Yeni Başlayanlar için Fotoğraf Çekim Teknikleri & Photography Tutorial For Beginners



Daha önce de yazdığım gibi, uzun zamandır fotoğrafları nasıl çektiğim ile ilgili bir çok mail alıyorum. Elimden geldiğince hepsini cevaplamaya çalıştım ama eminim yeterli olmamışlardır. Bu anlatacaklarımın da sizin için ne kadar faydalı olacağını bilmiyorum, ama en azından ben ne biliyorsam, fotoğraf makinamı aldığımdan beri kendi kendime ne keşfettiysem onları size aktarayım, yanlış bildiğim bir şey varsa da ortaya çıksın istedim: )
Fotoğraf olayında tabiki teknik bilgi çok çok önemli ama bence herşeyden önemlisi bakış açısı, ne görmekten hoşlandığınız ve onu yansıtmak istemeniz…

Benim, şu anda kullandığım fotoğraf makine sahip olana kadar inanın hiç fotoğraf makinam olmadı. İlk kamerası olan cep telefonu kullanmaya başladığımda ise hayatım değişmişti. İlk günler işe hep geç kaldım, yol boyunca çiçek böcek fotoğraflamaktan. 1,5 yıl öncesinde ise bir fotoğraf makinası almaya karar verdim ve araştırmaya başladım. Bir iki model belirledim ve şansıma Canon 550D çıktı. Fotoğraf makinaları ile ilgili de birşeyler yazacağım ileride.
Birkaç gün karşılıklı bakıştık kendisiyle sonrasında ise elimden düşmedi. Devamlı çektim, ne var ne yok fotoğrafladım.

İşte size ilk tavsiyem bu; tatmin olana kadar durmayın ve devamlı çekin.  
İkincisi bakmak. Ben bloglardan, flickr’dan, pinterestten inanılmaz ilham alıyorum. Bir fotoğrafa bakarken onun nasıl çekildiğine, kameranın açısına, kompozisyona, renklerin uyumuna dikkat ediyorum. Bazen hiç farkında olmadığım bir fotoğraf gözümün önünde canlanıyor ve benzeri bir düzeni kendi fotoğraflarıma yansıttığımı görüyorum. Yani baktıkça gelişiyor insan. Güzelli gördükçe güzele yöneliyor.

(Bu post çok uzun olacak gibi hadi hayırlısı..)

Sonra emek… Diyorsunuz ya senin fotoğrafların çok ferah, işte ben o ferah fotoğrafları yakalayana kadar bir çiçeğin bile yaklaşık 200’e yakın fotoğrafını çekiyorum, sonra onları tek tek inceliyorum bilgisayarda, bazen küçücük bir detay midemi bulandırıyor, içimi sıkıyor, siliyorum fotoğrafları…

Yani “aa burada da çiçek var alın fotoğrafladım işte burada” demek  yok: ) her işte olduğu gibi burada da emek çok önemli. Ben bir an geliyor seviyorum çektiğim bir fotoğrafı bir an geliyor, pinterestte gördüğüm muhteşem fotoğrafların yanında bu da neyin nesi diyorum ve bir karış suratla yatmaya gidiyorum: ) Herşeyden önemlisi kendinizin tatmin olması.
Tabiki kendinizi kiminle kıyasladığınız önemli ama çıtayı her zaman yukarda tutmanın faydası var, zararı yok: )

Bir fotoğrafın iyi ya da kötü olduğu görecelidir. Birine harika gelen bir görüntü diğeri için anlamsız ve değersiz olabilir. İşte bu yüzden de kendi doğrularımızı kendimiz belirlemeliyiz, hoşumuza gideni keşfetmeliyiz, işte bu yüzden de önce teknik bilgiler vermek yerine böyle bir giriş yaptım: )
Bahçeşehir Üniversitesi’nde derse gittiğim zamanlarda da öğrencilere hep söylüyorum, formül, hesap, kitap kolay…  kitaba-deftere bakarsın, sabahlarsın, çalışırsın olur, ama bir projeye yaklaşırken esas önemli olan şey “yöntem”…  ne yapmak istediğimiz, amacımız, amacımıza ulaşmak için yapılması gerekenlerin listelenmesi, öncelik sıralarının belirlenmesi… daha bir sürü şey…

Şimdi gelelim TEKNİK konusuna;

