Haftasonu Kartı - Neticede O Bir Çocuk...





Hani dedim ya geçen gün, yanımda fotoğraf makinası ile geldim, iş çıkışı bir ümit bir iki dal bir şey çekebilirim belki diye… O akşam işten birazcık geç çıktım, sonra gittim yolun karşısındaki parka, birde ne göreyim bir dolu çiçekli ağaç, ama ışık gitti gidecek.. Birkaç kare çektim (tabi ki birkaç kare değil… 77) yeter artık gideyim derken küçücük bir  papatya kümesi gördüm, kendimi nasıl çimlere attım bilmiyorum, epey bir yuvarlandım yerlerde. Kendimden geçtim. O anda bir telefon… Neredesin sen diye. Normalde ben kardeşimden önce evde oluyorum, bizimkisi gelmiş tabi ben yokum, sofra hala kurulmamış, babam acıkmış ve voltalara başlamış… Tamam tamam dedim telaşla, köşeyi dönüyorum… Çok yalan söyledim bu şekilde çoookk.. Normalde hiçbir yere geç kalmam, panik bir tip olduğumdan hep bekleyen ben olurum ama söz konusu ailemse, çocukluğumdan beri benim böyle avare avare kendimi kaybedip eve geç kalmışlığım ve hepsinin camda – balkonda bir sinir harbi içinde beni bekliyor oluşları bir klasiktir. Bir de inat gibi suçlu olunca beni bir gülme alır.. gıcık olurum iyice…

Misal ramazan, bana para vermişler pide al eve gelirken diye, ben kesin ya parayı elimden uçururum ya da fırına gitmeyi unuturum. Sonra top patlar ben hala ha burada bulurum, ha bu fırında pide kalmıştır diye epey bir çıkarım mahallenin dışına… Mesela yoğurt alınacak, gençler bilmez, eskiden tas götürülüp alınırdı yoğurt, eğer yanında ekmek de alınacaksa, 1 kilo yoğurt kesin yarım kilo olarak gelirdi eve, çünkü bakkal yolunun kestirmesinde bir duvardan atlama durumu söz konusuydu, o esnada ya tası devirirdim, ya da oturudum duvara  leyle leyla etrafa bakınırken hop  yemişim ekmeğin yarısıyla yoğurdu. Bir de şöyle bir muhabbet vardır; sözüm ona ekmeği yoğurda daldırırsan ekşirmiş.. Yalan.. kesin annem uydurdu bunu…

Konudan epey bir saptım yine, ne diyordum, paçam tutuştu tabi benim, nasıl gidiyorum eve bir görseniz… Zaten yolumun üstündeki esnaf kimbilir neler diyordur arkamdan. Hep o kadar hızlı geçiyorum ki önlerinden kafa yerde, böyle ışık hüzmesi gibi… Tiroidlerin tavan yaptığı zamanlar koşuyordum hatta. Ayyyy şimdi bayılacağım diyede söyleniyordum içimden.. Sakin ol bi değil mi…

Neyse girdim içeriye, başladı bunlar; yok nerede kaldın hava karardı, insan geç gelecekse arar, kendini kaybediyorsun falan… Ben mutluyum ama papatya fotoğrafları çekmişim yaa, nasıl kendimi yerlere attığımı bir de salonda onlara göstereyim dedim.. Koca kız…

Sen sabah bir de baktım ki fotoğraf makinası çalışmıyor, resmen beynimden vurulmuşa döndüm.. Ağladım ağlayacağım, neticede çocuğum o benim.. Sonra anladım lens gitmiş.. Atarsan kendini öyle yerden yere olacağı bu tabi.. Ama uzun bir süre bunu hatırlamadım.. Epey bir kafa yordum ne yaptım da bu oldu diye, elimden de düşürmedim ki falan diyorum.. Sonra aradan epey bir zaman geçti babamla konuşurken ooff dedim kimbilir ne zaman halledeceğim bu lens olayını, nasıl dayanacağım onsuzluğa falan.. Babam da eğer akşamki gibi atıyorsan kendini yerlere biraz ara vermen iyi olur dediJ O anda hatırladım, kesin o sırada çarptı bir yere, halbuki çantasının da içindeydi ama…

Şimdi birazcık daha sakinim, sinirim, üzüntüm hafifledi ta ki Sirkeci’ye gidip sorunu öğrenene kadar düşünmemeye karar verdim.. Bu sırada ilk lensle idare edeceğim artık, ya da kendimi dikişe vereceğim.


