Kaş'la Aşk - 1





Kaş’a ilk gittiğinizde ya oraya aşık olur; yaz, deniz, tatil, huzur diyince aklınıza başka bir yer gelmez ya da bir daha ayak basmazsınız.

Kaş’a bir kere vuruldun mu artık geri dönüşü yok, en küçük fırsatta oraya tekrar gitmek için planlar yaparsın, en sıkıldığın anlarda orada olduğunu hayal edip rahatlarsın, ne kadar sıkılsan, ne kadar kötü bir tatil geçirsen de yine bir sonraki gidişini planlarsın Kaş’a..


Kaş’ı düşündüğüm ilk anda gözümün önüne tek bir mazara gelir benim.
Yıllar yıllar önceydi. Sabaha karşı saat 5 falan.. otel odasının camından Meis’e doğru bakıyorum, gözümden uyku akıyor ama karşımdaki güzelliği bırakıp gidemiyorum yatağa. Her yer o kadar sessiz ki çıt çıkmıyor, denizde en ufak bir kıpırtı yok, tam karşımda dolunay… Hava ılık vanilyalı puding kıvamında, yumuşacık, mis gibi...
Kalbim nasıl hop etti anlatamam. Yok dedim şu anda dünyada bu güzelliği yaşayan benden başka kimse yok buna eminim. Nasıl sahiplendim Kaş’ı, nasıl içime çektim o anı, nasıl bir huzurdu…  Hala gözümü kapatıp da Kaş’ı düşününce yaşadığım bu inanılmaz duygu.


Kaş’a ilk gidişim; yıl 1997… 
Şu anda Londra’da yaşayan arkadaşım sayesinde keşfettik biz orayı. Hayatımın en güzel tatillerinden birini ve elle tutulur bir çok anımı yaşadım sayesinde. 3 kişiydik, kağıt üzerinde küçük bir haritası vardı elimizde arkadaşımın çizdiği. O kadar güzel anlatmıştı ki, öyle güzel çizmişti ki, oraya ilk indiğimiz anda sanki yıllardır geliyormuşuz hissine kapılmıştık.

O yıldan sonra da hemen hemen her yıl gittim Kaş’a, gidemediğim yıllar oldu ama yılda 2-3 kez gittiğim de oldu.


Elle tutulur pek bir yanı yok gibi gelebilir bazılarına;
Eğer kumsal seviyorsan yandın, Kaş’da kumsal yok, kayalıkların üstünde güneşleniyor, merdivenle denize iniyorsun ve deniz buz.
Kum da yok haliyle.
5 hatta 4 yıldızlı otel bile bulamazsın. Lüks istiyorum dersen hiç Kaş’a gideceğim deme.


Tatil köyü mantığı asla işlemez orada. Sadece sabah kahvaltısı edersin otelde (tabiki akşam da otelde  yeme şansın var ama biz pek tasvip etmiyoruz). Kalvaltıda tatsız tuzsuz bir peynir, en ucuzundan kırık zeytin, pakette reçel, tereyağ, bal sonra yumurta (soğuk) domates ve salatalık… Tabiki istisna oteller de var ama geneli budur.


Akşam yemek yenilecek yerler sınırlıdır. 1 haftalık tatil boyunca aynı yere 2 ya da 3 kez gitmek durumunda kalabilirsiniz.

Şöyle biraz dolaşalım, merkeze inelim dersiniz ama uzun çarşı adına yakışmayacak bir hızda bitiverir.
Kaş’a gidiş cefalıdır. Uçakla gideyim derseniz Dalaman’dan araba kiralanırsa 2-3 saate Kaş’dasınız ama servis ile ; ilk önce Dalaman’dan Fethiye’ye 1 saat, sonra da Fethiye’den Kaş’a 2.5 saatlik bir yolculuk yaparsınız, aralardaki beklemeleri de düşünürseniz bu süre 4-4.5 saati bulur. Antalya’dan uçakla geleyim derseniz onunda Dalaman’dan kalır yanı yok, 4-5 saati gözden çıkarmanız gerek. Virajlı yollarından bahsetmiyorum bile. Neyse artık beni tutmuyor.