Diyelim ki yeni bir DSLR yani profesyonel bir fotoğraf makinasına sahip oldunuz. Bence ilk yapacağınız şey uzun bir süre ( ki bu süre kendini belli eder) otomatik modu kullanmak. Işık ve kompozisyon üzerine epey şey öğreneceksiniz ve bu otomatik mod size yetmemeye başlayacak.
Ben manuel moda geçmeye çok korkuyordum, hep günün birinde bir kursa gideceğim ve ondan sonra şakır şakır manuel modda fotoğraflar çekeceğim sanıyordum ama geçişim bir anda oldu. Ve ilk kez sonradan öğrendiğim ve adına pozlama denilen şeyi keşfettiğimde mutluluktan deliye dönmüştüm: )

İşte ilk pozlama olayını keşfettiğim fotoğraflar bunlar, o günü dün gibi hatırlıyorum...
(bir türlü tekniğe geçemiyorum iyi mi: ) )

Yukarıda Canon ve Nikon fotoğraf makinalarına ait iki görüntü var. Canon’larda yeşil küçük bir kare, Nikon’lar da ise Auto yazan mod, adı üzerinde otomatik mod oluyor. Ama iş esas M moduna yani manuel moda geçtiğimizde başlıyor.

Basitçe anlatmaya çalışacağım. Öğrenmeniz gereken 3 değişken var ve bu üç değişkenin aldığı değerlere göre çektiğimiz fotoğrafın pozlamasını yapmış oluyoruz.
Bu üç değişken; diyafram açıklığı (aperture), pozlama süresi veya Perde hızı (shutter speed) ve film ASA'sı (ISO). Bu üç unsurun birbirleriyle kombinasyonunu doğru bir şekilde yaptığınızda doğru pozlama yapmış oluyorsunuz. 


İşte yukarıda kırmızı ile işaretlenmiş olan yer pozlamanın görüldüğü yer. Otomatik mod demek o küçük siyah çizginin devamlı 0 ‘da olması demek. Ama manuele geçtiğimizde biz istediğimize göre (+) veya  (–)  pozlama yapabiliyoruz.
Biliyorsunuz ben genelde evde fotoğraf çekiyorum. Bunun en büyük nedeni objeleri fotoğraflamaktan zevk almam. Onlarla istediğim gibi oynayabiliyorum, yüzlerce poz çekebiliyorum gıkları çıkmıyor, sadece benim tatmin olmam, fotoğrafı beğenmem yetiyor, bir de karşımdakine beğendirmek zorunda değilim: ) Sokak fotoğraflarını da seviyorum ama bunun için ne zaman ne de istediğim gibi mekanlar var.  

Haftaiçi tüm gün çalıştığımdan sadece haftasonları kalıyor bana fotoğraf makinasıyla oynamak için. Sanılanın aksine bizim ev çok çok az ışık alıyor, dikkat ederseniz hep aynı yerde fotoğraf çekiyorum çünkü en iyi ışık orada, o da çok çok kısa bir süre. Evi çok sevmeme rağmen sırf bu yüzden değiştirmek istiyorum: (
Böyle karanlık ortamlarda eğer aydınlık fotoğraflar almak istiyorsanız manuel modda geçmeniz kaçınılmaz.

Şimdi  tek tek Pozlamanın yapılmasında etken olan 3 değişkenin ne olduğunu ve etkilerini anlatmaya çalışayım;
Diyafram açıklığı (Aperture);

Diyafram açıklığı “f” değeri olarak gösterilir ve pozlama sırasında makinaya giren ışık miktarını kontrol eder. Diyaframı ortasında küçük bir delik olan daire gibi düşünün. F değeri değiştikçe bu delik büyür veya küçülür ve Işık miktarı artar veya azalır. Diyaframın açılması ya da kapanması ile ayrıca derinlik kontrolünü de yaparız. Derinlik kontrolü demek netlik – bulanıklılık demek; F değeri küçüldükçe (yani diyafram açılıp içeriye daha çok ışık girdikçe) arka plan bulanıklaşır. F değeri büyüdükçe ise  (yani diyafram küçülür ve içeriye daha az ışık girer) netlik artar.

Diyafram değerlerini Lenss’in özellikleri belirler: f/1.2, f/1.4, f/2.0, f/2.8, f/4.0, f/5.6, f/8.0… gibi..




