Haftasonu Kartı




Ben bu hafta çok yoruldum, gerçi tatlı bir yorgunluk. Hafta sonu tüm ıvır zıvırlarımı, şu hep fotoğraflarda gördüğünüz dolabın içini, çekmeceleri düzenlemek istiyorum, ama bir yandan da gözümde büyüyor.  Belki de sadece bir iki parça bir şey diker, keyif yaparım, ama yok yok, Mart başında bir ihale var, haftasonları çalışmak zorunda kalabilirim, iyisimi ben toplama işine girişeyim… Ayyy neyse ne…

Herkese bol dinlenmeceli, bol keyifli, sıcacık, tarçın kokulu bir haftasonu diliyorum. ( Akşama kek yapayım ben)


I'm so tired this week. But it's a nice fatigue... I'm happy.
I'm planing to arrange my all craft supplies during this weekend but I'm not sure, maybe, I just sew a few things and rest...
Actually We have a big tender again :( I might have to work on next weekends..
anyway, we will see:)

I wish all af you, have an amazing, cosy and cheerful weekend.








3 Yıl Sonra - DeconoHut





Tam 3 yıl oldu bu blog macerasına başlayalı. 3 yılda bir sürü harika insan tanıdım, yeni kültürler keşfettim, yığınla bilmediğim markanın farkına vardım, diy projeleri ile yattım, onlarla  kalktım. Kendimi buldum yani. Çoştum, çoştuk , kimi zaman dertlendik, kimi zaman güldük.

Tabii ilk yıllardaki tempom yok ama artık blogsuz bir hayat da düşünemez oldum. Kimi zaman işlerin yoğunluğundan hiç birşeye yetişemediğim, kendimi paraladığım zamanlar oldu ama yine de hep iyi ki hayatıma girdi bu blog dedim.

Bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için size de çok çok teşekkür ederim . Umarım daha uzun yıllar burada hep birlikte hoş beş ederiz: )


Bu günün aslında benim  için ayrı bir önemi daha var. Uzun zamandır düşündüğüm yapmak istediğim şeyi bugün artık zorla da olsa hayata geçirdim.

Bu yıl için yapmayı planladığım şeylerin ilk başındakinin yanına bir check atabilirim artık. ETSY dükkanını açtım ben.  

Ha bugün ha yarın derken, listeye yazdım, tarihi belirledim. Hava kapalı falan demeden fotoğrafları çektim ve bastım tuşa gitti.

Ben kendimi zorladım, etrafımdakiler beni, bir istedim bir istemedim, yaptıklarımı bir gün beğendim ertesi gün ayy ayıp bunlar da satılırmıymış hiç diye hayıflandım. Arada evet evet açmalıyım dedim, akşamına ayy ben bunca işin arasında onunla nasıl uğraşayım deyip vazgeçtim. Fotoğrafları beğenmedim, teşekkür kartlarını sevdim… Böyle böyle bu güne geldim. Potaya girmişti bir kere, yan çizmeyi kendime yakıştıramadım.  

Dikiş makinasına sahip olduğumdan beri yığınla şey diktim. İlk başlarda durmadan bez çantalar dikiyordum, sonra  makyaj çantasına dadandım, uzun süre mama önlüğü diktim. O kadar çok hediye verdim ki ona rağmen evde yığınla şey oldu.
İçimden bebekler için bir şeyler dikmek geçiyor ama evde bebek yok, çevrenden de habire  doğum haberi almıyorsun tabi: )


ETSY dükkanını açmak isteme sebeplerimin başında bir amacımın olması vardı. Dikmek için, kumaş, kurdele, düğme almak, oynamak için bir neden.  Bir de kafayı birşeylere takmak gerekiyor iş dışında yoksa işle yatıp işle kalkıyor insan. Evde olduğum zamanlarda beni çok güzel oyalıyor bu işler, kafamı dağıtıyorum, dinleniyorum.