Ama işte aşkın gözü kör derler, şu yukarıda saydıklarımın hiç birini düşünmez Kaş tutkunları, tek düşünce vardır akıllarda en kısa zamanda tekrar gitmeliyim…

Yukarıda yazdığım bazılarına olumsuzluk gibi gelen şeyler aslında istenirse pekala keyfe dönebilir;

Mesela Kumsal olayı; Belki Kaş’ın içinde kumsal yok, kıyıdan denize giremiyorsun ama atla küçük takalara Limanağzı’na git.. Kıyıdan yavaş yavaş gir denizine,  saatlerce kal suda, çünkü  daha ılık, sonra çık güzel bir balık ye öğle yemeğinde taze taze, uyukla kitabın elinde, terle- bunal- koş denize tekrar..
Ya da Patara’ya git kuma bulan, sahilde koş, film çevir (sonra heryerden kum ayıklayacaksın ama unutma).


Gelelim lüks olayına. Lüksten kasıt ne ki; Kahvaltı her ne kadar keyifsiz bile gözükse benim gözümde tatil köylerindeki binbir çeşit kişiliksiz kahvaltıdan çok daha güzeldir o kahvaltı. Bir insan kahvaltıda ne yiyebilir ki hem; domates, peynir, zeytin, ekmek.. ee bir de çay varsa.. Hele ki manzaranız sabah erkenden okula giden çocuklar gibi (başka bir Kaş aşığının tabiriyle) sefere başlamış olan irili ufalı teknelerse, o kahvaltıdan aldığınız tat paha biçilemez.


Ayrıca günün birinde otellerde yaşadığınız aksilikler, başınıza gelenler tatlı birer anı olarak kalabilir aşağıdakiler gibi;

İlk tatilimizin ikinci gecesinde odanın anahtarını resepsiyona bırakmayı unutunca ve otele birazcık geç dönünce kapıda kalmıştık. Evet otellerin kapısı çoğunlukla kapanıyor ev gibi orada, yani nöbetçi olarak kalan arkadaşın uykusuda eğer biraz derinse gecenin bir yarısı parasını ödediğin otel odana çıkamayıp, sivri sineklerin saldırısına uğrayabilirsin. (O akşam yeni tanıştığımız kalabalık bir gurupla sabahlamıştık sonra bahçeli bir evde king oynayarak...)


Otelde sıcak su akmayabilir, klima çalışmayabilir hatta akşam yatmadan önce balkonda keyif yapalım derken balkon kapısının kolu elinde kalınca sen de yalın ayak balkonda mahsur kalabilirsin. Ama neyseki Kaş’da otellerin balkonları dip dibe olduğundan rahatça yan odaya geçip oradan otelin içinde yalın ayak yedek anahtar peşinde koşabilirsin.


Sıcaktan şemsiyenin altından çıkıp denize bile giremediğin bir anda ferahlamak için kafana boşalttığın şişenin içinden bulaşık deterjanı çıkabilir ve sen denize koşup köpürdükçe köpürebilirsin turistlerin şaşkın bakışları altında.


Bir tatilin boyunca etrafta hayali bir kahraman "Ajan Megi" olarak dolanabilirsin mesela. Her basit olay esrarengiz bir havaya bürünebilir ve yıllarca Kaş’da gördüğün binbir çeşit  kedinin aslında devamlı kılık değiştiren  Ajan Cat adında tek bir kedi olduğunu ve  onun tarafından takip edildiğini düşünebilirsin yıllar sonra bile.


Gelelim akşam yemekleri olayına; belki bir tatil süresince  2-3 kez aynı yere gitmek zorunda kalırsınız diyorum ya aslında o zorunluluk da değil, her gece de gitseniz sıkılmayacağınız, lezzetlerine doyamayacağınız yerler oraları. 


Kaş’ın içi o kadar küçük o kadar küçük ki, gezeyim dolaşayım denecek gibi değil ama atla arabaya ya da dolmuşa Kalkan hemen orada. Bir akşam git Kalkan’da ye yemeğini gez dolaş gel. Hem zaten ben Kaş’ın en çok durağanlığını seviyorum. Gezmeden sıkılmadan aynı yerde saatlerce oturulabilmesini sevyorum ki bu benim gibi durduğu yerde duramayan biri için inanılmaz bir şey.