Kaynak : www.exposureguide.com

Pozlama Süresi - Perde hızı (Shutter speed)

Fotoğraf makinenizin deklanşörüne bastığınız anda diyafram açılır, belli bir süre açık kalır ve kapanır. İşte bu diyaframın açık kaldığı süreye pozlama süresi (perde hızı) deniliyor. Diyafram açık kaldığı süre boyunca makinaya giren ışık artıyor.

Düşük perde hızı daha fazla ışık demek, aydınlık fotoğraflar istendiğinde ve gece fotoğraflarında kullanılır. Yüksek perde hızı ise sensörün az ışık alması demektir, bunu hareketi dondurmak için kullanabiliriz. Örnek Perde hızları: 1/15 (saniyenin 15’de biri demek), 1/30, 1/60, 1/125.

Kaynak : www.exposureguide.com

Bu iki değeri de penceredeki perde gibi düşünebilirsiniz. Odanın alacağı ışık bu perdenin açılıp kapanma hızına ve ne kadar açılacağına bağlı. Biri kalınca bir perdenin ucundan tutuyor, siz de bir köşede koltukta oturuyorsunuz, perdeyi açma-kapama hızına ve ne kadar mesafede açtığına bağlı olarak odanın aydınlandığını görebilirsiniz değil mi . İşte tamamen bu mantıkla işliyor olay.

Film Asa'sı (ISO)

ISO, ışığa karşı duyarlılık demek. ISO aralığını, kullandığınız makinanın özellikleri belirler.

ISO ile ilgili bilmemiz gereken şey şu; ne kadar küçük ISO değeri ile fotoğraf çekersek o kadar net fotoğraflar elde etmiş oluruz. Ama ışığın az olduğu ortamlarda pozlama süresini uzatabildiğiniz kadar uzattınız (yani sayısal değeri düşürdünüz) ve hala istediğiniz aydınlık fotoğrafı yakalamadığımızda ISO değerini arttırmaya başlarız. ISO değeri arttıkça fotoğraf aydınlanmaya başlar fakat ne kadar yüksek ISO o kadar fazla gren yani kumlanma ve kalite düşüklüğü...

Örnek ISO Değerleri: 100, 200, 400, 800, 1600, 3200...


Özetlemek gerekirse; burada anlatmaya çalıştığım üç unsur birbiriyle ilişkilidir, makinanızın vizöründen baktığınızda pozometre göstergesini (yukarıdaki fotoğrafta kırmızı ile çizilmiş olan yer) göreceksiniz ve bu üç parametrenin değerlerini değiştirerek pozometre gösterge işaretini sağa sola hareket ettirebilirsiniz. Bu işaret tam ortada olduğunda doğru pozlama yapmış oluyoruz. Eğer işaret orta çizgiden sağ tarafa doğru (+) kayıyorsa sensöre gerektiğinden fazla ışık geliyor demektir ve o zaman fotoğrafımız fazla aydınlık çıkar yani fazla pozlanmış olur. Pozlama işareti orta çizginin sol tarafında kalıyorsa (-) o zaman da sensör az ışık alıyor demektir ve fotoğrafımız karanlık çıkar yani eksik pozlanmış olur.

Kaynak : www.exposureguide.com

Ne zaman (+) pozlama, ne zaman (-) pozlama yapmalıyız derseniz size küçük bir ipucu vereyim; açık renklerin hakim olduğu, zeminin fotoğrafladığınız objeden daha açık bir ton olduğu fotoğraflarda (+) pozlama yapabilirsiniz. Örneğin aşağıda soldaki  fotoğrafta ben (+) pozlama yaptım.

Ama zeminin fotoğraflayacağınız objeden daha koyu bir ton olduğu durumlarda (-) pozlama yapmak çok daha uygun olacaktır, Sağdaki fotoğrafta benim yaptığım da bu. Eğer kamera fazla ışık alırsa bu sefer zemin siyahı kumlu, koyu gri gibi olacak ve obje üstünde kendini istediğim gibi göstermeyecekti.

Umarım çok karışık anlatmıyorum, insan kendi yaparken bir şekilde hallediyor da iş başkasına anlatmaya gelince zorlanıyor.

Neyse konumuza dönelim; Pozlama yaparken dikkat etmeniz gereken bir iki şeyi daha yazmak istiyorum.