O yüzden açtık biz  deconoHut’u.  Biz diyorum çünkü Funda’yla ikimizin aslında. O örüyor, ben dikiyorum, sanırsın götürü usulü iş almışız harıl harıl çalışıyoruz evde. Renklerle oynamak terapi gibi geliyor, rahatlatıyor... ee tabi bir de muhabbet oluyor: ) Onca yıl beraber yat kalk, arada konu sıkıntısı çekiyoruz haliyle biz de: )  

İşte böyleyken böyle kızlar.

Haftanız sıcacık, keyif dolu geçsin, tatile girmiş çocuklarınızla beraber…


It was exactly 3 years since I started this blog adventure.  I recognized a lot of great people over 3 years, I have discovered new cultures, new brands and I slept and woke up with diy projects... I found myself in this world.

Of course I am not so active in here like in the first years, sometimes I felt myself very exhausted because of the intensity of jobs but I have never thought of leaving here.
And thank you so much for did not leave me alone in this journey. Hopefully many more years here we have fun together.:)

Actually, there is a different significance of today for me. Finally I have an ETSY Shop which called "deconoHut".

I forced myself, my friends forced me, I have thought too long about this shop,   sometimes I liked my handmade items, sometimes I was not satisfied. It was very difficult taking their images in these dark days but on the other hand I love my label and thank you cards : )... Hopefully It'll be successful .

Actually, this shop is belong to me and my younger sister. I'm sewing, she is knitting and we enjoy to make something for babies... I hope you like them…


I wish you have a cosy and wonderful week…










Haftasonu Kartı - Dertlendim




Son günlerde fazla dertleniyorum ülkede olup bitenlere, insanların tahammülsüzlüğüne, farklılıkların eleştirilmesine…

Yaptığım hesaplamalara göre takip ettiğim ve beni takip edenlerin ortalama % 96 'sından (tamam mühendisim ama o kadar da değil, attım tabii bu oranı)  büyüyüm, o yüzden ablanız olarak buraya bir iki nasiyat yazayım istedim…

Neden insanlar bir olay karşısında kendilerinden yola çıkarak olup biteni gözlemlemez bilmiyorum, eğitim diyeceğim ama bunun aslında eğitimle de alakası yok.

Empatinin ne olduğunu bence çoğumuz yanlış biliyoruz. Empati, en basit tanımıyla;  “karşımızdakinin yerine kendimizi koymak”. Diyelim karşımızda bir hırsız var (tamam çok uç bir örnek oldu ama ilk bu aklıma geldi ne yapalım) biz kendimizi onun yerine koyuyoruz ve aa ben yapmazdım diyoruz. Ama onun yerine kendimizi koyarken  onun yaşam şartlarını, ailesini, büyüdüğü ortamı, geçmişini hiiiç düşünmüyoruz, hop kendi geçmişimizde birlikte o oluyoruz ve ahkam kesiyoruz.

Bloglarda, twitterda, instagramda  o kadar net görülüyorki ayrıştığımız. Herkes kendi gibi olanın yanında. Farklılıklara, kendi gibi düşünmeyene tahammülü yok.

Aslında ne büyük bir kayıp, ne büyük biz eksiklik.
Hiç kimse seninle aynı şeylere üzülüp, aynı şeylere sevinmek zorunda değil ki, herkes için önem sıralaması farklıdır, politik görüşler, dini hissiyat, değer yargıları, hep hep farklıdır. Aynı olmasını beklemek saçmalık.  Hiç birimiz aynı tornadan çıkmadık ki!!!

Ama bakıyorum ülkede bir olay oluyor ve hemen cepheleşmeler başlıyor, sonra aa bir bakıyorsun severek takip ettiğin biri senin tam ters yönünde tepki vermiş, hadi bakalım anında takip listesinden çıkartılıyor…

Bir insan neden hep etrafında kendi gibilerini görmek ister ki??? Bu ne korkaklık, bu ne güvensizlik.