Ulaşım konusunda pek içinizi rahatlatamayacağım ama yaz sezonunda Ulusoy’un otobüsleri 13-14 saatte Kaş’da oluyor İstanbul’dan. Hiç indi bindi yapmadan varıyorsunuz cennete. Yıllardır çok seyehat ettiğimden bana hiiç zor gelmez mesela bu 13-14 saatler.. Hele ki gidiş yolculuğunda hiç. Dönüşlerde de eğer işe başlamadan bir gün evde dinlenmeyi ayarlayabilirsen otobüs yine en iyi tercih.


Yazdıkça darlanıyorum, daha anlatmam gereken, anlatmak istediğim, aa şunu da yazmalıyım, yazmazsam olmaz dediğim o kadar çok şey var ki. En çok da Kaş aşıklarının hislerine yeteri kadar tercüman olmamaktan korkuyorum.

Kaş ile ilgili hissettiklerim, yaşadıklarım, planlarım, hayallerim, anılarım… bunların hepsini satırlara dökmek çok çok zor.
Bence bir post daha hazırlasam iyi olacak....


I would like to write everything about KAS as English which written in Turkish above. but unfortunately my English is not enough for all the details translate .
Kas is a small town on south of Turkey.
Seeing Kaş first time you will never forget this view. During driving down the mountain to the beautiful locality, the incomparable view of the little seaport, the rocky coast, the bays, the island Meis and the fabulous blue sea will fill you with enthusiasm.Kaş is easy to survey and you can reach everything on foot.



I have been there first time in 1997 and since that time I spend my summer holiday in there almost every year. Some summers I could not go but some summers I have been there 2 or 3 times. 

I have so many memories relevant to Kaş, some of them are not so good, some of them are like a dream but I want to go there again after every return.

It is really small town but I'm sure that, if you spend a your holiday in there, you'll come again.

I hope, you like there with my photos.















60 yorum :

  1. çok güzel fotoğrafların!
    bu renklere aşık oldum gidesim geldi Kaş'a
    bayıldım bayıldım:)

    nuray

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanır mısın benim de gidesim geldi yine:)

      Sil
  2. ay ne yaptınız siz!
    yemin ediyorum, şu güzelim fotoğrafların da çok büyük payı var tabii, öyle bir anlatmışsınız ki, kalkıp gideceğim ilk otobüsle!
    içinizi böylesine ferahlatan ve size böylesi huzur veren bir yer olduğu için çok şanslısınız.
    aşkınız daim olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Gerçekten de ben de öyle hissediyorum yani böyle bir aşkım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum yani...

      Sil
  3. öyle bir anlattın ki valizi toplayıp gidesim geldi şimdi

    zaten bu aralar gidesim var bi yerlere kafamı dinlemeye :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalk beraber gidelim ya da topla valizi bize gel evde sabahları kimse de yok miss gibi kafa dinlersin, akşamları da bana dikiş öğretirsin.

      Sil
  4. Oh! What a wonderful place!! No way, I have to visit Turkey!

    YanıtlaSil
  5. harikasınız! ben de aşık oldum kaşa bu yazıyı okuyunca:) ajan cat'e bayıldım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ajan Cat en umulmadık anda karşına çıkabilir dikkatli ol:)

      Sil
  6. Oh...! Kas looks wonderful! I hope you enjoy there! I love your full colour pictures!

    YanıtlaSil
  7. ayda sen ne yaptın, şu an uça uça kaşa gitmek istiyorum ama ben. anlattıklarına bakılırsa tam benlikmiş orası. biz de otel sevmeyiz hiç, bayılırız böyle bakir sakin yerlere. yalnız kumsal olmaması biraz zor olur ama dediğin gibi olan yerlere gideriz defnoş için. fotoğrafla da ŞAHANEEEE

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukla biraz zor olabilir, Liman ağzı'na gitmediğiniz takdirde Kaş'ın içinde sahil olmadığından Defne sıkılabilir ama KAŞ Camping var bak, orasını unutmuştum, oradan direk denize girilebiliyor hem de çok ferah ve rahat.
      siz gitmeye kararverin hele ben yapılacakları anlatırım:)

