaybedeceğime 10 sayfa fazla kitap
okurum diyebilir… Kim neyle mutluysa onu yapsın zaten…
Haa şöyle de diyenler
çok; benim elim yatkın değil, hiç kimsenin eli ilk yaptığı işte süper olamaz ki,
zaten olması da imkansız… Herşey zaman ve yılmadan denemekle ilgili… Kimi 2. denemesinde
kimi 10. denemesinde yakalar istediğini, tekrar tecrübeyi getirir yani.
Daha önce yazmıştım
ama; Bundan yaklaşık 3 yıl önce annemler bizdeyken, internette bir peçete
kenarı süsleme gördüm, hadi bunu yapalım dedim, Funda, ben, annem oturduk,
elimizde iğne iplik, dikmeye başladık, ay annem bana nasıl sinirlendi, nasıl
kızdı, o nasıl iğne tutmak diye, (hala da tutuşumu beğenmiyor ya neyse, şöyle
serçe parmak hafif havalanacakmış) aklına geldikçe söylendi, yattığı yerden
konuştu, Funda da kıs kıs güldü… Neticede
onlar belki iğneyi çok güzel tutuyorlar ama bir sürü mama önlüğü diken benim: )
Yıllar önce bir
arkadaşım anlatmıştı, yanlış hatırlamıyorsam bunlar iki arkadaş ya lisedeyken
ya da üniversitedeyken bir yere gitmişler (neresi olduğunu hatırlamıyorum) her
yer baştan aşağı kitap dolu, yer gök kitap… Arkadaşı arkadaşıma demiş ki; bu
odadaki kitapların hepsini okumak isterdim…
O gün okumaya başlasa
belki şimdi o oda kadar olmasa da epey bir kitap okumuş olacaktı demişti
arkadaşım bana. Belki çok basit bir hikaye ama nedense hiç unutmadım ben bunu.
Nereden nereye geldim…
Haa bir de şu var; herşeyin bir zamanı… Bu konuyu da başka bir darlandığım
zamana saklayayım…
Not: Bu yaptığım iş “english
paper piecing” diye geçiyor, googleda ararsanız yığınla bilgi ve nasıl
yapıldığına dair görsellere ulaşabilirsiniz. Eğer bir haftasonu fırsatım olursa
ben de adım adım yapım aşamalarını fotoğraflar sizinle paylaşırım.
Mesela harika bir resimli
tarif için buraya kesin bakın...
02/10/13 İlave ;
Gelen yorumlardan
sonra yazdıklarımı şöyle bir okudum da sanki anneme haksızlık ediyormuşum gibi
hissettim; Aslında hepimiz belki annelerimizin bir ya da iki adım önündeyiz ama
özümüzde onlarız. Ben eğer inatcıysam, yaptığım işler düzgün olsun diye kendimi
yiyorsam bunun tek sebebi annemdir. Annemin düzensizliğe, dağınıklığa, uydurma
işe, yapmış olmak için yapmaya tahammülü yoktur. Evet belki aklım ermezken içerliyordum
annemin o lafına ama büyüyünce anladım aslında beni takdir ettiğini. Yapmayı
seçtiğim için benimle gurur duyduğunu.
İğneyi düzgün tutma
olayına gelince; işte onu hiiiç takmıyorumJ
Zaten bizimkiler bana ne zaman kızsa, ne zaman birileri benimle dalga geçse
eğlenirim ben… Çünkü hedefe kitlendim mi gerisinin teferruat olduğunu
biliyorum, neyi neden yaptığımı ya da yapmadığımı biliyorum… yani kim ne demiş, kim ne düşünüyor pek
takılmam, benim derdim hep kendimle, kendime hırslanırım ben. İstesem, amacım
iğne tutmak olsa onun da hakkını veririm biliyorum ama bırak dalga geçsinler
diye ses etmiyorum : )
Çok kendinden emin
yazdım ama artık o kadar da olsun bu yaşta diye silmiyorum: )
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
My recently passion
is this " english paper piecing". Full accordance with my
personality, I love paper, colorful fabrics, measuring, cutting and detail...
This is my second
trial, Firstly, I made a hexagon piecing pillow. I think it is an addictive...
You can find many
tutorials, if you search on google as "english paper piecing".
I also talked about
the fine line between making and deciding to do. I think, the most important
thing is "decision". If you decide to do something it is already
done.