Ben şahsen etrafımdakilerin farklılıklarıyla zenginleştiğimi hissediyorum. Herkesden öğreneceğim bir şey var, karşımdakinin bir konu hakkındaki görüşlerine katılmayabilirim, ama başka bir konuda hemfikir olup birlikte çoşabiliriz.

Hepimizin yetiştiği aileler farklı, size ne öğretildiyse, nasıl bir aile içinde büyüdüyseniz, nasıl değer yargıları sizin içinize işlediyse siz “o”sunuz, aynı şey karşınızdaki için de geçerli. Bunları biz seçmiyoruz ama değiştirmek, geliştirmek, daha ileriye taşımak elimizde.

Çoğunuz annesiniz, çocuk gelişimi, eğitimi hakkında konuşacak en son kişi benim sanırım ama gözlemlerimi de yazmak istiyorum.

Çocuklarınızın nasıl birer birey olmasını istiyorsanız, ilk önce sizin o olmanız gerekiyor. Bunu sanırım hepiniz biliyorsunuz.  En yakınen gözlemlediğim çocuk ve ebeveyn ilişkisi bizim aile doğal olarak: ). Bazı şeylere yeni yeni dikkat ediyorum daha doğrusu düşünüyorum. Mesela son geldiklerinde dikkatimi çekti, babam da annem de basit bir kahvaltı sofrası için bile bize teşekkür ediyorlar, sonra baktım biz de öyleyiz Fundayla, vara yoka teşekkür ediyoruz: )  Ya da ne bileyim, mesela biz birine beddua etmekten, biri için kötü şeyler istemekten çok korkarız. Bunun nedeni de annemdir.

İşe ilk başladığım yıllardı, karşı masamda benimle hemen hemen aynı boyda, hemen hemen aynı yaşta : ) bir kız otururdu, Ama nasıl dengesiz bir şey, dilinin kemiği yok. O zamanlar bense süt dökmüş kedi, gıkım çıkmıyor. Bu kız beni çok ağlatırdı. Bir gün tam ben ağlarken annem aradı. Bir bir anlattım ona kızın bana yaptıklarını. İnşallah işten ayrılır dedim. Annem çok kızdı. “Kim bilir o kız nasıl bir ailede büyüdü, kim bilir ne problemleri var, hiç düşündün mü” dedi. “Mutlu olan biri böyle davranmaz, mutsuz biri için de sen böyle şeyler dileyemezsin ”… Telefonu kapattım şöyle bir düşündüm, evet, ailesi yurt dışındaydı, onu ananesi büyütmüş, hep tek başınaymış, o yüzdendi bencilliği, o yüzdendi hırçınlığı, insanlara güvensizliği…
Sonra yine beni üzdü ama ben artık çok üstünde durmadım konunun, hatta onun için üzüldüğüm günler bile oldu.

Oyy amma yazacağım varmış…

Doğru ve dürüst bir insan olmanın kuralları belli, bunları çok dallandırıp budaklandırmamak gerekiyor, işin içinden çıkılmıyor yoksa. Yalan söylemeyeceksin, başkasının malına göz dikmeyeceksin, kötü sözler kullanmayacaksın, kendine ve etrafına saygın olacak, sorumluluk sahibi olacaksın ve kurallara uyacaksın… Gerisi teferruat, hangi politik görüşe sahip, dini inancı ne, nasıl giyiniyor, ne yiyor, ne içiyor, bunların hepsi tercih ve iyi ya da kötü biri olmanın göstergesi değil... 
Bunu çocuklara ne kadar iyi anlatırsak gelecek nesiller belki bizlerin yaşadığı bu keskin ayrışmaları yaşamaz…

Herkes nasıl istiyorsa öyle yaşasın ve kendi gibi olmayana da saygı duysun. Çünkü karşındakine göre de sen farklısın…

Düşünelim yani…

Hafta sonunuz sevgi dolu geçsin…


NOT: Bir önceki posttaki yorumlara cevap yazacak fırsat bulamadım ama aklımdalar bilesiniz.