      Sil
    2. Bilmem bir faydasi olur mu ama biz Kas'a kizimla 2.5 yasindan beri her yaz gidiyoruz. Su anda 5 yasinda ki kizim da bir Kas asigi, bu sene gitmeyi bekliyor. Onceki cift olarak gidislerimizden farkli olarak, cocuk havuzu iyi olan nispeten pahali bir otel bulduk, pahali deyince yanlis olmasin, digerlerine gore biraz daha fazla gecelik ucreti o kadar. Sonra her gun tekneyle Limanagzina gectik, ordan denize girdik, ya da ilk yillarada araba kiralayarak, daha sonra dolmusla bile Patara'ya gittik. Biz gitmeden nasil oalacak demistik ama dogumdan sonra ki ilk iki yil baska yerlere tatile gidince Kas'a ozlemimiz cok artmisti, gozumuzu kararttik. Cok da iyi yapmisiz, cocuklu tatil icin de guzel bir yer. Ay duramiyorum konu Kas olunca.

      Sil
  8. inanılmaz anılar biriktirdiğim yerlerin başında gelir...
    Kaş-Kalkan...
    tekne turları,Üçağız köyü...
    balıkları,cafeleri...
    fotoğraflar şahane her zaman ki gibi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orada kötü anı pek olmuyor herhalde:)
      Evet yaa tekne turlarını yazmayı unutmuşum tabii.. İLk gittiğimizde o kadar eğlenmiştik ki hala tadı aklımdadır.

      Sil
  9. Harika bir yazı olmuş.yıllar önce Mersin'den başlayıp Dalaman'a kadar sahilden gitmiştik.O virajlı yolları dün gibi hatırlıyorum,yüreğim ağzımda geçmişti tüm yolculuk.
    Fotoğraflar o kadar güzel ki, şimdi tüm olumsuzluklara rağmen orada olmak istedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet eski ben olsam hatatta gidemezdim oraya ama yıllarca çok gezince araba viraz falan bana mısın demiyor artık.
      Mersin - Dalaman arası ne güzel bir güzergal olmuş bu arada..

      Sil
  10. hayatimin en guzel tatillerindedn biriydi kas tatili. Muhtesemdi ve kucuk cakil plajinda nefis bir arkadas dugunu ile suslenmisti. belki de katildigim en romantik, en neseli, en coskulu dugundu. dugunden sonra plajda yuruyup dans etmekten mahvolmus ayaklarimizi deniz suyu ile serinletmek unutulmaz bir hatiraydi :) Her gunu ayri guzeldi. Unutulmaz gercekten unutulmaz bir tatildi. Ve evet donus yolunda antalya havalanina giderken bozulan taksi, yolda kalma ve yeni gelen genc arkadasin o virajlarda bir bilgisayar oyunu gibi kullandigi araba ile iyice unutulmaz oldu :) Nohut icim acildi! harika fotograflar, harika anilar. eline kalemine saglik. nice guzel tatiller olsun. Oh dinlendim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hiç düğüne katılmadım orada ama eminim katılsam ben de senin gibi düşünürdüm. Orada yapılan bir kaç düğünü uzaktan izlemişliğim var sadece.
      Küçük çakılda ayakları serinletmek gibi yok bu hayatta:)

      Sil
  11. Hersey super otesi,fotolarınızla gezmıs kadar oldum kaşı.insallah birgun bizede nasip olur gitmek,gormek.kadrajınıza,ayaklarınıza ve yuregınıze saglık.sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler umarım bir gün sende görürsün kendi gözlerinle.

      Sil
  12. süper anlatım süper fotoğraflar, Antalya'lı olmanın keyfini sürdüm yazılarını okurken...inanır mısın biz Antalya'lılar bu kadar gezme fırsatı bulamıyoruz.Kaş'a gittim ama orada hiç tatil yapmadım."cooming soon" yeni postu heyecanlı bekliyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanırım, insan burnunun dibinde olunca nasıl olsa istediğim an gidebilirim hissine kapılıyor ama bir türlü zaman ayırmıyor.
      Diğer post için hala fotoğrafları ayarlayamadım:( İnşallah bu akşam.

      Sil
  13. Bu yazıdan sonra gidilmezse olmaz, ne güzel bir his yaşatmış ve yaşatıyor Kaş, tatil beklentilerimi karşılayan görüntüler düşünceler, gitmeliyiz oraya:)

    YanıtlaSil
  14. Aydacim super super fotograflar.. Ne guzel yansitiyorlar Kas'in sirinligini.. Eline ve goren gozune saglik..