Hepinize neşeli, pırıl pırıl bir haftasonu diliyorum…


This story is about lens of my camera. Last day, after the work I wanted to take some blossoms photo and I was late for go to at home. I forget everything when I take photo.
Next day, I realized that my camera was broken. I felt so sorry. my camera's lens don't work. I hope, I will solve this problem tomorrow. It is like my child and I want to repair it as soon as. Wish me luck...
Happy Weekend..



16 yorum :

  1. üzüldüm makinana, inşallah bir an evvel düzelirde yine bize bahar dallarını çekersin..

    YanıtlaSil
  2. Şanssızlık işte , sen de papatyaları görünce kendini kaybetmişsin , bir taraftan komik bir durum .
    Mutlu haftasonları .

    YanıtlaSil
  3. Senin çocuğa kesin nazar değdi Nohutcuğum,hatta bu konuda kendimi suçlu hissediyorum :( Güzel fotoğraf çekiyorsun tamam herkes biliyor da biz bunu tüm blog alemine duyurup kötü enerji patlaması yaptık :( Biz derken NOFOHAG (Nohut'un fotolarına hayran grubu )

    YanıtlaSil
  4. ne güzel fotograflar çekiyorsunuz. makinenizin markası nedir acaba?

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazıydı. Mutlu haftasonları. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. offf aydacım çok üzüldüm ya çok kötü olmuş umarım ciddi bir sorun yoktur ve hemen haledilir. hangisi gitti bu arada 18-135 değildir umarım:(

    YanıtlaSil
  7. Babana ver o halletsin yaaa babalar o islere bakar:) bak sen fotograf çekmeden bizde senin fotolarına bakmadan duramayız soyliyim biz artık bağımlımız...

    YanıtlaSil
  8. Aaaa çok üzüldüm bak... Hangi lensin bozuldu Ayda' cığım? Hallolur ama sıkma canını. Ben makinemi alır almaz başına gelen talihsizlikle hiç fotoğraf çekemeden makineyi servise yollamıştım :D Bir ay gibi bir süre makinesiz üzüntüden gebermiştim desem yeri :S En azından makinen seninle ve başka lensin var - hadi gülümse ;) Güzel bir haftasonu olsun hepimize. Her şerde vardır bir hayır - bakarsın, bu sayede dikiş işini ilerletirsin baya ;)

    YanıtlaSil
  9. Geçmiş olsun sen bi tarafını yaralamışsın ya, fotoğraf aşkı bu olsa gerek, böyle kendini kaptıracak kadar bir işi sevmek yapmak herkesin yapacağı bir şey değil bu senin şansın içinden gelen ama hani papatyalar ?!!

    YanıtlaSil
  10. Colette'nin yazdıklarının altına imzamı atıyorum, diğer düşüncelerimi zaten demiştim, iyi olduğuna sevindim Rızaaaa'm :))

    YanıtlaSil
  11. Aydam belki biriktirme zamanı gelmiştir.. belki dikiş, belki okuma, belki gezme ne bilmiyorum ama biriktirme zamanını haber verdi bu lens olayı bana.. Daha iyisiyle gelmen için :)

    YanıtlaSil
  12. Geçmişler ola Aydam. İnsan çocuğuna kıyamaz ki?

    Ama ben kızkardeşine kızdım. yahu arayacağına sen kursana sofrayı bırak ablanı rahat rahat atlasın yerlere. olmaz mı?Abla olmak böyle birşey sanırım :)

    YanıtlaSil
  13. yahuu Nohutcum senin bu tip maceralarını okurken gülmekten birgün çatlayacağım :)
    çok hoşsun yani seni tanımıyorum (sadece yazılarından biliyorum) tipini hiç görmedim ama
    kendimce şirin mi şirin bir kız çocuğu canlandırdım gözümde öyle çimlerde hoplayan zıplayan... :))

    YanıtlaSil
  14. Sana hayran olmamak mümkün değil......

    YanıtlaSil
  15. sen de benim gibi muzumuşsun haaa :D

    bazen diyorum benim ben gibi bir çocuğum olsa ne yaparım acaba
    Anneme Allah iyi sabır vermiş hehehehehe :D

    YanıtlaSil
  16. I'm sorry to know that Ayda, I hope it's not as bad as you think.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...