We as country are going through difficult times. This post is about the behavior of people who think differently to each other. We should respect each other's thoughts and sometimes it can be difficult and the results of this makes us sad.

I have written my feelings about to be a accurate, honest and respectful person...

Anyway, this is a domestic situation:)

I wish you have an amazingly wonderful weekend...







Bugün Bunu Sevdim - Yaptım...



1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6


Pinteresti ve yabancı blogları takip ediyorsanız son zamanlarda neon renklerin yerini bakırın aldığını farketmişsinizdir. Ne var ne yok  her şey bakır… Küçücük bir detayın bakır renginde olması ona bir şıklık bir kalite katıyor sanki.

Geçenlerde sprey boya aldım elimizin altında bulunsun ne olur ne olmaz diye. Ay deli olduk ya biz. Habire balkona çıkıp birşeyleri bakır rengine dönüştürüyoruz. Şu aşağıdaki fotoğraflarda gördükleriniz sadece bir kısmı. Mesela Ikea’dan alınma geceleri sabaha kadar açık kalan plastik bir lambamız vardı, onu boyadık, birden ona bakışımız değişti. Sonra Funda telefon kılıfını boyadı, şimdi artık Iphone 5S’i var: ) 
Gece yatmaya hazırlanırken bir bakıyoruz saat 1 ve biz bolkonda habire fısfıslıyoruz. Bir de aceleci olmasak kurumasını bekleyebilsek süper olacak.


If you follow blogs and Pinteres, you should have noticed that recently the copper took the place of neon colors. It adds an elegance and quality, even if it is a tiny detail.

I recently bought spray paint and. Somethings are being converted to copper color on our balcony as nonstop.
Currently only a portion of what you see in the photo below. For example, We have painted a plastic Ikea wall lamp and it looks great now. Then My younger sister painted her phone case, now no longer she have a Iphone 5S:)


I liked this trend.



Daha fazlası için buraya bakabilirsiniz / See here for more...







İnstagram ve Diğerleri...





Her şey ne kadar çabuk değişiyor, karşı koymak imkansız, bir bakıyorsunuz içindesiniz olayın. Eskiden, eskiden derken 4-5 ay öncesine kadar hemen hemen her haftasonu fotoğraf makinam ile evin içinde dört dönerdim.  Şimdilerde ise cepten fotoğraf çekmek ve onların üstünde oynamak, kesmek - biçmek, filtreler uygulamak en büyük zevkim.

Instagram ise tam bir hazine. Dünya elinizin altında. Yeni kültürler öğrenmek, yeni yerler görmek, dünyanın bir ucundan kar manzaralarına bakarken,  diğer tarafta sahilde çocukları ile keyif yapanları izlemek...
Benim gibi meraklı biri için inanılmaz bir kaynak. Bazen dalıyorum birinin profiline, oradan onun listesindekilere, bütün akşamımı onlara geçiriyorum. Ne yiyorlar, ne giyiyorlar, nasıl yaşıyorlar, sevdikleri renkler, gittikleri yerler… Film gibi izliyorum yani.

Bunca zaman Amerikan filmleri ile büyüdük. En iyi bildiğimiz kültür onlarınki. Hollanda ya da Norveç’ten kaç film seyrettik düşünsenize? Bilinmeyenin çekiciliği anlayacağınız...