    YanıtlaSil
  15. ILk resmi gorunce zaten anlamistim Kas'a gittiginizi, burada catladim dersem yalan olmaz. Resimler cok guzel, hep tanidik yerler ama senin gozunden daha da bir guzel gozukuyorlar. Allahtan bu sene gidecegim yoksa valla kiskancliktan kurdesen dokerdim herhalde. Su anda burada acaip gri, acaip yagmurlu bir hava var, bu resimler boyle bir sabahta icimi oyle bir acti ki. Konu Kas olunca ben de duramiyorum sanirim. Tekrar harika resimler diyerek bitireyim bari.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke 2-3 gün bile olsa orada beraber olabilsek, Cencen'le ne harika olurdu...

      Sil
  16. İçim açıldı resmen ve Marmaris'te yaşadığım halde hiç öylesine bir post yazmadığımı düşündüm.İçinde yaşayınca yaşadıgın yer alışkanlık oluyor. Güzellikler gözünün önündeyken her gün gördüğün için özelliğini kaybediyor.
    Çok keyif aldım bu rengarenk görüntülere baktıkça.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle. Mesela ben İstanbul'da yaşıyorum ama birçok yere gitmiyorum, gidemiyorum, anca elinden gidince anlıyor insan.

      Sil
  17. Herbir fotoğraf ayrı ayrı yüzümü güldürdü.
    Tatil mantığımız aynı.. Bahsettiğin olumsuzluk gibi görünen her şey dediğin gibi keyiften başka bir şey değil istenirse..
    Kaş'a gittim ben ama küçüktüm, aklı başında halimle bir daha gitmeyi çok istedim.

    YanıtlaSil
  18. evet evet bencede oraya gidip aşık olmayan yoktur. bende bir kere gittim ama hala yeniden gitmenin planını yapıyorum.ben öyle güzel denizi başka yerde görmedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle. Denizi o kadar güzel ki girmesi zor çıkması zor:)

      Sil
  19. Fotoğrafları ve yazıyı çok sevdim.Hamileliğimin son dönemlerinde balon gibi şişmiş ayaklarlarımla, eşim ve arkadaşlarımızla gitmiştik Kaş'a.Oğlumun Kaş yüzünden,huzurlu bir bebek olduğunu düşünüyorum :)Kaleköy dondurmasını da çok beğenmiştik,harika birşeydi.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hamileyken Kaş zordur bravo valla, ama dediğin de doğru olabilir bir huzurlu oluyor insan orada.

      Sil
  20. What beautiful photos!

    YanıtlaSil
  21. Öyle güzel anlatmışsın, öyle güzel fotoğraflar çekmişsin ki, ben de aşık oldum Kaş'a. Aldım gidelecekler listesine, umarım bir gün nasip olur.
    Keyifli bir tatil olmuş belli, yarasınnn :)

    YanıtlaSil
  22. Ben bu yazını kaçırmışım..biraz önce okudum ama hala kendime gelemedim !!!
    Kendime gelince kafamı oradan oraya vuracağım Kaş'a hiç gitmediğim için :))
    Fotoğraflar,kurgu çok hoş olmuş.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :Gitsen seninde bayılacağın bir yer, umarım ilk fırsatta gidersiniz.

      Sil
  23. İşte tam da böyle... çok güzel anlatmışsın.
    ben de eski aşıklarındanım Kaş'ın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hah tamam bir Kaş aşığı onay verdi ya bu bana yeter.

      Sil
  24. kaş a hiç gitmemiş biri olarak sevsem mi sevmesem mi bilemedim:)) detaylı ve güzel bir anlatım olmuş.