Diyelim ki (+) pozlama yaparak aydınlık ferah bir fotoğraf almak istiyorsunuz, bunun yukarıda anlattığım 3 parametre ile yapılacağını artık biliyorsunuz ama bunların değerleri ile oynarken nelere dikkat etmeliyiz işte orada kafa karışıyor;

Kameranın daha fazla ışık alması için ilk olarak diyaframı açabiliriz. Diyaframı açtıkça (f değeri küçüldükçe) netlik derinliği azalır. Yani fotoğraflamak istediğiniz objenin önündeki ve arkasındaki yerler bulanıklaşır, netlik alanı azalır da azalır. Çok dikkatli focus yapmak gerekir yoksa elimzide aydınlık ama anlamsız bir fotoğraf oluverir.

İkinci olarak; perde hızını düşürebiliriz (değer yine küçülecek). Yukarıda da yazdığım gibi perde hızı düştükçe kamera içine giren ışık miktarı artacak ama eğer tripodunuz yoksa düşük perde hızlarında elle yapılan çekimlerde titreme kaçınılmaz olduğundan sonuçta bulanık fotoğraflar elde edeceğinizi bilin. Elle fotoğraf çekiyorsanız min. Perde hızı 40’ın altına inmemeli.

Son olarak ISO değerini arttırırız. Ama burada da bir handikap var, yüksek ISO demek kumlanma ve kalitesiz fotoğraf demek. Aşağıdaki gibi; ISO: 1250, Hız: 1/60,  f: 2.2
 

Düşünülenin aksine güneşli havalar yerine bulutlu ama aydınlık havalar fotoğraf için çok daha elverişli. Yazın belki günler uzun ama güneş ışınları o kadar dik ve sert geliyorki fotoğraflar çoğunlukla sarımtrak çıkıyor. Bu nedenle evinizde fotoğraf çekerken en iyi saati kollayın. Ben bizim salonda yazın 11:00 – 14:00 ve 19:00 – 20:00 arası , kışın ise 10:00 – 15:00 arası eğer hava açıksa en içime sinen fotoğrafları yakalayabiliyorum.

Biliyorum çok uzun oldu buraya kadar okuyanınız var mıdır bilmem ama son olarak bir şey daha söylemek istiyorum.

Bu yukarıda anlattıklarım ilk başta çok karışık gelebilir, korkmayın. Size önerim; bu üç değişen ile tek tek oynayarak her bir değerde fotoğraflar çekip, etkilerini görerek yaptıklarını anlamaya çalışın.

Ben hiç bir zaman dersi derste dinlemedim, grup çalışması ise bana tamamen ters, üniversitedeyken arkadaşlarla birlikte ders çalışırken anında kaytarır, gruptan kopar, ya yatar ya da yemek hazırlardım. Sonra tek başıma kalıp kendimce yollar bulur, olayın mantığını anlamaya çalışırdım. Mantığını anladıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelirdi.

Burada da size önerim işte bu, alın makinayı elinize her bir tuşa basın ve ne yaptığına bakın. Ezbere yapmayın yani. Neyi ne için yaptığınızı bilince herşey çok daha kolay gelecek.

Aramızda bu işi profesyonel olarak yapanlar, muhteşem fotoğraflar çekenler, bu işin tüm püf noktalarını bilenler var, ben daha işin çoook başındayım. Umarım bir gün fotoğrafla daha yoğun ilgilenecek zaman bulabilirim..

Unutmadan, fotoğrafın göze hoş görünmesi için kompozisyonun da çok önemli olduğunu belirteyim. Bu konuda Sabit Kalfagil’in kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.

Fotoğraf çekerken deklanşöre basmadan önce vizörden gördüğünüz resme şöyle bir durup bakın, gözünüzü dört döndürün, yamuk olan, hoşunuza gitmeyen bir şeyler var mı ekranda iyice emin olun, sonra o fotoğrafın sizi mutlu edip etmeyeceğini, istediğinizin bu olup olmadığına bakın, eğer içinize siniyorsa basın deklanşöre gitsin...

Bir daha ki postta profesyonel makine almak isteyenler için ipucu niteliğinde birşeyler yazayım istiyorum. Makineler, lenslerle ilgili bildiklerim ve kullanılabilecek fotoğraf düzenleme programları neler… Ama artık ne zaman olur bilmem: )
(First of all I would like to apologize from you for my English, I tried to do my best. I hope, it has been understandable)

As I wrote before, I'm getting too many messages for a long time about how do I take my photos.
You know I am not a profesional photographer and I don't know everything about photography, I have just wanted to write here what I known.
Of course, technical informations are important but, your viewpoint, what you like to see, to reflect your feelings are very important also.