Bence instagram gibi twitter gibi sosyal paylaşım ortamları tabuları yıkıyor. Gözünüzde büyüttüğünüz, çok ünlü birinin de sizinle aynı şeylere mutlu olduğunu, aynı şeylere üzüldüğünü görmek, ya da ne bileyim, hayranı olduğunuz bir yazara anında ulaşıp soru sorabileceğinizi bilmek hepimizin insan olduğunu hissettiriyor.
İçindeki nefreti, karamsarlığı kusanları, tek meziyeti eleştirmek olanları ve başkalarının mutsuzluğu ile beslenenleri saymıyorum tabiki…

Unutmadan, bir çok kişi instagram’da kullandığım uygulamaları soruyor şu sıralar, ben de buradan paylaşmak istedim. İşte karşınızda instagram hesabım (buraya bir tık) ve telefonumda yüklü uygulamalar;  Rhonna Designs, Whitagram, InstaFrame, FotoRus ve VSCOcam.  Hadi iyi eğlenceler…

Ha bu arada hazır konu internetten açılmışken  #internetimedokunma


How quickly everything is changing , it is impossible to resist. until 4 or 5 months ago, my camera was my best friend.  I used to play with it, during  every weekends. But now,   my cell phone is like a part of my body. I love taking photo, playing on it with some applications and apply filters... It is my greatest pleasure nowadays...

Instagram is a complete treasure. The world at your fingertips. Learning new cultures, seeing new places, while looking at snow landscapes from one end of the world, on the other side you can see people who enjoy the beach with their kids...

It is an incredible source. Particularly for enthusiasts who want to learn new cultures.
Sometimes I'm a dive to someone's profile , I'm looking at their all images my whole evening. What they eat, what they wear, how they live, their favorite colors... so I'm watching them as a film.

Many of us have grown up with American movies, more or less we have an idea about their culture. Imagine! how many movies have you watched from the Netherlands or Norway?
We should feel ourself very lucky that We can learn whatever we want from internet.

Before I forget, a lot of people are asking me applications which I use at the moment on instagram.
I wanted to share them here;  My instagram account ( please click here) and Applications; Rhonna Designs, Whitagram, InstaFrame, FotoRus ve VSCOcam



Enjoy…






Haftasonu Kartı





Yine çok boşladım buraları, tempo bir kaçtımı kaçıyor işte. Aman sağlık olsun da değil mi??
Şimdi işten çıkayım, çiçekçiye gideyim, sonra bakkala uğrayıp bir iki hoş beş, bir iki alışveriş yapayım eehhh hadi görüşürüz o vakit…

Hepinize keyifli, sakin, huzur dolu ve aklınızdakilerin hepsini yapmaya yetecek uzunlukta bir haftasonu diliyorum….




I wish all of you have wonderful weekend.









Kağıt Bebekler


Çocukluğunda kağıt bebeklerle oynamayan çok azdır sanırım. Ben resmen hastasıydım. Tabii bizim zamanımızda böyle çok çeşit ve ulaşılabilirlik yoktu. Anca bir kaç kitapcıda satılırdı Balıkesir’de ama o zamanlarda en büyük zevkimdi eve gelip onları dikkatli dikkatli kesmek, bir o elbiseyi bir diğerini denemek. Elbiselerden sıkıldıkça kendim elbiseler keserdim, kuru boyalarla boyar üstlerine desenler yapardım. Çok oynadım ben evcilik çook. Bebeklerimle yatar bebeklerimle kalkardım.



Bloglar arasında gezinirken Stardustsoul bloğunun sahibi Anto tarafından tasarlanmış bu kağıt bebek ve kıyafetlerini görür görmez çıktılarını aldım, kesmeye başladım. Bir takım da iş arkadaşımın kızına gönderdim.  Kağıt bebeğin adı Ronnie ve kıyafetleri gerçek markaların kolleksiyonlarından esinlenerek hazırlanmış. Harika değil mi?

Ücretsiz olarak indirmek için buraya bir tıklayın, kıyafetler için ise buralara; 123
Güzel bir gün olsun…

DÜZELTME : Ne yazık ki artık kağıt bebekleri indireceğimiz web sitesi yayından kalktığı için dosyaya ulaşılmıyor. Ama google ya da pintereste "free printable paper doll" "free paper doll" "free printable paper dolls and clothes" yazarsanız yığınla dosya bulabilirsiniz.




Today, I wanted to share with you a different thing from our regular themed.