    YanıtlaSil
  25. ahh ah ben de lisedeyken görmüştüm Kaş'ı ilk. o zamandan beri kaçış noktası olarak ilk aklıma gelen yerdir. kaçıp gitmişliğimse yoktur maalesef :( ama olsun Kaş'tayım en güzel yaştayım ;)

    YanıtlaSil
  26. Kaş'ın Restoranları, cafeleri her şeyi harika.
    Ama mavi ahşap kapıdaki posta detayına bayıldım.
    Türk İnsanını seviyorum :)

    YanıtlaSil
  27. of diyorum :) Kaş'a gitmeye tamda 14 gün kalmışken iyice heyecanlandırdın beni, geçmez bu 2 hafta artık:(

    yazdıklarının her birine katılıyorum bi kere giden unutamıyor hep onu sayıklıyor her tatil ve kaçamağın yolu oraya çıkıyor sanırım onu özel kılanda bunca uzak olması...
    ben resimlere bi tur daha bakim geliyim:)

    YanıtlaSil
  28. vay anam vay! çok güzeller , de ben niye bu postu kaçırdım halbüse heyecanla bekliyordum tatil fotoğraflarını:)

    YanıtlaSil
  29. ben Kaş'la Aşk-2 postunu gördükten sonra bunun 1 i de olmalı deyip kaçırdığım muhteşem postun farkına vardım.
    Fırt ın camında seni gördüğüm kare süper. diğer kareler süper hüper . Beni benden aldın Kaş.

    YanıtlaSil
  30. o kadar güzel anlatmışsın ki Kaş'ı!!off ki off dedim :) ben de 2 yıl günce 2 kız arkadaşımla evlilik öncesi kız kıza bekarlığa veda tatili modunda gitmiştik :) Ve ben de Kaş'a senin gibi aşık olanlardanım ve o kadar güzel anlatmışsın ki :) o renkli sandalyelerde benim de pozum var :) Kaleköy'e de gitmiştik biz tekne turuyla :)Cafeleri,lokma tatlıcısı,balık restaurantı hepsi o kadar şirin o kadar içten ki,ben orda değişik kıyafetler satan bi yere girmiştim,çok güzel müzikler çalıyordu,hemen şarkıların kime ait olduğunu sordum,yarın falsh bellek getir hepsini çekeyim demişti ve çekmişti de :) kaldığımız pansiyonun sahipleri de aynen böyle içtendi :) benim de çok güzel anılarım var Kaş'ta..ahh ahhh :))
    sevgiler,

    YanıtlaSil
  31. What a beatiful place Ayda, and your photos are just perfect. I love places like that, with history and character.

    YanıtlaSil
  32. Harika fotoğraflar ve harika bir anlatım..herkes gibi benim de gidesim geldi,içim açıldı,azıcık da kıskandım :)

    YanıtlaSil
  33. Sevgili Ayda,
    baba tarafi Kas'li olan ve 2-3 yil Kas'ta kalan biri olarak cok tesekkur ederim cok guzel anlatmissiniz;yanliz bir konuyu es gecmissiniz o da Annem :)))Limanagzina giden eski yolu bilirmisiniz?patika yol buyukcakildan sonra baslar,buyukcakilin yokusunu cikarsiniz ilk evlerin oldugu sokaga sapip caminin kosesinden sola dondunuzmu o yola ulasirsiniz,annemin evi o yol uzerindedir iste;o yoldan gecen butun turistler annemle tanisma serefine nail olmuslardir,cunki annem avini bekleyen kaplan gibi yatmistir pusuya yolu gozlemektedir geceni gordugu an ''hello''deyip alir balkona :))caylar,kekler yemekler :))dunyanin her yerinden kendisine sayisiz mektuplar hediyeler gelir;hatta kendisi isi o kadar cok abartmistir ki bazi turistler gelir onda kalir :))ve herhangi bir ucret te almaz kendisi :))umarim bir dahaki gidisinizde belki ziyaret edersiniz kendisini,ben America'da yasadigim icin uzun zaman oldu oralari ve kendisini gormeyeli...sevgilerimle Nihal

    kendisinin adi Yildiz'dir,buyukcakil mahallesi no:31 Yildiz hanim dediniz mi herkes gosterir :))

    YanıtlaSil
  34. Aydacim, Kaş'a geldim :) Su an teknedeyim, senin ilk fotografini cektigin renkli sandalyeleri olan cafeyi goruyorum :)
    Tavsiyen ve guzel yazilarin, harika fotograflarin icin cok tesekkur ederim :) iyiki buradayim !!!

    YanıtlaSil
  35. merhaba otel oneriniz neresi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hotel Medusa, Koza , Perse.... Buralara bakabilirsin.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...