My first camera is Canon 550D and I did not have any camera before. Since I bought it, whenever I find an available time, I am playing with it.

My first advise is practice. Do not leave your camera to your hand and continuous capture an image of everything.

There are a lot of  inspiration sources. We are so lucky. Blogs, pinterest, instegram... You can see amazingly wonderful images every day, every moment. When you look at an image, investigate its color harmony, composition, camera angles... After for a while you will see that they affect your images. We improve while we look at the beautiful things…

Another important thing is labor. You should not give up never. Sometimes for a bright image, I am taking almost 200 photos: )

It is relative that is a photograph good or bad. An image may be wonderful for someone but may not mean anything to anyone else.

Because of that we should find own style and be satisfied.

Let's say, you have a new DSLR, I mean, a professional camera. I think, firstly you should use the automatic mode for a long time. You will learn so many things about light and composition.

I was too scared to use my camera with manual mode, I thought that I'll attend a course and then I'll start to use manuel mode but my transition was at a time. I remember that day, I was so happy to learn (+) exposure... 

Here are my first photos after discovering the "exposure"...


There are two images above belong to Canon and Nikon cameras. For using your camera with automatic mode, you should choose green small square for Canon cameras and green small camera image for Nikon cameras. But the essential thing is to learnd and use  "M" ( manuel mode) mode.

I will try to explain it simply; There are three variables and You need to learn these three variables which effect the exposure and your images.

These three variables are aperture, exposure time or shutter speed and ISO. If we can make the correct combination of these three elements together, we will have the correct exposure.





You can see "the exposure" on your camera like the parts marked with red above. Auto mode means that little black line is on the "0" point. If we choose manuel mode (M), we can make whatever want; (+) or (-) exposure.
You know, I generally use my camera at my home. The biggest reason is that I love playing with the objects and colors... Second reason is time. I am at the office all week as a full day worker an enviromental engineer. I have only weekends for shooting...

If the weather is dark, rainy... I feel myself very upset... Such weather, it is realy difficult to take bright photos.  You need to use Manuel Mode and make (+) exposure.


Let’s quickly review a summary of the Exposure Triangle:

Aperture

Aperture is typically expressed in “f” numbers, a hole within a lens, through which light travels into the camera body. The larger the hole, the more light passes to the camera sensor. Aperture also controls the depth of field, which is the portion of a scene that appears to be sharp. If the aperture is very small, the depth of field is large, while if the aperture is large, the depth of field is small. In photography.

Examples of f-numbers are: f/1.4, f/2.0, f/2.8, f/4.0, f/5.6, f/8.0.






When you press the camera's shutter, aperture opens. For a while, it remains open and then it will close. That time is called as "shutter speed".

The length of time a camera shutter is open to expose light into the camera sensor. Slow shutter speeds allow more light into the camera sensor and are used for low-light and night photography, while fast shutter speeds help to freeze motion. Examples of shutter speeds: 1/15 (1/15th of a second), 1/30, 1/60, 1/125.

Source : www.exposureguide.com

Please think a window with a curtain. The amount of light in the room will be changed depending on the opening and closing speed of  this curtain and how much it will be opened.


ISO

The level of sensitivity of your camera to available light. It is typically measured in numbers, a lower number representing lower sensitivity to available light, while higher numbers mean more sensitivity. More sensitivity comes at the cost though, as the ISO increases, so does the grain/noise in the images. Examples of ISO: 100, 200, 400, 800, 1600, 3200...


To summarize, these three elements (Aperture, Shutter Speed and ISO) are interrelated, when you look at your camera's viewfinder, you can see the exposure indicator (marked in red in the image above) and if you change these three elements values, you will see that the exposure indicator move left or right.


Source : www.exposureguide.com


if the little black sign is on the "0" point, that's mean exposure is correct.

if the little black sign is on the right of the "0" point (+), that's mean, there is overexposed (too much light).

if the little black sign is on the left of the "0" point (-), that's mean, there is underexposed (dark image).

I would like to give you a clue relevant to when should we use overexposure (+), when should we use underexposure (-)?

If you want to have bright image, you have dominated by light colors and your backround is lighter than your object you should do overexposure (+) as the following example;


If your backround is darker than your object, you should do underexposure (-) as the above example;

(I hope, until up here, my writings are understandable)

I want to write one more thing;

If you want to do (+) exposure, you should know these; to receive more light, you can open the camera aperture. If you open the aperture (smaller f-number), the depth of field will decreased (front and behind of the object is blurred). You should be carefull to focus...