Surely, many of you have been fans of paper dolls. I played them for a long time, it was a great pleasure, cutting all the shapes and then making different combinations with the clothes.

When I surfing between of the blogs, I saw this great images on Startustsoul blog. This paper doll's name is Ronnie and designed by Anto. Her collection of clothes inspired by real brands, is not that great ?
I printed them out, as soon as I saw these paper doll and her clothes. It could even be excellent detail for your daughter's birthday, don't you think?

Click here to download it as free one,  for clothing to here : 1 - 2 - 3


Have a nice day...








Haftasonu Kartı




Bizde herkes evlerine dağıldı. Ev şimdi bomboş gelecek gittiğimde. Aman sağlıklı olalım da ayrı olalım. Hem böylesine alışmışız biz. Herkes yerinde mutlu, özlemek de kavuşmak da bizim hayatımızın bir parçası.

Hepinize sevdiklerinizle beraber muhabbet dolu, sıcacık, keyifli bir haftasonu diliyorum…



I wish all of you have a wonderful, peaceful and cheerful weekend.








Bugün Bunu Sevdim - 91 Magazine


Dergi için yukarıya bir tık / Click above for a magazine.


Patcwork Harmony bloğundan Caroline’nın editörlüğünü yaptığı 91 Magazinin yeni sayısı çıktı, hem de el işi fikirleriyle dolu. Dün şöyle bir göz gezdirdim ama bu sabah iş yerinde baktım pek fazla yapılacak bir şey yok, bir yandan kahvemi içtim bir yandan dikkatli dikkatli inceledim sayfaları. Yine harika bir iş çıkartmışlar. 

Ben pek sevdim umarım siz de en az benim kadar keyif alırsınız sayfalar arasında kaybolurken…


91 Magazine's new issue was released which is edited by Caroline from Patwork Harmony with full of craft ideas.I did a quick look yesterday but this morning, I didn't have to work so much at the office, so I looked at each page of the magazine with a tasty coffee and pleasure.


All team have done a great job. I quite liked it and I hope you also enjoy it while turning the pages.






Bugün Bunu Sevdim - Neden Sevdim?




1 | 2 | 3 | 4 

Bloglar arasında ya da pinterestte gezerken onca birbirinden harika fotoğraf arasında bazısına takılıyor gözlerim. Genelde fotoğraflara dikkatli bakıyorum ama zamanla yarıştığımdan, işin gücün arasında kaçamak baktığımdan bazen çok yüzeysel oluyor bakışlarım ve bu benim içimi sıkıyor.


Bugün görünce bir süre incelediğim ve sevdiğim 4 kareyi seçtim.

Birinci fotoğraftaki çizmeleri sevdim mesela, gerçi çizmenin boyu benim bacak boyu kadar ama olsun kıza yakışmış, hele o kazak ve saç rengine bayıldım.

İki numarada gördüğünüz çekmeceli düzenleyiciye vuruldum diyebilirim. Epeydir görüyordum ama bugün dikkatlice inceledim. Eğer günün birinde daha büyük bir ev ve kendime ait bir çalışma odasına sahip olursam bir köşede onu görmek isterim yani.

Gelelim üç numaradaki sevimli yüze. Son zamanlarda Funda’yla kafamızda deli sorular… Bakabilir miyiz, başaçıkabilir miyiz bilmiyoruz ama zaman zaman çok istiyoruz küçük bir köpeğimiz olsun. Bizimkilere de bahsediyoruz arada ama ciddiye alınmadığımız kesin… Nereden mi anladım. Dün akşam eve bir gittim kapıda beni küçük tüylü bir şey karşıladı. Bir yandan tıpış tıpış yürüyor bir yandan havlıyor. Pek şirin ama… Babam dün bize Eminönü’nden oyuncak köpek almış.  Düşünmüş ki biz köpek istiyoruz, hem onlar yokken bize arkadaşlık da edermiş, almış gelmiş… Bütün akşam koşturup durduk köpeciği, Adını da “Sali” koymuş bir arkadaşımızın Dali isimli köpeğinden esinlenerek…  Sali aşağıya Sali yukarıya. Mutfağa gidiyorum babam düğmesine basıyor, koş ablana diye bırakıyor peşime.