Second, we can reduce the shutter speed (the value will decreased).

As I wrote above, the lower shutter speed will increase the amount of light entering into the camera, but if you do not have tripod, your images will be have hand-shaking effect. The shutter speed must stay below 40, if you don't use tripod.

Finally, we can increase the ISO value but here, there is also a problem, high ISO means noise and poor quality images (like below) ... ISO : 1250 Speed: 1/60 f :2.2
Our home gets usually very little light so I always have to take picture with high ISO value: (

By the way, the composition of image is also very important . I would recommend that you read books and documents about this subject.

When taking a photo, you can see through the viewfinder what your picture looks like, before pressing the shutter button. If you like it press the shutter button...
I want to prepare a post again about the DSRL cameras, lenses and photo editing programs but I don't know when?
That's all...




cafenoHut



 
Dün evde avare avare keyif yaparken farkettim tarihi. Aaa dedim bugün doğum günü…

Tam 2 yılı doldurdu cafenoHut dün. Ne olduğunu anlamadan girdiğim bu blog dünyasının içinde dolu dolu 2 yıl geçirdim. Zaman zaman içimden bir şey yazmak gelmedi, zaman zaman çoştum, bazen çoştum ama zaman bulamadım… Ama kesin olan bir şey var dı ki hiç bu kadar süre devam edeceğimi düşünmedim.
İlk zamanlarda kendimi kaybetmişcesine dakka başı post girmişim, yavaş yavaş azalmış şimdi haftada bir –iki olursa ne ala: ) Bunda pinterest’in de etkisi büyük, hatta instegram çıkalı paylaşımlar daha bir hız kazandı. Zaman o kadar değerli ki, hızlı olan hep kazanıyor.


 
Bu iki yıl içinde ben de çok şey değişti. Bakış açım, zevklerim, isteklerim, amacım… Tutkuyla bağlandığım şeyler çok daha farklı artık. Kendimi bambaşka bir dünyanın içinde hissediyorum, sınırları olmayan, güzelin peşinde koşan, etrafına dolu dolu bakan, paylaşımcı, engin bilgi hazinesi ile dolu bir dünya.

Kısacası burada olmaktan çok mutluyum.
 
 

Aslında planım doğumgününe özel cupcake yapmaktı, onun fotoğraflarını çekecektim. Ama unutunca tarihi böyle son anda evdeki havuçlu kekle birşeyler yapmaya çalıştım. İlk önce keksiz çektim bir iki kare sonra anlamsız geldi, gittim kurabiye kalıplarından çiçek olanı kekin ortasına batırdım. Bu sefer de çok yüksek oldu alttan bir ısırık atıp boyunu küçülttüm: ) Bunları öyle hızlı yaptım kı benim bile başım döndü. Yoksa zaten karanlık olan hava iyice kararacaktı.

İşte bu blog sayesinde fotoğraf çekmek için bir amacım var. Sırf bu yüzden bile olsa iyi ki var…

Siz de iyi ki varsınız: )
 
 
 
I realized that yesterday was the second anniversary of the day I have started blogging. 
"cafenoHut" complated 2 ​​years yesterday.  From time to time, I have written so many things which I liked. , sometimes I felt myself exhausted, sometimes I wanted to share a lot of things but I could not find an available time.
But there is a certain thing that I have never thought to continue all this time.
 
 
I have changed a lot in these two years. Point of my  view, tastes, wishes, my goal... I tied up very different things with passion anymore. I feel myself in a new world without borders, in pursuit of beauty, sharer, a world filled with vast wealth of information...

I'm so happy to be a part of this wonderful world.

I love you...









Haftasonu Kartı






Anlaşılacağı üzre yine yoğun bir hafta geçirdim, bulduğum kısacık aralarda da şu fotoğrafla ilgili postu yazmaya çalıştım. Haftasonu bol bol dinlenip keyif yapmayı planlıyorum…

Sizin de haftasonunuz keyifli geçsin efendim…

 

As you see, I was very busy this week, I could not prepare a new post or responded your any comment:( . When I found a little break, I tried to write photography tips post... I am planning to rest this weekend , we will see:)

I wish you have a weekend full of pleasure







 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...