Ve son kare… Bir çok şeyi sevdim burada da, yuvarlak komidini, yeşile bakan pencereleri,  pencerenin yanındaki rafları, koltuğun rengini… Sanırım sadece yerleri beyaz ahşap yapardım o kadar.

Başka bir dörtlüde buluncaya kadar esen kalın efendim… 

While surfing between the blogs or pinterest,  some wonderful images are catching my eyes, when I look carefully at the images, I can find many reasons to like them.

For instance these four images; I liked their every single detail.

Boots, sweaters and hair color... I liked each one individually. Actually height of boots are too much for my legs... anyway, I liked...

This wooden side table... If one day, I have a bigger home than our current one and It has a special working area to me, I would like to see this beauty in there. 

Look at this cute baby... in these days we would like to have a dog like this but still undecided. We have not had any experience about pets. Our parents came to us for a short vacation and we talked them about this our request but I guess, they have not taken us seriously that my father bought a dog toy for us yesterday:)

And last image... shelves, color of sofa, windows... shortly, I loved this corner. Maybe I can change only floor with wooden white floor...


See you the next four beauty...







Kes Yapıştır, Yap Yakıştır...



Oraya buraya birşeyler asmayı seviyorum. Bazen işi abarttığım da oluyor, deli kızın ceyizi gibi her yerden birşeyler sarkıyor, için için hissediyorum şimdi Funda “aaa yeter bunaldım kaldır şunları” diyecek diyorum, bazen tam zamanında çıkartıyorum, bazen hafif bir gerginliğin ardından... Bir süre duvarları rahat bırakıyorum ama sonra yavaştan yavaştan çaktırmadan o köşeye bir şey, bu köşeye bir şey derken  bir bakıyorum ev yine dönmüş çıfıt çarşısına..


Ama ben böyle yaşayan mekanları seviyorum, devamlı bir hareket, devamlı bir değişiklik hoşuma gidiyor. Eee her gördüğüm şeye de özeniyorum, hevesleniyorum. Yaptım tamam oldu at gitsin de olmuyor, sıkılana kadar gözümün önünde dursunlar istiyorum. Mesela son yaptığım hani şu 3 boyutlu geometrik şekiller vardı ya, ayy onlar kedi eniği gibi oradan oraya nasıl taşındılar, nasıl canları çıktı bir görseniz... At bizi diyorlar da oralı olmuyorum.


Yaz aylarında Patchwork Harmony bloğunun sahibi Caroline yapmıştı eski sigara kartlarından buna benzer bir şey. Ben de sigara kartı olmadığından internette bulduğum çiçek resimlerini, gramajı ağır bir kağıda renkli çıktısını alıp kullandım.

Güzelce kestim sonra da dikiş makinesinde ard arda diktim ve duvara kondurdum (dikiş makinası olmayanlar arkadan bantla yapıştırıversinler gitsin).  Bir süre de bu durur duvarda, sonra bu gider başkası gelir, her defasında küçük bir değişiklik, küçük bir mutluluk…

Böyle böyle hayat geçiyor işte : )



I love to see different decorations on the walls time to time. The easiest way to change the atmosphere of the house is garlands, isn't it?

But I guess, sometimes I'm exaggerating! You can see something hanging every corner of our house. Although I love this colorful mess, my younger sister don't like it so much. Because of that sometimes, I remove garlands or whatever hanging on the walls and I'm giving a little break until making the new one.



I had seen this sweet and simple idea which made by dear Caroline from Patchwork Harmony blog last summer. She had used vintage cigarette cards but I did not have like that card and because of that I have used these printed vintage flowers images.

This garland stay on the wall for a while then someone else comes, this goes.
Every small change brings a little happiness...


Going through life like that:)







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...